وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّى
Ven nehâri izâ tecellâ.
| ve en nehâri | : ve gündüze |
| izâ | : olduğu zaman, olduğu an, olacağı an |
| tecellâ | : tecelli edecek, parıldayıp aydınlanacak |
açıl (ıb ağar) dığı zaman gündüze,
(1-2) Andolsun örtüverdiği zaman geceye. Ve açıldığı zaman gündüze.
Ve açıldığı zaman o gündüze
açıldığı zaman o gündüze,
Açıldığı zaman gündüze,
Açılıp aydınlattığı zaman gündüze and olsun.
Açılıp aydınlandığı zaman gündüze andolsun,
(1-4) (Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye, açılıp ağardığı vakit gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki işleriniz başka başkadır.
(Karanlığı yırtıp) aydınlığıyla ortaya çıktığı zaman gündüze,
Açılıp parladığı zaman gündüz,
Açılıb aydınlandığı zaman gündüze,
Açıldığı zaman gündüze,
Ve ışıyınca, güne.
Açılıp ağardığı vakit gündüze,
Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze,
Acilip aydinlattigi zaman gunduze and olsun.
Ortaya çıkıp göründüğü zaman gündüze andolsun,
Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze,
ve aydınlığı yükselten gündüzü!
Ortaya çıktığı zaman gündüze.
Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze,
Ve parladığında güne,
Göründüğü zaman gündüze andolsun,
Ve parıldadığı zaman gündüze,
Ortaya çıktığı zaman gündüze,