isra suresi 102. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111


قَالَ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا أَنزَلَ هَؤُلاء إِلاَّ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ بَصَآئِرَ وَإِنِّي لَأَظُنُّكَ يَا فِرْعَونُ مَثْبُورًا

Kâle lekad alimte mâ enzele hâulâi illâ rabbus semâvâti vel ardı basâir(basâire), ve innî le ezunnuke yâ fir’avnu mesbûrâ(mesbûran).


kâle: dedi
lekad: andolsun
alimte: sen bildin, biliyordun
mâ enzele: indirmedi
hâulâi: bunlar
illâ: ancak, den başka
rabbu: Rabb
es semâvâti: semalar
ve el ardı: ve yeryüzü, arz
basâire: basiretle (ibretle) görülen, görünür bir şekilde, görülmek üzere
ve innî: ve muhakkak ki ben
le ezunnu-ke: mutlaka seni sanıyorum, kesin şekilde inanıyorum
yâ fir'avnu: ey firavun, ya firavun
mesbûren: yıkılmış, helâk olmuş


Hasan Basri Çantay
O da: «Andolsun, dedi, bunları (her biri basıyretle görülecek) birer ibret olmak üzere göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini bilmişsindir. Ben de, Fir'avn, seni herhalde helak edilmiş sanıyorum».

Ömer Nasuhi Bilmen
Dedi ki: «Andolsun, sen bilirsin ki, bunları indirmedi, ancak göklerin ve yerin Rabbi birer basiret olmak üzere indirdi. Ve muhakkak ki, ey Fir'avun, ben seni elbette helâk olmuş sanıyorum.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Alimallah dedi: pek âlâ bilirsin ki bunları o Göklerin Yerin rabbı, sırf birer basîret olmak üzere indirdi, her halde ben de seni ya Fir'avn! Helâk olmuş zannediyorum

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Musa da: «Pekala bilirsin ki, bunları, göklerin ve yerin Rabbi ancak birer ibret olmak üzere indirdi. Mutlaka ben de seni, ey Firavun helak olmuş sanıyorum!»

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Musa dedi ki: «Ey Firavun! Pekâlâ bilirsin ki, bu mucizeleri, birer ibret olmak üzere, ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de seni helak olmuş zannediyorum.»

Diyanet İşleri (eski)
Musa da: 'And olsun ki, bunları göklerin ve yerin Rabbinin açık belgeler olarak indirdiğini biliyorsun. Ey Firavun! Doğrusu senin mahvolacağını sanıyorum' demişti.

Diyanet İşleri
Mûsâ ise, “İyi biliyorsun ki, bunları ancak, göklerin ve yerin Rabbi apaçık deliller olarak indirmiştir. Ey Firavun, ben de seni kesinlikle helâk olmuş bir kişi olarak görüyorum” demişti.

Diyanet Vakfi
(Musa Firavun'a:) «Pek âlâ biliyorsun ki, dedi, bunları, birer ibret olmak üzere, ancak, göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin hakikaten mahvolduğunu sanıyorum!»

Celal Yıldırım
Musa da ona: «Yemin ederim ki bunları ancak göklerin ve yerin Rabbinin açıkça görülecek belgeler halinde indirdiğini sen de çok iyi bilirsin ve elbette ben de seni yok edilmiş sanıyorum» demişti.

Suat Yıldırım
Mûsâ da şöyle cevap verdi: "Pek iyi bilirsin ki bu âyetleri, birer belge olmak üzere, indiren, göklerin ve yerin Rabbinden başkası değildir. Ey Firavun! Ben de senin mahvolduğunu zannediyorum."

Ali Fikri Yavuz
Mûsa dedi ki: “Pekalâ bilirsin ki, bu mûcizeler birer ibret olsunlar diye, göklerin ve yerin Rabbinden başkası indirmemiştir. Ben de, ey Firavun! Seni helak olmuş zannediyorum.”

İbni Kesir
O da demişti ki: Andolsun ki sen; bunları göklerin ve yerin Rabbının, açık deliller olarak indirmiş olduğunu biliyorsun. Ben, doğrusu ey Firavun, senin mahvolacağını sanıyorum.

Abdulbaki Gölpınarlı
O da, sen de biliyorsun ki demişti, bunları, insanlara apaçık deliller olmak üzere ancak göklerin ve yeryüzünün Rabbi indirmiştir ve şüphe yok ki ey Firavun, ben de seni küfriyle helâk olmuş sanıyorum.

Adem Uğur
(Musa Firavun'a:) "Pek âlâ biliyorsun ki, dedi, bunları, birer ibret olmak üzere, ancak, göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin hakikaten mahvolduğunu sanıyorum!"

Ali Bulaç
O da: "Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış, harab olmuş sanıyorum" demişti.

Bekir Sadak
Musa da: «And olsun ki, bunlari goklerin ve yerin Rabbinin acik belgeler olarak indirdigini biliyorsun. Ey Firavun! Dogrusu senin mahvolacagini saniyorum» demisti.

Fizilal-il Kuran
Musa ona dedi ki; «Bu mucizelerin, getirdiğimiz ilahi mesajın gerçek olduğunu gösteren kanıtlar olarak yerin ve göklerin Rabbi tarafından gönderildiklerini kesin biliyorsun. Ey Firavun, bana göre sen mahvolmaya aday oluyorsun.»

Gültekin Onan
O da: "Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış, harab olmuş sanıyorum" demişti.

Muhammed Esed
(Musa) da ona: "Bu (mucizevi olguları, sana) uyarıcı, aydınlatıcı belirtiler olarak göklerin ve yerin (gerçek) sahibinden başkasının indiremeyeceğini pekala biliyorsun!" diye karşılık verdi, "Ve ey Firavun, (onları doğru değerlendirme yolunu seçmediğin için) ben de senin bütünüyle ziyan içinde olduğunu düşünüyorum!"

Şaban Piriş
Musa da ona: -Elbette bunları deliller olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini bilirsin. Ben de kesinlikle senin mahvolacağını zannediyorum ey Firavun! dedi.

Tefhim-ul Kuran
O da: «Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış, harab olmuş sanıyorum» demişti.

Ümit Şimşek
Musa dedi ki: 'And olsun, sen de biliyorsun ki, gerçeği gösteren birer delil olarak bunları indiren, Yer ve Gökler Rabbinden başkası değildir. Ey Firavun, ben de senin helâke uğrayacağını düşünüyorum.'

Süleyman Ateş
Mûsâ dedi ki: "Bunları, ancak göklerin ve yerin Rabbinin, (benim doğruluğumu belgeleyen) kanıtlar olarak indirdiğini pekâlâ bildin. Ey Fir'avn, ben de seni mahvolmuş görüyorum."

Yaşar Nuri Öztürk
Mûsa dedi: "Yemin olsun, sen bilmektesin ki, bunları, basîretle görülebilecek ibretler halinde/basîretler olarak o, göklerin ve yerin Rabbinden başkası indirmedi. Vallahi ben de seni mahvolmuş görüyorum, ey Firavun!"

Edip Yüksel
'Göklerin ve yerin Rabbi'nden başkasının bu delilleri indirmediğini iyi biliyorsun. Firavun, seni mahvolmuş biri olarak görüyorum!'