Miftahulkulub

5. KISIM




Şerh :
İLÂH - MELİK - CEBBAR
Metinde geçen, bazı lafızların manası şöyledir :
İlâh : ibadet edilmeye hakkı olan Yüce Allah..,
Melik : Bütün kâinatın sahibi, asaleten mutlak surette hüküm­darı..                                             
Cebbar : Kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan, dılediğini zor­la yaptırmaya gücü yeten..
Melik ve Malik, isimleri sözlükte aynı manaya gelir. Ancak, Fatiha suresinin 3. âyetinde buyurular :
—  «Din gününün sahibi..»
Mana açıklanırken, aralarında fark anlatılmıştır. Ona göre :
—Malik..
İsmi şu manayadır :
—  Seçme kullar üzerinde dilediği gibi tasarruf eden..
—  Melik..
İsmi ise, emir ve yasağa tabi olan cümle kullar, üzerinde tasarruf eden, olur.
Metne devam edelim :
Vahid Kahhar'dan başka ilah yoktur. Aziz Gaffar'dan başka ilâh yoktur. (Lâ ilahe illallah'ül - vahid'ül - kahhar. Lâ ilahe illallâh'ül - aziz'ül ­gaffar.)
Şerh:           
VAHİD - KAHHAR - AZİZ - GAFFAR
—  İlâh..
Kelimesi yukarıda anlatıldı. Diğer güzel isimlerin manaları ise, kı­saca şöyledir :
Vahid : Tek; zatında, sıfatlarında, isimlerinde, hükümlerinde asla ortağı, benzeri, dengi olmayan..
K a h h a r : Diledıği gibi yapmak sureti ile her şeye üstün ve hâkim.
Aziz : Alt edilmesi mümkün olmayan alt eden..
Gaffar : Bağışlaması pek çok olan.. Yani : Hemen her günahı, büyüğünü, küçüğünü; isterse kul, tekrar tekrar günah işlesin, hepsini bağışlar; yeter ki kul, tevbe etsin.
Metne devam edelim :
Kerim Settar Allah'tan başka ilâh yoktur (Lâ ilahe illallah'ül - ke­rim'üs-settar).
Şerh :
KERİM - SETTAR
Burada anlatılan iki güzel ismin kısaca manası şudur:
Kerim : Keremi bol olan.. Hayrı, iyiliği, ikramı çok olan için dahi kullanılan güzel bir isimdir. Nitekim şöyle bir tarif dahi yapılmış­tır :
-- Kerem, semahettir. Yani : Bolluk, kolaylık..
Burada, daha uygun bir mana vardır; o da:
—  Yüce Azim Allah'tan başka ilâh yoktur.
Cümlesindeki manaya benzer, yeri gelince anlatılacaktır; tekrar ol­maması için burada anlatılmadı.
—  Settar..
İsminin, kısaca ifade ettiği mana ise şudur:
—  Tüm ayıpları tam manası ile örtüp kapatan..
Metne devam edelim :
Kebir Müteal Allah'tan başka ilah yoktur. Gecenin ve gündüzün ya­ratıcısından başka ilah yoktur. Her yerde kendisine ibadet edilen zat­tan başka ilah yoktur. Her dilde anılan zattan başka ilah yoktur. (Lâ ilahe illallâh'ül - kebir'ul - müteal. Lâ ilahe illallahü halik'ul- leyli ven­nehar. Lâ ilahe illallah'ul - mabudu bikülli mekân. Lâ ilahe illallâh'ül -mezkûru bikülli lisan.)
Şerh :
KEBÎR - MÜTEAL
Burada geçen, Yüce Allah'ın güzel isimlerinden ikisi mana olarak şöyledir :
Kebir : Pek büyük.. Yerde, ve gökte ondan daha büyüğü olma­yan..
Müteal : Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve hareketten pek yüce, temiz..
Görülen canlı ve cansız, hemen her şey, Yüce Allah'ı tesbih eder, onu zikreder ve anar; ama, onların dilinden herkes anlayamaz. Bunu anla­tan bir beyt söyledin :
Hemen her sabah çimen kuşları; Anarlar seni, dilleri ayrı..
