kasas suresi 23. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88


وَلَمَّا وَرَدَ مَاء مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ أُمَّةً مِّنَ النَّاسِ يَسْقُونَ وَوَجَدَ مِن دُونِهِمُ امْرَأتَيْنِ تَذُودَانِ قَالَ مَا خَطْبُكُمَا قَالَتَا لَا نَسْقِي حَتَّى يُصْدِرَ الرِّعَاء وَأَبُونَا شَيْخٌ كَبِيرٌ

Ve lemmâ verede mâe medyene vecede aleyhi ummeten minen nâsi yeskûn(yeskûne), ve vecede min dûnihimumreeteyni tezûdân(tezûdâni), kâle mâ hatbukumâ, kâletâ lâ neskî hattâ yusdirar riâu ve ebûnâ şeyhun kebîr(kebîrun).


ve lemmâ: ve olduğu zaman
verede: vardı, ulaştı
mâe: su
medyene: Medyen
vecede: buldu
aleyhi: onun üzerinde, onda (orada)
ummeten: bir ümmet
min en nâsi: insanlardan
yeskûne: suluyor, su alıyor
ve vecede: ve buldu
min dûni-him: onlardan başka
emreeteyni: iki kadın
tezûdâni: (ikisi) engelliyor
kâle: dedi
: nedir
hatbu-kumâ: sizin (ikinizin) durumu
kâletâ: ikisi söyledi, dedi
lâ neskî: biz sulamayız, sulayamayız
hattâ: oluncaya kadar
yusdira: döner, çekilir
er riâu: çoban
ve ebû-nâ: ve bizim babamız
şeyhun: ihtiyardır
kebîrun: büyük (çok)


Hasan Basri Çantay
Vaktaki Medyen suyuna vardı, üst tarafında (ve kenarında) bir sürü insan buldu ki (hayvanlarını) suluyorlardı. Onların gerisinde (ve alt yanında) da (sürülerini) alıkoyan iki kadın gördü. Dedi: «(Bu) haaliniz ne»? Dediler: «Çobanlar sıvarıb dönünceye kadar biz sıvarmayız. Babamız ise büyük bir ihtiyardır».

Ömer Nasuhi Bilmen
Vaktâ ki, Medyen suyuna vardı, üzerinde nâstan bir cemaat buldu ki, (hayvanlarına) su veriyorlardı ve onların gerisinde iki kadın buldu ki, (koyunlarını) geri tutuyorlardı. Dedi ki: «Nedir, ikinizin hali?» Dediler ki: «Çobanlar (suvarıp) geri dönünceye kadar suvarmayız. Babamız ise büyük bir ihtiyardır.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Ve vaktâ ki Medyen suyuna vardı, üzerinde bir küme insan buldu suluyorlar, ötelerinde de iki dişi ehli buldu sakınıp duruyorlar, derdiniz nedir? Dedi «biz, çobanlar çekip gitmeyince sulamayız ve bizim babamız büyük bir pirdir» dediler

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Medyen suyuna vardığında, suyun üstünde hayvanlarını sulayan bir küme insan buldu. Bunların ötesinde de hayvanlarını alıkoyan iki kadın gördü. Onlara: «Derdiniz nedir?» diye sordu. Onlar: «Biz, çobanlar çekip gitmedikçe sulamayız ve babamız da büyük bir pirdir.» dediler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de (hayvanlarını suyun olduğu yerden) geri çeken iki kadın gördü. Onlara «Derdiniz nedir?» dedi. Şöyle cevap verdiler: «Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.»

Diyanet İşleri (eski)
Medyen suyuna geldiğinde, davarlarını sulayan bir insan topluluğu buldu. Onlardan başka, hayvanlarını sudan alıkoyan iki kadın gördü. Onlara: 'Derdiniz nedir?' dedi. 'Çobanlar ayrılana kadar biz sulamayız. Babamız çok yaşlıdır, onun için bu işi biz yapıyoruz' dediler.

