حَتَّى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَ
Hattâ zurtumul mekâbir(mekâbire).
| hattâ | : hatta, öyle ki |
| zurtum(u) | : ziyaret ettiniz |
| el mekâbira | : kabirler, mezarlar |
tâ kabirler (e kadar gidib) ziyaret etdiniz.
(1-2) Sizi o çokluk kuruntusu oyaladı. Tâ ki, kabirleri ziyaret ediverdiniz.
Ta.. ziyaret edişinize kadar kabirleri
ta kabirlere kadar gidip ziyaret edişinize kadar!
(1-2) Çoklukla övünmek, sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.
(1-2) Çoğunluk olmak iddianız sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.
(1-2) Çoklukla övünmek sizi, kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı.
(1-2) Çokluk kuruntusu sizi o derece oyaladı ki, nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.
Kabirleri bile ziyaret ettiniz (oradaki ölülerinizi bile saymaya çalıştınız).
Tâ boylayıncaya kadar kabirleri!
Kabirlere varıncıya kadar ziyaret ettiniz; (ölülerinizi sayıb onların yokluğu ile öğündünüz.)
Mezarlıkları bile ziyaret ettiniz,
Ziyâret edinceye dek kabirleri.
Nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.
Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.
(1-2) Cogunluk olmak iddianiz sizi o kadar mesgul etti ki, mezarlari ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.
Nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.
Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.
mezarlarınıza girinceye dek (süren).
Mezarları ziyaret edinceye / ölünceye dek.
Öyle ki (bu) mezarı ziyaretinize (Kabire gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.
Kabre varıncaya kadar!
Nihâyet kabirleri ziyaret ettiniz (kabre girinceye kadar mal artırmağa çalıştınız).
Öyle ki, ziyaret edip saydınız kabirleri.
Mezarlara varıncaya (ölünceye) kadar...