Tasavvuf Bahçesi

Büyükleri anlamak ve kutbu irşad

BÜYÜKLERİ ANLAMAK VE KUTBU İRŞAT

Başta Rasülüllah (s.a.v) olmak üzere, manevi büyüklerin dereceleri hakkında söz söylemek, onların üstünlüklerini anlamak çok zordur.Çünkü onların manevi halleri söze ve yazıya sığmaz.Onları az da olsa anlayabilmek için, onlara tabii olma ve onların sohbetlerine iyi niyetiyle devam etmek şarttır.Onlar madde ve mekanla alakası olmayan bir alemin habercisidirler.Anlattıkları, söz kalıplarıyla tam ifade edilemediği gibi kendilerinden de kelime diziyle bir şeyler anlatmak kolay değildir.

Nitekim İmam-ı Rabbani (k.s.) Hazretleri bu büyük zatlardan asırlar içinde ancak bir tane gelen kutbu irşat hakkında buyuruyorlar ki:

“…Kutbu irşad çok az bulunur.Asırlardan çok zaman uzun sonra böyle bir cevher dünyaya gelir.Kararmış olan alem onun gelmesiyle aydınlanır.Onun irşadının ve hidayetinin nurları bütün dünyaya yayılır.Yer küresinin ortasından ta arşa kadar herkese; rüşd hidayet iman ve marifet onun yoluyla gelir.Herkes ondan feyz alır.Arada o olmadan, kimse bu nimete kavuşamaz.Onun hidayetinin nurları bir okyanus  gibi bütün dünyayı sarmıştır.O derya sanki buz tutmuştur.Hiç dalgalanmaz.(YANİ ŞÖHRETTEN UZAK OLUP, ONU HERKES TANIYAMAZ).O büyük zatı tanıyan ve seven bir kimse, onu düşünürse, yahut o, kimi sever ve onun yükselmesini isterse, o kimsenin kalbinde, sanki bir pencere açılır.Bu yoldan sevgisi ve ihlasına göre, o deryadan kalbi feyz alır.BİR KİMSE ALLAHÜ TEALAYI ZİKREDER VE BU ZATI HİÇ DÜŞÜNMEZ VE TANIMAZSA BİLE, YİNE ONDAN FEYZ ALIR

(Mektubat-ı Şerife 1/260)

Peygamberimiz a.s. ve onun varisleri Allahü Teala ve kulları arasında bir berzah mesabesindedirler.Allahü Tealanın kendilerine bahşetmiş olduğu ilahi nur ve feyz denizinde boğulmuş haldedirler.Nur denizinde yüzerler.Cismani yüzleriyle,Allahın kullarıyla meşgul olurken, manevi yüzleriyle de Allahü Tealaya bağlıdırlar.Zahirleri halk ,ile batinleri Hak iledir.Bu sebeple bu zatlara biat,Allahü Tealaya biat, onlara bağlanmak Allahü Tealaya bağlanmaktır.Onların yüzüne bakınca Allah-ü Teala hatırlanır.

Abdülkadir Dedeoğlu (Osmanlı yayınevi)

Günün Sözü

"Resûl-i Ekrem (s.a.v.) her Ramazan ayında on gün i‘tikâfa girerdi. Vefât ettiği senenin Ramazân’ında yirmi gün i‘tikâfa girdi. (Hadîs-i Şerif—Buhârî)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.