Namlu gözü

İçimde, acıtmıyordun canımı. Alışmıştım belki de böbreğimde taş gibi, külümde köz gibi, cebimde koz gibi...
Hissediyordum hep, yokladıkça...
*
Ve bir gün, mermi gibi çıktın, içimi boombooş bırakarak; yannndım!..
Ateşe döndüm!..
*
Ceylanın vurulması bir derin titremedir...
Namlu ise, her haykırışında; bir fişek ateş yutar!
*
İçimde, acıtmıyordun böyle canımı. En derinimde yatıyordun; gizli ve sessiz ve ılık...
Demek ki böylesine içimde ve derinimde olman; bu kadar hızla ve uzağa gideceğini söylüyormuş;
..duymuyormuşum!
*
Ateşe kesmiş namlu gibiyim şimdi...
*
Bir namlunun gözü gibi;
Kendi içindeki boşluğa doğru batan karayım şimdi!
*
Sözler susar, izler kalır yürekte.
Her yürek, bir namluya benzer zaman zaman...
Ceylanın vurulması derin bir titremedir ve ardındaki susuştur; peki ya namlu?
Namlu; her tetik düştüğünde haykırır ve her haykırışında bir fişek ateş yutar!
*
Her yanışında bütün yanışlarını hatırlayan; yine ateşe kesmiş namlu gibiyim şimdi.
Bir namlunun gözü gibi;
..karayım şimdi!

Muammer Erkul

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.