Tesettür başı örtmekten ibaret değildir
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1898
Kuralsızlık, ölçüsüzlük, kural tanımazlık ne kadar kötü bir şey... Kurallar insanlar içindir; insanların rahat ve huzuru içindir. Özgürlük için insanlar bu huzuru tepiyorlar. Halbuki tam bir özgürlük yoktur insan için. Tam özgürlük insanlarda değil hayvanlarda vardır.
Günümüz insanı hem inancından hem de serbest yaşayışından vazgeçmek istemiyor. Halbuki din, inanç bir kurallar manzumesinden ibarettir. Kişinin her istediğini yapması hem de inançlı kalması mümkün değildir. Çünkü inandığı gibi yaşamayan kimse, bir müddet sonra yaşadığı gibi inanmaya başlar.
Sünnetin dinimizdeki yeri
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1355
"Kişinin koltuğuna kurulup benden hadîs nakletmesi ve 'Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı var. Onda helâl olarak bulduğumuzu helâl sayar, haram olarak bulduğumuzu da haram sayarız.' demesi yakındır. Dikkat edin! Resûlullah'ın (hadîs-i şerîflerinde) haram kıldığı da Allah'ın (Kur'ân'da) haram kıldığı gibidir."
İmrân bin Husayn (r.a.) şefaate dâir hadîs-i şerîfi zikretti. Orada bulunanlardan bir kişi:
- Ya İmrân! Siz bizlere hadîs rivayet ediyorsunuz.
İnsanların hoşlanmadıkları üç şey...
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1702
Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden Ebûdderdâ hazretleri buyurdu ki: İnsanlar fakirlikten hoşlanmazlar, fakat ben onu severim. Onlar ölümden hoşlanmazlar, fakat ben onu severim. Onlar hastalanmaktan hoşlanmazlar, fakat ben hoşlanırım. Çünkü, Rabbime karşı alçak gönüllü olmak için fakirliği severim. Rabbime kavuşmaya olan arzûmdan dolayı ölümü severim. Günâhlarıma keffâret olduğu için de hastalığı severim.
Resûlullah s.a.v. efendimiz buyurdu ki:
Güler yüz ve tatlı dilin gücü!..
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1177
Allahü teâlâ insanı eşref-i mahluk olarak, yani yaratılmışların en şereflisi olarak yaratmıştır. Diğer mahluklara vermediği pek çok üstünlüğü insanlara vermiştir.
Mesela, insan dışında hiçbir canlı gülemez, gülümseyemez. Hayvanlar açlıkla, acıyla bağırabilirler; ancak yalnızca insan gülebilir, tebessüm edebilir.
İnsan, Allahü teâlânın bu ihsanını, nimetini huy edinmesi, yani her zaman güler yüzlü, tebessümlü olması gerekir. Hadis-i şerifte, “Hayrı, iyiliği, güzel yüzlülerin yanında arayınız!” buyuruldu.
Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür...
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1493
İbrahim bin Edhem hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Büyük âlimlerdendir. Onu tanımayan Müslümanların sayısı çok azdır.
Hangi devlette yaşarsa yaşasın, Müslümanların çoğunluğu onu tanır. Sever ve rahmetle yâd eder...
Yedi yüz yetmiş dokuz senesinde yani 1230 yıl önce vefat etmiş olmasına rağmen, hâlâ unutulmadı. Hikmetli ve güzel sözleri, örnek halleri insanların takdirini ve hayranlığını kazandı. Bu takdir ve hayranlık kıyamete kadar da devam edecektir.
Sevgili Peygamberimiz hakkında birkaç kelime...
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1408
Devamını oku: Sevgili Peygamberimiz hakkında birkaç kelime...
