isra suresi 26. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111


وَآتِ ذَا الْقُرْبَى حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَلاَ تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا

Ve âti zel kurbâ hakkahu vel miskîne vebnes sebîli ve lâ tubezzir tebzîrâ(tebzîren).


ve âti: ve ver
ze el kurbâ: karib olan, yakınlık sahibi, akraba
hakka-hu: onun hakkı
ve el miskîne: ve miskinlere (çalışamayacak durumda olan ihtiyarlara)
vebnes sebîli (ve ibne es sebîli): ve yolda olan
ve lâ tubezzir: ve savurma, israf etme
tebzîren: israf ederek, savurarak, malı gereksiz yere harcayarak


Hasan Basri Çantay
Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hak (lar) ını ver. (Malını) israf ile saçıb savurma.

Ömer Nasuhi Bilmen
Ve karabet sahibine hakkını ver, düşküne de, parasız kalmış yolcuya da (ver). Ve saçıp savurma.

Elmalılı Hamdi Yazır
Karabet sahibine de hakkını ver, miskîne de, yolda kalmışa da, bununla beraber saçıp savurma

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Akrabaya hakkını ver; yoksula, yolda kalmış olana da; bununla beraber saçıp savurma!

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber malını saçıp savurma.

Diyanet İşleri (eski)
Yakınına, düşküne, yolcuya hakkını ver; elindekileri saçıp savurma.

Diyanet İşleri
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.

Diyanet Vakfi
Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.

Celal Yıldırım
Yakınlara, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver ve sakın saçıp savurma.

Suat Yıldırım
(26-27) Yakınlarına, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver, sakın saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.

Ali Fikri Yavuz
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber (malını) büsbütün saçıp savurma.

İbni Kesir
Yakınlara hakkını ver. Miskine, yolcuya da. Ama saçıp savurma.

Abdulbaki Gölpınarlı
Akrabâya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver ve israfta ileri giderek boş yere, haksız yere malını saçma, savurma.

Adem Uğur
Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.

Ali Bulaç
Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.

Bekir Sadak
Yakinina, duskune, yolcuya hakkini ver; elindekiler sacip savurma.

Fizilal-il Kuran
Akrabalarına, yoksula ve yarı yolda kalan yolcuya hakkını ver. Fakat savurganca davranma.

Gültekin Onan
Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.

Muhammed Esed
Ve (ey insanoğlu,) yakın(ların)a hak(lar)ını ver; düşküne de, yolda kalmışa da; ama sakın (elindekini) anlamsız, amaçsız bir biçimde saçıp savurma.

Şaban Piriş
(26-27) Akrabaya, düşküne ve yolda kalmışa hakkını ver. Fakat, saçıp savurma! Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.

Tefhim-ul Kuran
Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.

Ümit Şimşek
Akrabaya, yoksullara, yolculara hakkını ver; israfla saçıp savurma.

Süleyman Ateş
Akrabâya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma.

Yaşar Nuri Öztürk
Akrabaya hakkını ver. Çaresize, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma.

Edip Yüksel
Akrabalara haklarını ver. İhtiyaç sahiplerine ve yolcuya da... Ancak saçıp savurma