İletişim dedikleri..
- Ayrıntılar
- Kategori: Kişisel gelişim
- Gösterim: 1413
İletişim dedikleri tek dişi kalmış canavar..
Çoğu zaman bir yanlış anlama çok şey götürür, yanlış anlama, yorumlama ve tepki hayatımızdan. Oysa bir de doğru anlamayı başarabilsek belki de bir adım daha öteye geçeceğiz, belki de yaşamın bu akıp giden sarmalından daha kolay sıyrılabileceğiz. İletişim iletişim olalı hiçbir zaman günümüzdeki kadar çeşitli olmamıştır herhalde.
Þimdi bir ilköğretim öğrencisinin elinde fotoğraf çeken cep telefonu var, bir başkasında ise bilgisayar oyunu yüklü. Hatta öyleleri var ki belediye otobüsünde internete bağlanıyor, yemek siparişini, uçak biletini bile internetten veriyor.
Oysa daha geçen yüzyıla kadar insanın tanımı yapılırken cümle hep şöyle devam ederdi. “.......ve bu tanımdan da anlaşılacağı üzere insan sosyal bir varlıktır. vs. vs” Þimdi nerede kaldı bu sosyallik. Eskiden tüfek icat oldu mertlik bozuldu derlerdi şimdi aynısını cep telefonu ve internet için söylüyorlar. Adeta İnsan içine çıkmaz olduk. Akşam eve geldiğimizde evimizin bir odasına kendimizi hapsederek ya televizyon seyrediyoruz, ya internete giriyoruz, ya da sevdiğinizle saatlerce cep telefonundan konuşuyoruz.
Adeta yaşamın zaten sarmal olan bu karmaşık yapısında onu çözmek yerine kendimize dönüyoruz. Sormak gerek, düşünmek gerek; En son ne zaman karşılıklı oturup iki çift laf ettik . Þimdi diyeceksiniz ki ne farkı var ki? Ha bir telefonla konuşmuşum ha karşılıklı konuşmuşum. Sormak lazım !
Cep telefonunuzun gözleri var mı, onun ellerini tutabiliyor, gülümsemesini görüyor musunuz? Messengerınızın duyguları var mı? Birkaç saçma sapan emotion ile 30 -35 karakter içinizdeki gülümsemeyi, kalbinizdeki özlemi yansıtıyor mu? Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Tıpkı bunun gibi bir şey aslında. Duyguları karşılıklı görmek, koklamak, dokunmak, hissetmek...Hangi teknoloji bunu başarabilir ki?
İnsan eğitimi gerçekten zor ve meşakatli. Ayarı doğru yapmadığınız da ortaya bir sürü antisosyal veya psikolojik rahatsızlığı olan bireyler çıkıyor. Oysa insan bir armut değil ki ! Ekip dibini sulayıp mahsul alalım. Hangi armutun duyguları var ki? Siz hiç üzülen bir kiraz ağacı gördünüz mü? Bu insani duyguyu başka hangi yaratılan da gördünüz ki?
Peki ne yapmak gerekiyor dersiniz? Teknolojiye güvenmeye devam mı edelim? Bizlere daha kaliteli bir iletişim sağlaması için. Yoksa insanlığın en eski dönemlerinden beri kullandığımız klasik metotların yok olmasına izin mi verelim? Hayır ! Bunların hiçbirini yapmayalım bence..Ne mi yapalım? Çocukluğunuzda arkadaşlarınızla nasıl anlaşıyorsanız öyle anlaşın, annenizden yemek isterken bunu nasıl istiyorsanız öyle isteyin.
Babanızdan ilk bisikletinizi nasıl istemişseniz gidin ve babanızla öyle konuşun. Yüzyüze, gözlerinin içine bakarak, sesini duyarak, hareketlerini görerek, nefesini, heyecanını hissederek. Siz iyisi mi en doğal olanı yaşayın. Sizce de bu daha insani değil mi?
Psik. Dan. Selçuk Arıcı
İnsan Kaynakları Uzmanı
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.