Mum Işığıyla Terbiye olan Damat Efendi

 Mecmau’l-Enhur fi Þerhi Mülteka’l-Ebhur eserinin sahibi Muhammed b. Süleyman, “Damat Efendi” lakabıyla meşhur olmuştur. Çünkü, bu iffet âbidesi, talebelik döneminde bir gece yarısı, mum ışığı altında ders çalışmaktadır. İlmî mütâlaalara daldığı bir esnada kapısı çalınır.

O vakitte birinin gelmesinin hasıl ettiği hayret ve misafirin kimliği hakkındaki merakla hemen kapıyı açar. Karşısında genç ve güzel bir kızcağız durmaktadır. Misafir, yolunu kaybettiğini ve etrafta başka bir ışık göremediği için onun kapısını çalmaya mecbur kaldığını söyler.

Devamını oku: Mum Işığıyla Terbiye olan Damat Efendi

Niçin Benimle Birlikte Geldin?

 İlim ehlinden bir Allah dostu anlatıyor:
"Bağdat'ta tanıdığım bir tüccar vardı. Onun tasavvuf ehlini sevmediğine dair sözler işitirdim. Sonra gördüm ki mutasavvıfların, dervişlerin yanından hiç ayrılmıyor, ayrıca bütün malını onlara infak ediyor. Kendisine sordum:
"Sen o zatlara düşmanlık besliyordun. Þimdi ne oldu da, onlara dost oldun?"
"Mesele benim bildiğim gibi değilmiş." cevabını verdi.
"Peki, nasılmış?" diye sorunca anlatmaya başladı:

Devamını oku: Niçin Benimle Birlikte Geldin?

Kurbanın olayım bir daha oku

 Ali el–Esedî, yol kesen, kan döken, mal gasp eden, yol emniyetini ihlal eden, dağların, sahraların, ıssız vâdilerin ele avuca sığmaz, güç yetmez şâkisi, haydududur.
Verdiği huzursuzluğun, gelip geçeni soyarak ele geçirdiği malın haddi hesabı yoktu.
Devlet gücü peşine düşmüş, zulmünden çaresiz kalan halk, birleşerek üzerine gitmiş; ama her seferinde Ali el–Esedî onlardan kurtulmasını ve dağlarda, sahrâlarda kaybolmasını becermiş, işlediği cürümlere yenilerini eklemişti.

Devamını oku: Kurbanın olayım bir daha oku

Seven sevene yardım etmez mi?

sevgi-kalpBirkaç yıl önce, bağlı bulunduğumuz Genel Müdürlük;  Dört  arkadaşımla birlikte,  beni bir ilimizde, memur  statüsünde işçi almak  üzere görevlendirmişti. Sözünü ettiğim ilde on  personel alacaktık ve  bunlar il müdürlüğü bünyesinde  görevlendirilecekti.
Biz beş arkadaş  birleşerek, sözünü ettiğim ile gittik.

Önceden ayrılan bir misafirhaneye indik. İle  gelişimizi kimsenin duymasını istemiyorduk. Beşimizin de kanaati oydu  ki, hak edeni kazandıralım, siyasi ve diğer baskılara boyun  eğmeyelim.

Devamını oku: Seven sevene yardım etmez mi?

Hadi kalk gidiyoruz

azrailSabah kalktım. Güzelce kahvaltımı da yaptım ve işe gittim.

Klasik bir gün... Diğerleri gibi, sıradan bir başlangıç...

Nöbetçi arkadaştan öğrendiğime göre, gece problem çıkmamış cihazlarda. Bu iyi haber işte! Zaten dünden devam eden 2 tane sistem arızası vardı.

Cihaz odasındaki klimalar da problemli. Hem de ta kurulduğu günden beri!

Bugünde firmanın birinden eleman gelecek, onlarla ilgilenmem lazım. İş çok bugün! Akşamı nasıl ederim bilmem. Bu hafta çok yoğun geçecek. Sezonda başladı malum. Beklentilerimiz epey yüksek.

Devamını oku: Hadi kalk gidiyoruz

Harâbat ehlini hor görme şakir, Defineye malik viraneler var.

Image Vaktiyle Bağdat'ın eşrafından hali vakti yerinde, zengin müslümanlardan oluşan bir kafile, Hacca gitmek niyetiyle yol hazırlıklarına başlamışlar. Yine o civarda oturan fakir, son derece saf, çok temiz, salih bir zat yaşamaktaymış. Ve Hacca gitmek üzere hazırlık yapan bu kafileyi haber alır alınca kendi kendine:

“Madem Hacca giden bir kafile var, ben de onlarla birlikte gideyim” diye düşünmüş. Böylece o da Hac yolculuğu için hazırlıklara başlayıp, kendine göre gerekli ihtiyaçlarını temin etmiş ve vakti gelince de bu hacı kafilesine katılarak yola çıkmış.

Devamını oku: Harâbat ehlini hor görme şakir, Defineye malik viraneler var.

Allah vardır ama görünmez

 Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye (ks) felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Þems-i Tebrizî'ye (ks) havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Þems-i Tebrizî hazretleri mescitte, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl
yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormakistediklerini belirttiler, Þems-i Tebrizî; "Sorun!" buyurdu. İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı. Sormaya başladı:

Devamını oku: Allah vardır ama görünmez

İlim şehrinin kapısı

 Ey irfan sahibi İmam,” dedi. “Hangi sayı 2,3,4,5,6,7,8,9 ve 10’a kadar olan sayılarla bölünse bölüm kesirsiz olur.” Hz. Ali Yahudi’ye dönüp şöyle dedi:

“Bunu söyler ve meseleyi çözersem Müslüman olur musun?”

“Evet, olurum.”

Devamını oku: İlim şehrinin kapısı

Sudaki odun

BENÎ İSRAİL’DEN bir adama gidip, ondan bin dinar borç isteyen bir adam vardı. Kendisinden borç istenen İsrailoğlu, adama:

“Bana şahitlerini getir” dedi. “Onların huzurunda bin dinarı vereyim, şahit olsunlar!”

İsteyen ise: “Þahit olarak Allah yeter” dedi.

Devamını oku: Sudaki odun

Küçük hafız kız

Image "Azrail, söylediğinden de güzelmiş"

İlkokulu bitirip kursa gelmişti. Ailesi kendi isteğiyle geldiğini söylemişti. Kayıt için adını sorduğumda: "Fatma", dedi. Hiç de çekinmeyen bir tavırla... Ve ekledi: "Eğer hafız yaptırmazsanız kayıt yaptırmak istemiyorum". Böyle tehdit edercesine konuşması onu yaşından daha olgun gösteriyordu. Tebessümle:"Korkmayın küçük hanım siz isteyin hafız da yaparız, hoca da..." O küçük gözlerinin içi parıldadı birden. Annesi:

Devamını oku: Küçük hafız kız

Sadece Allah'ın bildiği nice evliyalar vardır..

 Bir vakit Kâbe'nin Þeybe kapısından, heybetli mi heybetli, nurânî mi nurânî bir ihtiyar içeri girdi. O sırada Ebû Bekir Kettanî, Mescidi Haram'ın bir köşesinde sessizce oturmuş, tefekkür hâlinde bulunuyordu. Þeybe kapısından giren ihtiyar, doğruca Kettanî'nin önüne gelip durdu:
"Selâmün aleyküm."
"Ve aleyküm selâm"

"Ey Þeyh! Burada niçin oturuyorsun da Makamı İbrahim'e gitmiyorsun?"
"Ne yapayım Makamı İbrahim'de"

Devamını oku: Sadece Allah'ın bildiği nice evliyalar vardır..

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.