وَمَا يَسْتَوِي الْأَعْمَى وَالْبَصِيرُ
Ve mâ yestevîl a’mâ vel basîr(basîru).
| ve mâ | : ve değil, olmaz |
| yestevî | : müsavi, eşit |
| el a'mâ | : âmâ, kör, görmeyen |
| ve el basîru | : ve gören, basiret sahibi olan |
(19-20-21) Körle gören, karanlıklarla nuur, gölge ile sıcak bir olmaz.
(19-20) Ve kör ile gören müsavî olmaz. Ve zulmetler ile nûr da (müsavî değildir).
Ne kör ile gören, müsavi olur
Ne kör ile gören eşit olur,
Ne kör ile gören eşit olur,
(19-21) Kör ile gören, karanlıklar ile ışık ve gölgelikle sıcaklık bir değildir.
Kör ile gören bir olmaz.
(19-21) Körle gören, karanlıkla aydınlık, gölge ile sıcak bir olmaz.
Görmeyenle gören bir değildir.
(19-22) Görenle görmeyen (âma) bir olmaz. Karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak, dirilerle ölüler de bir olmaz! (müminlerle kâfirler bir olmaz). Allah, dilediğine hakkı işittirir, sen kabirde olanlara sesini elbette işittiremezsin.
Ne gözleri kör olanla gözleri gören,
Kör ile gören eşit olmaz.
Ve ne körle gören eşit olur.
Körle, gören bir olmaz.
Kör olanla (basiretle) gören bir değildir;
-21. Kor ile goren, karanliklar ile isik ve golgelikle sicaklik bir degildir.
Kör ile görebilen bir olmaz.
Kör olanla (basiretle) gören bir değildir.
Nitekim, ne gören ile görmeyen bir olur;
Körle gören bir değildir.
Kör olanla (basiretle) gören bir değildir;
Ne kör ile gören bir olur,
Körle, gören bir olmaz.
Körle, gören bir olmaz!
Kör ile gören bir olmaz.