Bu mana, îsra suresinin 44. âyetinde şöyle anlatıldı :
—  «Onu tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur.»
Hemen her şey, Yüce Allah'ı bir başka yoldan tesbih eder : Dille, halle.. Hal dili, söz dilinden daha manalıdır.
Dilden, yani : Lisandan murad, değişik lügatler, lehçeler de olabi­lir. Bu manada Rum suresinin 22. âyeti vardır :
—  «Dillerinizin ve renklerinizin birbirini tutmaması Allah'ın âyetle­rindendir.»
Yani: Varlığına, birliğine, gücüne, kuvvetine delildir.
Metne devam edelim :
Her türlü iyilikle tanınan zattan başka ilâh yoktur. Allah'tan baş­ka ilah yoktur; o, her an bir iştedir. (Lâ ilahe illallah'ül - marufu bi­külli ihsan. Lâ ilahe illallahü külle yevmin hüve fişe'n.)
Şerh :
HER AN BÎR ÎŞ
Yüce Allah'ın her an için bir başka tecellisi vardır. Bu cümle ile, Rahman suresinin 29. âyetine işaret vardır :
—  «O, her an bir iştedir.»
Bu cümleyi (Arapça aslına göre), kelime-i tevhid ile bağlantı kur­madan manalandırmak gerekir. Tıpkı, şu cümlede olduğu gibi:
—  Allah'tan başka ilah yoktur; Rabbımız baki kalacaktır. Çünkü ;
—  Allah..                       
Lafza-i celalı, Arap dilinde marifedir. Arap dili kurralarına göre de, bir kelime cümlesinin marifeye sıfat olması caiz değildir. Ancak :
—  O, her anda bir iştedir..
Cümlesi, şu şekilde, gelebilirse, Arap dili kaidesine göre Allah, laf­za-i celâline sıfat olur :
— Allahım, ey mekri her an bir işte olan..
Keşşafta şöyle anlatıldı :
—  Allah, kendisine salât ve selâm eylesin; Resulüllah efendimiz, Rahman suresinin şu 29. âyetini okudu :
—  «Göklerdekiler ve yerdekiler, hep dileklerini ona sunarlar; o her an bir iştedir.»
Bu âyet-i kerimede geçen :
—  «Şe'n (iş)..»
Lafzı ne manaya gelir?.
Diye sordukları zaman da, şöyle buyurdu :
—  «Onun işlerindendir ki : Günahı bağışlar, sıkıntıyı giderir; bir milleti yükseltir, bir milleti de alçaltır.»
. Demişlerdir ki :
—  Yüce Allah'ın buyurduğu :
—  «O her bir iştedir..»
Mana, Yahudilerin sözünü red içindir. Zira, onlar şöyle dediler :
—  Allah, cumartesi günü bir iş görmez.
Metne devam edelim :
Allah'a iman olarak, Allah'tan başka ilâh yoktur. Allah'tan güven di­leği ile, Allah'tan başka ilâh yoktur. (Lâ ilahe illalIahü imanen billah. Lâ ilahe illallâhü emanen minellah.)
Şerh : Bir kudsî hadis-i şerife Yüce Allah'ın, söyle buyurduğu anlatılmıştır :
—  «Allah'tan başka ilâh yoktur..
Kelime-i tevhidi kalelerimden biridir; kaleme giren azabımdan emin olur.»
Üstteki metnin ikinci cümlesine şöyle bir mana vermek de mümkün­dür :                               
—  Allah'tan başka ilâh yoktur.                           
Kelime-i tevhid cümlesini söylerim; bu cümle, Allah tarafından bir güvence olarak gelmiştir.
Metne devam edelim :
Allah'tan katından gelen bir emanet olarak, Allah'tan başka ilâh yok­tur (lâ ilahe illallah emaneten indellah).
Şerh :
Metinde geçen :
—  Emanet..
Lafzı ile anlatılan mana şudur :
—  Korunmak üzere bir kimseye bırakılan bir şey..
Bu manaya göre : Kelime-i tevhid, korumaları şartı ile kullara ema­net edilmiştir.
