Mehmet Emre Fetvalar

Satışta kefalet

2516 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, bir malını, Amr'a satmak istediğinde, Bekir (ismindeki üçüncü bir kimseyi) kefil vermek şartı ile satsa ve Bekir de o mecliste hazır olup kefaleti kabul etse, satış muamelesi muteber olur." (H.Ec. c. 2/2)
Açıklama: Satış muamelelerinde mal sahibinin müşteriyi tanımaması veya ona güven duymaması halinde kefil istemeye salâhiyeti vardır. Bu yoldan giderek, yapılacak bir satışta kefilin de o mecliste bulunması ve bir itirazda bulunmayıp kabul etmesi halinde satış muamelesi geçerlidir.
2517 - Ali Efendi Fetvalarından: "İki kişi, ortak olarak satın ve teslim aldıkları bir malın bedelini ödeme hususunda, biri diğerine kefil değil iken, satıcı paranın hepsini (ortakların) birinden istemeye kadir olmaz." (H.Ec. c. 2/5)
Açıklama: Gerek alış, gerekse satış muamelelerinde ortaklık olunca, sorumluluk ve mükellefiyet ortaklık için konulan hisse nisbetinde yürütülür. Satıcı, malın bedelini ortakların her birinden ayrı ayrı isteme durumundadır. Ortaklardan birine, "Sen benim malımın bedelini tamamen ver, diğer ortağın bana vereceği bedeli ondan sen al" diyerek zorlama yapmaya hakkı olamaz.
2518 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Vekil, vekâleten sattığı şeyin bedelinden, müşterinin borcunu ibra (alacağı bağışlayıp borçluyu temize çıkarma) yapsa vekilde ödeme lâzım gelir." (H.Ec. 2/3)
Açıklama: Vekil, malı satmak ve bedelini mal sahibine teslim etmekle mükelleftir. İbra ve satış bedelinde bağışlama yapmaya salâhiyeti yoktur. Şayet o, salâhiyet sahasının dışına taşan bir tasarrufta bulunacak olursa, ödemek zorunda kalır.
2519 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Simsar marifeti ile satılan bir malın 'Satış bedelini tahsil et' diyerek, satıcı, simsara zorlama yapmaya güçlü (ve salahiyetli) olmayıp, ücret alarak sattı ise güçlü olur." (H.Ec. 2/3)
Açıklama: Simsar, bir malın satışında alıcı ile satıcı arasında aracı olan şahıstır. Mala müşteri temin etmek veya mal arayan kimseye, aradığı şeyi temin etme işine "simsarlık" adı verilmektedir. Simsar, bu işi ticaret karşılığı yapmadı ise, iki tarafa yardımcı ve faydalı olma gayesi gütmüş olacağından, satıcı "Satış bedelini tahsil et" diye onu zorlayamaz. Şayet simsar bu işi bir ücret karşılığında yapmakta ise, mal sahibi, satış bedelini tahsilde zorlama yapmaya salahiyetli olur.
2520 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd (isimli şahıs), akdi kendi adına izafe ve mal ederek, başkasına vekâleten mal satın alsa, satın aldığı şeyin bedelini ödemek Zeyd'e lâzım gelir." (H.Ec. 2/4)
2521 - Behce Fetvalarından: "Başkasına ait olup, elinde emaneten bulunan para ile satın alınan bir mal, müşteriye ait olup para sahibinin olmaz." (H.Ec. c. 2/4)
Açıklama: Bir kimsenin başkasına ait bir para ile, sahibine sormadan tasarrufta bulunması doğru değildir. Buna rağmen o para ile bir şey satın alacak olsa, mal para sahibinin değil, satın alan kimsenin olur. Kâr ve zarar da ona aittir. Paranın sahibi ondan parasını istemekten ötede bir hak iddiasında bulunamaz.

Günün Sözü

"Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâmı almak, hastayı ziyâret etmek, cenâzeye iştirâk etmek, dâvete icâbet etmek ve aksırana ‘yerhamükellah’ demek.” (Hadîs-i Şerif—Müttefekun aleyh)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.