Teflon musunuz sünger mi?

Stresi tatlı hale getirebilenler ‘teflon’, tuzundan şikâyet edenlerse ‘sünger’lerdir.

 

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet gazetesinde yayımlanan yazısında (25.05.09), stresin ‘teflon’lar ve ‘sünger’ler üzerindeki etkilerini anlatıyor. Müftüoğlu’nun yazısı şöyle:

 

“Ruh sağlığı uzmanları stresi ’beklenmeyen ve birdenbire ortaya çıkan tehlike, tehdit, değişim ya da belirsizliğe verilen bedensel tepkiler’ olarak tanımlıyor. Bana göre stres, modern hayatın tadı veya tuzudur. Onu tatlı hale getirebilenler ’teflonlar’, tuzundan şikâyet edenlerse ’sünger’lerdir.

 

Stres hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Dozunu her gün biraz daha artırıyor, varlığını daha çok hissettiriyor. Stresin de "azı karar, çoğu zarar!". Fazlasının sağlığa zararlı olduğu çok iyi biliniyor. Kalbi, bağışıklık sistemini, kalp-damar ve sindirim sistemini olumsuz etkiliyor.

 

Bana göre değişim kaçınılmaz olduğu sürece stres de kaçınılmaz bir sonuç. O, modern hayatın tadı veya tuzudur. Stresi tatlı hale getirebilenler ’teflonlar’, tuzundan şikâyet edenlerse ’sünger’lerdir.

 

Stres orkestrasının şefleri ’adrenalin’ ve ’kortizon’dur. Aracı olarak iş gören başka kimyasallar da var ama stresle yapılan ’kimyasal banyolar’ esas olarak ’adrenalin sabunu’ ve ’kortizon şampuanından’ imal edilmiştir. İçinizde fırtınalar patlatan bu kimyasallarla oluşturacağınız tepkiler genlerinize, sağlık düzeyinize, cinsiyetinize bağlı olsa da stres cevapları esas olarak kişilik yapınıza ve ne kadar antrenmanlı olduğunuza göre değişiyor. Aynı dozda strese bazıları gülüp geçerken ya da bir duvar gibi tavır verirken, bazılarının öfke, hiddet, hatta saldırganlıkla karşılık vermesi bundandır.

 

Strese verdikleri yanıtları dikkate alarak ben insanların iki temel gruba ayrılabileceklerini düşünüyorum: Teflonistler ve süngerciler.

 

Stres teflonlara yapışmıyor

 

’Teflonları’ stres tepkilerini iyi kontrol edebilen ya da strese daha iyi direnebilen, streslerini akıllıca yönetebilen kişilikler olarak düşünüyorum. Bunlar ya ’strese karşı daha deneyimli’ olduklarından yani uzun süredir tekrar tekrar karşılaştıkları stresler nedeniyle sık sık stres egzersizleri yaparak tepkilerini kontrol altına almayı öğrendiklerinden-, ya ’stresli zamanlarda çevrelerindeki aile, iş arkadaşları, sosyal organizasyonlar- güvenilir birilerinden yardım alabildiklerinden’ ya da ’stresle başa çıkma konusunda daha güçlü farkındalıklar geliştirebildiklerinden’ stres onlara bir türlü yapışamıyor! Bu insanların ya manevi yanları çok güçlü ya da manevi değerlerden yararlanmada çok becerikliler. Beyinlerini duygusal açıdan besleyebilme ve onarabilme yetenekleri de daha iyi olabilir. "Bu da geçer" diyebilen, "kötü şeyler herkesin başına gelebilir, iyiler de kötü şeylerle karşılaşabilir, yanlış anlaşılabilir" şeklinde düşünen insanların ’teflonist yapılanma’yı daha kolay geliştirebileceği kanaatindeyim. Bunlar muhtemelen hayal kırıklıkları ve üzüntülere de antrenmanlı kişiler olmalıdır.

 

Süngerciler her stresi içine çekiyor

 

’Sünger’lere gelince... Bu kişilerin yalnızca strese gösterdikleri tepkiler tarafından aşırıya kaçmadıkları, ’strese bulaşma’ veya ’stres tuzağına düşme’ konusunda da şanssızlıklar yaşadıkları kanısındayım. Onların strese hazırlıksız, stres konusunda antrenmansız olduklarını düşünüyorum. Çoğu, zaman sıkışıklıkları, aşırı yük ya da benzeri durumlarda beklenmedik tepkiler verebiliyorlar. İyi anlaşılmadıklarını ya da ’yaptıklarının kıymetinin bilinmediğini’ düşündüklerinde tepkileri daha da şiddetleniyor. Süngerler bir taraftan strese yol açabilecek süreçleri içlerine daha çok çekerken, diğer taraftan stres sarsıntılarını daha şiddetli ve derinden yaşıyor, stres tepkilerini yeteri kadar gizleyemiyorlar. Çoğu iyi niyetli, hoşgörülü ama stres yönetiminde biraz genlerinden, huylarından, biraz da antrenmansızlıklarından olsa gerek zorlanıyorlar.

 

Dozu çok önemli

 

Kısacası stres konusu bir hayli karışık. İşin uzmanlarının da (özellikle ruh sağlığı ve fizyoloji alanında çalışanların) stres konusunda farklı şeyler düşündükleri anlaşılıyor. Bana göre bu da şaşırtıcı değil. Çünkü vücudumuzdaki pek çok süreç gibi stres de ’dozunda alınınca’ bizi tetikte tutmak, daha başarılı kılmak, daha büyük hedeflere odaklanmak, oluşabilecek tehlikelere karşı hazırlıklı bulunmak gibi avantajlar sağlayan ama ’dozu kaçırıldığında’ gastritten kolite, hipertansiyondan kan şekeri fırlamalarına, kalp çarpıntılarından enfarktüs atakları ve inmelere kadar olumsuzluklara yol açan, orta ve uzun vadede depresyon, bunama gibi problemlere zemin hazırlayan önemli bir sorun gibi görünüyor.

 

Kimler teflon kimler sünger

 

Bana göre teflon stratejisini en iyi uygulayanların başında 9’uncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel geliyor. Süleyman Bey’in ne kadar mükemmel bir ’stres savar’ olduğunu uzun yıllar yakından izledim. Bu listeye politikacı olarak rahmetli İsmet İnönü’yü, Celal Bayar’ı ve Osman Bölükbaşı’yı da ekleyebilirsiniz. Abdüllatif Şener’i, İsmet Sezgin’i, meclis başkanımız Köksal Toptan’ı da aynı listeye koyabilirsiniz. Ertuğrul Özkök’ü, Rıfat Hisarcıklıoğlu’nu, Güler Sabancı’yı, Yavuz Donat’ı da aynı listeye yerleştirebilirsiniz.

 

Stresi sünger gibi içine çekenlere gelince... Rahmetli Adnan Menderes ve Turgut Özal’a ilk sıralarda yer verin! Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ın da bu grupta yer alabileceğini düşünüyorum. Aynı gruba Cem Boyner’i, Sedat Ergin’i, Hasan Cemal’i, Fatih Altaylı, Hıncal Uluç, Ahmet Hakan’ı, Kayahan ve Özdemir Erdoğan’ı da eklemek mümkün. Süngerlerin arasına beni de koymayı unutmayın.”

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.