Bu emanet işi olağandır. Nitekim, Resulüllah efendimize Allah salât ve selâm eylesin; bir yolcuyu uğurlayacağı zaman, şöyle buyururdu :
—  «Kendisine bırakılanları zay etmeyen Allah'a seni emanet ederim.»
Metne devam edelim :
Allah'tan başka ilâh yoktur; güç, kuvvet ancak Allah'ındır (lâ ilahe illallahü ve lahavle ve lâkuvvete illâ billahi).
Metinde geçen kelimelerden :
—  Havl..
Kelimesine şu mana verilmiştir :
—  Masiyetleri bırakıp iyiliklere geçmek.. Buna güç verecek olan ancak Allah'tır.
— Kuvvet..
Kellmesine ise, verilen mana şudur : Taat üzerinde sebatla durmak.. Bu da bir kuvvet ister ki, ancak Allah verir.
Üstteki manalar, Kut'ul-Kulub, kitabında yazılmıştır.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur :
—  «Güç, kuvvet ancak Allah'ındır.
Cümlesini okumak, doksan derde devadır. Bunların en küçüğü de gamdır.»
Allah kendısine salât ve selâm eylesin; Resulüllah efendimiz, Ebu Musa Eş'arî'ye şöyle buyurmuştur :
—  «Güç kuvvet ancak Allah'ındır.
Cümlesini okumaya devam et; o, cennet hazinelerinden bir hazinedir.»
Allah, kendısine salât ve selâm eylesin: Resulüllah efendimiz, bir başka hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur :
—  «Güç, kuvvet ancak Allah'ındır. Cümlesi, cennet kapılarından bir kapıdır.»
Bazı hadis-i şeriflerde ise, o .cümle şöyle anlatılmıştır :
—  «Cennet fidanı..»
Unutulmamalı ki:
—  Güç,. kuvvet ancak Allah'ındır.
Cümlesini okumanın, zor işlerin kolaylaştırılmasında, fakirliğin gide­rilmesinde büyük bir tesiri vardır.         
Bir haberde şöyle anlatıldı :
—  Allah-ü Taâlâ, arşı yarattıktan sonra, arşı taşıyan, melekleri ya­rattı. O melekler şöyle dediler :
—  Rabbımız, bizi hangi iş için yarattın?.
Allah-ü Tââlâ şöyle buyurdu :
—  Arşı taşımanız için.. O melekler şöyle dediler :
—  Arşı taşımaya kimin gücü yeter?. Zira, senin azametin ve celâlin arş üzerındedir.
Bunun üzerine, Allah-ü Taâlâ şöyle buyurdu :
—  Güç, kuvvet ancak Allah'ındir. Deyiniz ve kaldırınız.
Bunun üzerine melekler :
—  Güç, kuvvet ancak Allah'ındır.
Dediler ve arşı kaldırdılar.
Resulüllah efendimiz, bir başka hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur; Allah ona salât ve selâm eylesin :
— «Her gün, yüzkere :
—  Güç, kuvvet ancak Allah'ındır.. Cümlesini okuyan kimseye, fakirlik gelmez.»
Bu cümlenin Arapçası okunursa daha iyi olur.
Metne devam edelim :                         
Allah'tan başka ilâh yoktur; ancak ona ibadet ederiz. Allah'tan başka ilâh yoktur; bu bir gerçektir, bu bir gerçektir.
Allah'tan başka ilah yoktur; bir iman ve bir gerçek olarak..
Allah'tan başka ilâh yoktur; bir kulluk ve bağlılık olarak..
Allah'tan başka ilah yoktur; bir lütuf ve şefkat umarak..
(Lâ ilâhe illallahü ve lâna'büdü illâ iyyah. Lâ ilâhe illallahü hakkan hakka. Lâ ilâhe illallahü imanen ve sıdka. Lâ ilâhe illallahü taabbüden ve rıkka. Lâ ilâhe illallahü talattufen ve rıfka..)
Şerh :
Bu cümleleri okuyan kimse, özet olarak şöyle demektedir :
—  Ancak Allah'a ibadet kasdı ile, doğrudan doğruya Hakka inana­rak, gerçeği dile getirerek ibadet ehli bir kul olarak :
Anlatıldığına göre, Cafer-i Sadık, bir münacaatında şöyle niyaz et­miştir :
—  İlâhi, evleyana lütfettin, seni bildiler; düşmanlarına da lütuf ede­cek olaydın, seni inkâr edemezlerdi.