Bugünkü makâlemizin hemen başında birazcık, kelâmların en güzeli olan, yüce Allah’ın kelâmı Kur’ân-ı kerîmde medhedilen, bütün insanlara ve cinnîlere Peygamber olarak seçilip gönderilen, Allahü teâlânın Habîbi, yaratılmış bütün insanların ve diğer mahlûkâtın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisi, son ve en üstün Peygamber Muhammed aleyhisselâmdan âyet-i kerîmelerde nasıl bahsedildiğini ele alalım:
“Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik” [Enbiyâ, 107],
“Mizah” kelimesinin manası
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1617
Ömer bin Abdülaziz hazretleri buyurdu ki: “Allah’tan korkun ve mizah yapmaktan kaçının. Mizah kin gütmeye ve kötülüğe sürükler! Kur’an-ı kerim ile konuşun ve Kur’an’ın gölgesinde oturun. Eğer Kur’an size ağır gelirse o zaman güzel bir konuşma yapın, güzel şeyler konuşun!”
Hazreti Ömer yanındakilere sordu: “Mizaha neden mizah denildiğini bilir misiniz?” “Hayır, bilmeyiz!” dediler. Hz. Ömer, “Çünkü o (mizah) sahibini haktan kaydırır. Onun için ona kaydırmak mânâsına gelen ‘mizah’ kelimesi ad olarak verilmiştir.”
Doğruluk, güzel ahlâkın özü
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1949
Hazreti Lokman Hakîm‘e sordular: - Güzel ahlakın özü nedir? - Doğru sözlü olmak, emaneti sahibine vermek ve kendisini ilgilendirmeyen şeylerle ilgilenmemek...
Doğru söylemek dinimizin emridir. Yalan söylemek, çok kötü bir huydur. Yalan, her dinde haramdı. Bütün peygamberler yalan üzerinde çok durmuşlardır. Peygamber efendimiz ümmetine bir nasihatinde şöyle buyurdu:
Siz Neye "Yaşamak" Diyorsunuz
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1128
Yaşamakta olduğumuz bir hayat var. Peki, adına gerçekten “yaşamak” diyebiliyor muyuz? Hayatı anlamlı yaşamaktır asıl olan, sahici ve yapmacıksız…
Su gibi duru olmalı niyetler, içimizde taşıdığımız, Yaradan’la aramızda köprü olan kalbi karartmadan, lekelemeden, nisyana düşürmeden yaşamaktır hayat.
Bugünün hakkını vererek, yarının endişesini taşımaktır, öteler adına. Sırata gelmeden sırattan geçmek ve her an kayıp gayyalara düşmenin endişesini taşıyarak, buram buram terlemektir yaşamak…
Mealcilik Sorgulaması
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1267
Muasır Müslümanların önünde Kur’an-ı Kerim’in anlamıyla muhataplık kurmanın başlıca iki yolu olduğunu söylemek mümkün. Biri İslamî ilimler okumaları, diğeri meal okumaları.
[Sözün başında belirtmek gerekirse burada İslamî ilimler yerine tefsir de denebilir. Son tahlilde Tefsir İslamî ilimlerin muhtelif dallarından beslenir. Çok boyutlu anlamı hedeflediği için tefsir ilmi, salt dil bilgileri ve edebiyatın sunduğu imkânlarla yetinmez; Bunların yanında usul ilimlerinin öngördüğü yöntem esasında Sünnet’i ve Selef’in anlama tecrübesini kaynak alarak Kur’an-ı Kerim üzerinde tutarlı ve bütüncül bir manaya kavuşmayı planlar.]
Kalu bela ne demektir?
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1447
Kaalû belâ, “evet dediler” mânâsına gelen dînî ıstılahlarımızdandır.
Yani Allâh Teâlâ’nın, kullarıyla ezelde yaptığı, kulların da bizzat şâhitlik ettikleri meclisteki İlâhî muâhede (sözleşme) hakkında kullanılan bir tâbirdir. Buna “Bezm-i ezel, Bezm-i elest, Belî ahdi” de denir. “Bezm” Farsça bir kelimedir ve sohbet, muhabbet, sevgi, dostluk meclisi mânâlarınadır. Cenâb-ı Hakk ruhları yarattığı zaman onlara, “Elestü bi Rabbiküm: (Ben sizin Rabbiniz değil miyim?)” diye sormuş ve bütün kullar da “Belâ: (Evet, sen bizim Rabbimizsin)” karşılığını vermişlerdir.
Kur’ân-ı Kerim’de, bu sözleşmenin, kıyâmet gününde insanların,