Adı konulamayan bir yolculuk bu...

elveda--Başka türlü bir şey benim istediğim
Ne ağaca benzer, ne de buluta
Burası gibi değil gideceğim memleket
Denizi ayrı deniz,
Havası ayrı hava..

Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
Yaşadığından uzun

Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
Ağacın yüksekliğince
Dalın yüksekliğince rüzgarda
Ve bir yeni ömür

Vardığın çimen yeşilliğince

Nerde gördüklerim
Nerde o beklediğim
Rengi başka
Tadı başka..

Can Yücel

...

Yaprağın yere düşmesindeki yolcuğu, bir nefes kadar kısa gelirdi insana...
Mavi ile yeşilin sevgi ile kucaklaştığı özgür iklimlerde ararken sevginin gizemli gizini, uzakların yakınlarında kaybetmeden düşün...
Hayâller ülkesinin yalnız yolcusunun, bitmeyen serüvenleri biriktirdiği düşler heybesinde, yazılanları sırlamadan sus gelmişti dillerin âhengine...

Sus diyordu, konuşursan gizem çözülür, konuşursan hikmetin sırrına vâkıf olamadan biter bu düşsel yolculuk...

Hayatı uzun mu sanırsın?
Oysa dalından kopan ağacın rüzgârda bir salınım vaktinden uzun değil yaşamak..

Bilmediğini aramak nasıl olur bilir misin?
Aramakla bulunmuyor, geldiğinde görünmüyor...
Yazıldımı okunmuyor, yazılan ise tarif edilemiyor...

Başka türlü birşey benim istediğim...

Ne yazıya gelir, ne söze.. Ne dil konuşur, ne göz görür...
Gönül de bilmez, yürek de hissetmez...
Başka türlü diyarların özlemi bu..
Sessiz çığlıkların düşleri biriktirmesi kadar zor belki ama hayâlleri çağıran bir bekleyiş bu...

Bekliyordu işte sessiz bir gölgenin yamacında...


Güneşi bulutların arkasında saklanmıştı...
Düşlerin güneşini saklayan bulutlar umudu getirirdi belki..
Uzun yağmurların bereketli iklimine bir başka yolculuk vardı belki de kim bilir...

Belki de yeni bir ömrü hayâllere sığdıramayan yüreklerin meskeni olacaktı, bu bulutlarda asılı kalan düş uçurtmaları...

Maviyi göklerin mavisinden, suyun berraklığından almıştın...
Yeşilin baharı müjdeleyen serüveni sürüklemişti seni bilinmezler ülkesinin gizine...
Yüreğinde çözülemeyen, bilinemeyen bir gizin mühürlü kilidi...

Ömür oldukça, nefes sayıldıkça, yürek attıkça senin bitmeyen sorularının cevablarında gizlenen yanıtların götüreceği yere ulaştığında, geçmiş- gelecek tek bir ânın satırında yazılır...

İşte o zaman anlarsın ki; her bir sıkıntıdan sonra gelen ferâhlıkla bilenen yüreğinin getirdiği bu yerde, ulaşabilmişsindir aradığına...


Reşhâ Sahradaesinti
01.04.2009

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.