Hazret-i Ali'nin bir cümlesi de, şöyledir; Allah ondan razı olsun : — Allah şeytana muhlet verdi. Şunun için ki : Gazabı hak etsin; belâsı tam olsun.
Cafer-i Sadık'ın ve Hazret-i Ali'nin sözleri; metnin son cümlesini açıklamak için buraya alınmıştır. Allah ikisinden de razı olsun.
Metne devam edelim :;
Her şeyden önce, Allah'tan başka ilah yoktur. Her şeyden sonra, Allah'tan başka ilâh yoktur. (Lâ ilahe ilallahü kable külü şey'in. Lâ ilahe ilallahü ba'de külli şey'in.)
Şerh :
Bu iki cümleye göre, hemen her şeyden evvel, Yüce Allah'ın varlığı gelir; keza her şeyden sonra da..
Metne devam edelim :
Allah'tan başka ilah yoktur. Rabbımız baki kalacak, her şey yok olup ölecek. (Lâ ilahe illallahü yebka Rabbüna yefna ve yemutü küllü
şey.)
Şerh :
Yaratılmışlar iki kısma ayrılır :
a) Canlı görünenler..
c) Cansız görünenler..                                       
Ölüm, daha çok canlılar içindir; yok oimak, yani : Fena bulmak ise, cansız görünenler içindir.
Metne devam edelim :
Allah'tan başka ilah yoktur; apaçık gerçek Meliktir. Allah'tan baş­ka ilah yoktur; gerçek melik olduğu kesindir. (Lâ ilahe illallah'ül-melik'ül-hakk'ül-mübin. Lâ ilahe illallah'ul-melik'ul-hakk'ul-yakin.)
Şerh :
MELİK
Metinde geçen :
— Melik..
İsminin manası daha açık olarak şudur :
—  Bütün kâinatın sahibi, asaleten ve kayıtsız şartsız hükümdarı..
Bu durum, kesindir; inandırıcı ve doyurucu delillerle sabittir.
Metne devam edelim :
Allah'tan başka ilâh yoktur; Aliyy Azim'dir (Lâ ilahe illallâh'ul-aliyy'ul-aziym).
Şerh :
ALİYY - AZİM
Burada Yüce Allah'ın iki güzel ismine işaret edilmelidir; onlar ma­naları ile şöyledir :
Aliyy : Pek büyük, yüce; bütün yaratılmışlardan üstün..
Aziym : Pek azametli; gerçek manası ile büyük..
Metne devam edelim :
—  Allah'tan başka ilâh yoktur; Hakiym Keriym'dir (Lâ ilahe ilal­lâh'ül-hakiym'ül-keriym).
Şerh :
HAKİM - KERİM
Burada dahi Yüce Allah'ın iki güzel ismine işaret edılmelidir ki, ma­naları ile şöyledir :
Hakiym : Hemen her işi bir mana taşıyan; her işi yerli yerin­ce yapan..
K e r i y m : Keremi, ihsanı bol.. Kullara iyiliği çok; hem de çoktan çok..
Metne devam edelim :
Allah'tan başka ilâh yoktur; yedi kat semların Rabbıdır, büyük arşın Rabbıdır. Allah'tan başka ilah yoktur; keremliler keremlisidir. (Lâ ilahe illallahü rabb'üs-semavat'is-seb'i ve rabb'ül-arş'il-azim, Lâ ilahe illallahü ekrem'ül-ekremin. )
Şerh :
Şeyh Şiblî bu manada şöyle bir açıklama yaptı :
—  Keremliler keremlisi :
Sıfatı, öyle bir zata verilir ki; bir şahsa alt bir günahı bağışladığı zaman, o türden işlenen bütün şahısların günahını bağışlar..
Metne devam edelim :
Allah'tan başka ilah yoktur; merhametliler merhametlisidir (lâ ilahe illallahü erham'ür-rahimin).
