Mehtap Yâr'in Seccadesinde
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1110

Düşüncemin derinliklerinde açan mavi bir gül ısıtır yüreğimin semalarını. Güle düşen o nur aydınlatır dünyamı. Ateşsiz ve dumansız yangınlara salar; Ey öksüzlüğün emzirdiği can! Bu ne onulmaz hicran…
Erguvanlar Erken Ölümlüdür
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1287
Erguvanlar baharın ilk müjdecileri olsa da, muhteşem manzaraları uzun zaman eğleşmez şehrin şehrâyinli tepelerinde; çünkü erguvanlar güzel olduğu kadar, erken ölümlüdür de!..
Hayatın, akıl çelen güzellikleri yanında, çok eğreti, çok uçucu olduğuna işaret etmek için, ilk şiir kitabıma “Erguvan Uğultusu” ismini vermiştim.
Bugün Allah için ne yaptın
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1171

Ben bugün bir tohum ektim, bolluk ve bereketin kaynağı olan toprağın bağrına, öyle bir tohum ki, mizacında rahmet var, ilahi dokunuş var, derinliklerinde sakladığı nice sırlar var, keşfedilmeyi bekleyen… İşte ben bugün bu tohumu vatanına kavuşturdum, filizlensin, boy versin, yeşersin, erdem çiçeklerinin kokusunu salsın kâinata, mutluluğu ve huzuru yaysın dallarıyla dört bir yana, yeşilliği ferahlık olsun, nefes almayı unutmaya yüz tutmuş solgun simalara…
İnanç Isıya Benziyor
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1079
İnanmak da inanmamak da çok büyük birer güçtür...
İki üç örnek vereyim;
Dağların tepesinde kaskatı kesilmiş buz kütlelerini kim indirebilir ki ovaya?..
Ya da, çığı kim durdurabilir?..
İnanmamak; olumsuz kalmak, şüphe etmek, teklifi reddetmek, olmayacağını düşünmek, mümkün görmemek, harekete yeltenmemek, kıpırdamayı istememek, uyumsuzluk, tembellik, katılık, sertlik, soğukluk...
Zübde-i Alemsin Sen...
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1256

Öyleyse, ey göz, güzel bak !..
Sen güzel baktıkça, güzeli gördükçe, kainatın sayfaları açılacak bir bir önüne..
Sen bakmaman gerekenlere baktığında, yorulacak akıl ve kalp.
İntihar ne demek?
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1624
Daha dün yahu...Daha dün gibi Osmanlı’nın bu topraklardan silinip yok olması.
Hanedan terk-i diyar eyledi de tebaa buhar olup uçmadı ya!
Onlar bizleriz...
Osmanlı vatandaşları hâlâ aramızda yaşıyor. Geçen gün belediye otobüsünde bir amca ile konuşmaya başladık; Mustafa Kemal’in nutuklarını dinlerken yirmi yaşlarındaymış. Yanımda oturuyordu dimdik... Anlatıyor ve her sorduğuma berrak cevaplar veriyordu.
Ebru güzeli
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1372
Merhaba, ebru güzeli!..
.....
Ödüm koptu; göreceksin sandığımdan içimi...
Duruyordun ya karşımda; öd karışmış suda yüzen gül gibi!..
Bir teknede kardılar; zamk, ve kola, ve “kopartılmış” ödleri kıvâmı-ı kesîf mayi ile. İşte bu suya çizildi resmin...Neft yağıyla incelmişti boyalar ve damla damla aktı, çizgi çizgi uzadı su üstünde duygular...
Adını bilmeden sevdim
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1500
Ben, seni; adını bilmeden sevdim. Ve, “var”lığınla gülüşünü...
Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ve, “yar”lığa süzülüşünü.
Ben seni, sesini duymadan sevdim...
Ve duymadan nefesini.
Ben seni adını bilmeden sevdim...
Ama; sevdim!..
Cennet anaların ayakları altındadır
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1239
"Anne girdin düşüme./ Yorganın olsun duam;/ mezarında üşüme." (N.F.Kısakürek)
Annenin çocuğuna karşı şefkat duygusu daha o bedenine düştüğü andan itibaren başlar. Artık anne onun için yer, içer ve uyur. Canına can katılmıştır ve taşıdığı emaneti birken iki olmuştur.
Bebek dünyaya geldikten sonra ise artık tüm kaygıları, endişeleri, sevinç ve hüznü onun üzerinden olur. Artık iki kez korkar, iki kez umutlanır, iki kez hayal kurar, iki kez endişelenir. Hayata dair tüm planları, bakış açısı çocukları üzerinden şekillenir. Çocuk sayısına göre katlanır.
Yakarış
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1356
HER ÞEY ve herkes geçici; bir tek Sen…
Her şey ve herkes vefasız; bir tek Sen…
Her şey ve herkes acımasız; bir tek Sen…
Herkes unutur, bir tek Sen…
Ruhum Sana böyle muhtaçken, kalbim böylesine susamışken bir yudum sevgine, dikenleriyle ellerimi ve yüreğimi kanatan bütün bu yollar dolanıp dolanıp Sana çıkıyorken, Sana açılıyorken bütün kapılar, ve Seni soluyorken aldığım her nefes, böylesine Seninle doluyken, neden bu Sensizlik?