kasas suresi 20. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88


وَجَاء رَجُلٌ مِّنْ أَقْصَى الْمَدِينَةِ يَسْعَى قَالَ يَا مُوسَى إِنَّ الْمَلَأَ يَأْتَمِرُونَ بِكَ لِيَقْتُلُوكَ فَاخْرُجْ إِنِّي لَكَ مِنَ النَّاصِحِينَ

Ve câe raculun min aksal medîneti yes’â kâle yâ mûsâ innel melee ye’temirûne bike li yaktulûke fahruc innî leke minen nâsıhîn(nâsıhîne).


ve câe: ve geldi
raculun: bir adam
min: den
aksa: en uzak yer
el medîneti: şehir
yes'â: koşarak
kâle: dedi
yâ mûsâ: ey Musa
inne: muhakkak
el melee: (kavmin) ileri gelenleri
ye'temirûne: emir vermek için görüşüyorlar
bike: sana, senin için, senin hakkında
li: için
yaktulû-ke: seni öldürmek
fahruc (fe uhruc): öyleyse hemen çık
innî: muhakkak ben
leke: sana
min en nâsıhîne: nasihat edenlerden, öğüt verenlerden


Hasan Basri Çantay
Şehrin öte başından koşarak bir adam geldi. «Musa, dedi, (şehrin) öne gelenler (i) seni öldürmek için (toplandılar), hakkında müzâkere ediyorlar. Hemen (buradan) çık (git). Şübhesiz ki ben senin hayırhaahlarındanım».

Ömer Nasuhi Bilmen
Şehrin uzak tarafından bir şahıs koşarak geldi, dedi ki: «Ya Mûsa! İleri gelenler seni öldürmek için senin hakkında müşaverede bulunuyorlar, hemen çık (git). Şüphe yok ki, ben senin için hayırhâh olanlardanım.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Şehrin öte başından bir adam da koşarak geldi: Musâ dedi: haberin olsun hey'et, seni öldürmek için hakkında emri müzakere ediyorlar, hemen çık! Ben cidden senin hayırhahlarındanım

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Şehrin öte başından bir adam koşarak geldi ve: «Ey Musa, haberin olsun, ileri gelenler seni öldürmek için hakkında görüşme yapıyorlar; hemen çık git, ben senin iyiliğini isteyenlerdenim.» dedi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Şehrin öbür ucundan bir adam geldi ve dedi ki: «Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için hakkında müzakere ediyorlar. Derhal (buradan) çık! İnan ki ben senin iyiliğini isteyenlerdenim.»

Diyanet İşleri (eski)
Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi: 'Ey Musa! İleri gelenler, seni öldürmek için aralarında görüşüyorlar. Hemen uzaklaş. Doğrusu ben sana öğüt veriyorum' dedi.

Diyanet İşleri
Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi. “Ey Mûsâ! İleri gelenler seni öldürmek için aralarında senin durumunu görüşüyorlar. Şehirden hemen çık. Şüphesiz ben sana öğüt verenlerdenim” dedi.

Diyanet Vakfi
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi: Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için hakkında müzakere ediyorlar. Derhal (buradan) çık! İnan ki ben senin iyiliğini isteyenlerdenim, dedi.

Celal Yıldırım
Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve: «Ey Musâ !» dedi, «şüphen olmasın ki ileri gelenler seni öldürmek için (kendi aralarında) görüşüyorlar. Vakit kaybetmeden (şehirden) hemen çık. Çünkü ben elbette öğüt verip iyi düşünenlerdenim.»

Suat Yıldırım
Derken, şehrin öte başından bir adam koşarak geldi ve dedi ki:"Ne yapıyorsun Mûsa? Yetkililer idam istemi ile senin hakkında karar vermek üzere toplantı halindeler. Beni dinlersen derhal şehri terk et! Ben, hakikaten senin iyiliğini isteyen biriyim!"

Ali Fikri Yavuz
Şehrin öte başından koşarak bir adam geldi. Şöyle dedi: “- Ey Mûsa, şehrin ileri gelenleri seni öldürmek için hakkında müzakere yapıyorlar. Hemen çık git, muhakkak ki ben senin iyiliğini istiyenlerdenim.”

İbni Kesir
Şehrin öte başından koşarak bir adam geldi ve dedi ki: Ey Musa; ileri gelenler, seni öldürmek için aralarında görüşüyorlar. Hemen çık git, doğrusu ben, sana öğüt verenlerdenim.

Abdulbaki Gölpınarlı
Ve şehrin öte yanından koşa koşa birisi geldi de ey Mûsâ dedi, ileri gelenler, seni öldürmek için birbirleriyle görüşüp danışmadalar, hemen çık git, şüphe etme ki ben sana öğüt verenlerdenim.

Adem Uğur
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi: Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için hakkında müzakere ediyorlar. Derhal (buradan) çık! İnan ki ben senin iyiliğini isteyenlerdenim, dedi.

Ali Bulaç
Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki: "Ey Musa, önde gelenler, seni öldürmek konusunda aralarında görüşmektedirler, artık sen çık git; gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim."

Bekir Sadak
sehrin obur ucundan kosarak bir adam geldi: «Ey Musa! Ileri gelenler, seni oldurmek icin aralarinda gorusuyorlar. Hemen uzaklas. Dogrusu ben sana ogut veriyorum» dedi.

Fizilal-il Kuran
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi; «Ey Musa, ileri gelenler seni öldürmek için aralarında görüşüyorlar. Hemen uzaklaş. Doğrusu ben sana öğüt veriyorum» dedi.

Gültekin Onan
Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki: "Ey Musa, önde gelenler seni öldürmeyi buyuruyorlar, artık sen çık git; gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim."

Muhammed Esed
Tam o sırada şehrin öteki ucundan bir adam koşarak geldi ve "Ey Musa!" dedi, "(Ülkenin) ileri gelenleri seni öldürmek üzere hakkında görüşüyorlar; hemen çık git; şüphesiz ben senin iyiliğini isteyen kimselerdenim!"

Şaban Piriş
Şehrin öteki ucundan bir adam koşarak geldi: -Ey Musa! dedi. İleri gelenler seni öldürmek için görüşme yapıyorlar. Hemen çık git! Ben, senin iyiliğini isteyenlerdenim.

Tefhim-ul Kuran
Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki: «Ey Musa, önde gelenler, seni öldürmek konusunda aralarında görüşmektedirler, artık sen çık git; gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim.»

Ümit Şimşek
Derken şehrin uzak tarafından koşarak bir adam geldi. 'Musa, yöneticiler seni öldürmek için istişare ediyorlar,' dedi. 'Hemen buradan çık, git. Doğrusu ben senin iyiliğini isteyenlerdenim.'

Süleyman Ateş
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. "Ey Mûsâ, dedi, ileri gelenler seni öldürmek için aralarında konuşuyorlar. Sen çık (git), ben sana öğüt verenlerdenim."

Yaşar Nuri Öztürk
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. Dedi: "Ey Mûsa, kentin ileri gelenleri seni öldürmeyi planlıyorlar. Çık buradan! Ben sana öğüt verenlerdenim."

Edip Yüksel
Şehrin öte yanından koşa koşa gelen bir adam, 'Musa, ileri gelenler seni öldürmek için aralarında görüşüyorlar. Çabuk burayı terket; ben sana öğüt vermekteyim,' dedi.