Şerh :
Müstedrek Sahih'inde anlatıldığına göre, Resulüllah efendimiz şöyle buyurmuştur; Allah ona salât ve selâm eylesin :
—  «Allah tarafından tayin edilen bir melek vardır; bu melek :
—  Ey merhametliler merhametlisi (ya erham'er-rahimiyn).
Cümlesini okuyan üzerine tayin edilmiştir. Buna göre, ne zaman bir kimse :
—  Ey merhametliler merhametlisi..
Diye niyaz edecek olsa, hemen o melek şöyle söyler:
— Merhametliler merhametlisi sana bakıyor; ne dileğin varsa dile..»
Bu manada, daha geniş bir açıklama bundan önce de yapıldı.
Metne devam edelim :
Allah'tan başka ilah yoktur; tevbekarları sever (lâ ilahe illallâhü yü­hibb'üt-tevvabin).
Şerh :
TEVBE                       
Burada Yüce Allah'ın tevbekarları sevdığine işaret edilmektedir. Bu mana Bakara suresinin 222. âyetinde anlatıldı :
—  «Allah tevbekarları sever.»
Metindeki cümieye, bu âyet-i kerimenin manasının işaretine bakıla­rak şöyle bir mana verilir :
—  Allah, tevbekârların sevgilisidir; çünkü, dileklerini yerine getirir.
Bir kimse, Yüce Hakkı seviyorsa; nefsinin uygunsuz isteklerinden ge­çip Yüce Hakkın emirlerine tutunmalı. Aksi halde Yüce Hakkı sevmiş olamaz. Zira, bir kuldaki Yüce Hakkı sevmenin alâmetl; Yüce Hakkın emirlerini yerine getirmektir.
Bir kudsî hadiste, Yüce Allah'ın şöyle buyurduğu anlatıldı :
—  «Beni ananlar, benimle meclis kurmuş olurlar. Onlar bana itaat etmiş, ikramıma nail olmuşlardır.
Bu arada, bana karşı masiyet işleyenleri de ümitsizliğe düşürmem; tevbe ederlerse onları severim. Tevbe etmezlerse., onların tabibiyim; on­ları belâlara çarptırırım.»
Metne devam edelim :
Allah'tan başka ilâh yoktur; çaresizlere merhametlidir (lâ ilahe il­lallâhü rahim'ül-mesakiyn).
Şerh :
FAKİRLER
Yüce Allah'ın rahmeti ve merhameti, onun nimetinden ve ikramın­dan ibarettir.
Bir haberde şöyle anlatıldı :                 
—  Fakirler ve dünyadaki zavallı kimseler, kıyamet günü Yüce Hak­kın huzuruna çıktıkları zaman; Yüce Allah, dostunun hakkını yerine ge­tiremeyen bir kimse gibi, o fakir ve zavallı kullarına şöyle buyuracaktır :
—  Ey benim fukara kullarım, benim dünya hayatında size bir şey vermeyişimin sebebi, sizin onlara lâyık olmamanızdan ötürü değildır. Dünya düşük bir şeydi, sonra yetersizdi; size de lâyık değildi. İşte, bugün size yüksek derecenizi açıklıyorum; bu, sizin için büyük ikram ve nimet­tir şöyleki: Kıyamet meydanını gezip bakın; size dünyada bir lokma ekmek veren herkesi bağışladım, hemen onların ellerinden tutun ve bir­likte cennete götürün.
Metne devam edelim :
Allah'tan başka ilah yoktur; sapıtanlara hidayet edendir (lâ ilahe il­lallâhü hadiy'ül-mudiliyn).
Allah'tan başka ilâh yoktur; şaşıranların delilidir (lâ ilahe illallahü delil'ül-hairiyn).
Allah'tan başka ilah yoktur; korkanların güvencesidir (lâ ilahe illal­âlhü eman'ül-haifiyn).
Miftah'ül - Kulûb — Gönüller Açan Kitap, F.: 36


Günün Sözü

"“Zenginlerin dâvet edilip fakirlerin çağrılmadığı düğün yemeği ne fenâ bir yemektir.” (Hadîs-i Şerif—Müttefekun aleyh)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.