Diyanet İşleri
Medyen suyuna varınca, suyun başında (hayvanlarını) sulamakta olan bazı insanlar gördü. Bunların yanında da koyunlarını suya salmamak için uğraşan iki kız gördü. Mûsâ onlara, “(Koyunlarınızı burada tutmaktaki) maksadınız ne?” dedi. Onlar, “Çobanlar sulayıp çekilinceye kadar biz koyunlarımızı sulayamayız. Babamız ise çok yaşlı bir adamdır” dediler.

Diyanet Vakfi
Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. Şöyle cevap verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.

Celal Yıldırım
Medyen suyuna varınca üzerinde toplanıp (davarlarını) sulayan bir grup insan buldu ve onların gerisinde (koyunlarına sahip çıkıp) sakınarak (sıra) bekleyen iki kadın gördü. Onlara : «Ne bu hâliniz ?» diye sordu. Onlar: «Çobanlar davarlarını sulayıp ayrılmadıkça biz davarlarımızı sulayamayız. Babamız ise iyice yaşlanmış bir ihtiyardır» diyerek cevap verdiler.

Suat Yıldırım
Medyen’in su kuyularına varınca orada davarlarını suvaran bir grup insan buldu. Onların gerisinde de kendi hayvanlarını uzakta tutmaya çalışan iki kadın gördü. "Siz niçin bekliyorsunuz?" diye sordu. Onlar da: "Çobanlar hayvanlarını suvarıp ayrılmadıkça, biz suvarmayız. Babamız da hayli yaşlı olduğundan iş bize kalıyor" diye cevapladılar.

Ali Fikri Yavuz
Medyen suyuna varınca, kuyunun başında hayvanlarını sulayan bir küme insan buldu. Onların aşağısında da, (suya doğru içmek için zorlayan hayvanları) engellemekte olan iki kadın gördü. (Onlara) dedi ki: “- Haliniz nedir?” Onlar şöyle cevap verdiler: “ - Çobanlar davarlarına su içirip dönmedikçe biz (hayvanlarımıza) su veremeyiz. Babamız da yaşı çok büyük bir ihtiyardır, (biz onun için çıkıyoruz).”

İbni Kesir
Medyen suyuna varınca; davarlarını sulayan bir insan topluluğu gördü. Ve onlardan başka sürülerini gözetleyen iki kadın buldu. Onlara: İşiniz nedir? dedi. Onlar da: Çobanlar ayrılana kadar biz sulamayız. Babamız çok yaşlıdır da ondan, dediler.

Abdulbaki Gölpınarlı
Medyen suyuna varınca orada, hayvanlarını sulayan bir bölük halk gördü. Gerilerinde de iki kadın vardı, onlar, hayvanlarını sudan men ediyorlardı. Mûsâ, ne yapıyorsunuz, niçin hayvanlarınızı sulamıyorsunuz deyince dediler ki çobanlar gidinceye dek biz, hayvanlarımızı sulayamıyoruz ve babamız da pek ihtiyar bir adam.

Adem Uğur
Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. Şöyle cevap verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.

Ali Bulaç
Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanları su başına götürmekten çekinen) iki kadın buldu. Dedi ki: "Bu durumunuz ne?" "Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır." dediler.

Bekir Sadak
Medyen suyuna geldiginde, davarlarini sulayan bir insan toplulugu buldu. Onlardan baska, hayvanlarini sudan alikoyan iki kadin gordu. Onlara: «Derdiniz nedir?» dedi. «Cobanlar ayrilana kadar biz sulamayiz. Babamiz cok yaslidir onun icin bu isi biz yapiyoruz» dediler.

Fizilal-il Kuran
Medyen suyuna geldiğinde, kuyunun başında insanların hayvanlarını suladıklarını gördü. Onlardan başka, hayvanlarını sudan alıkoyan iki kız gördü. Onlara; «Derdiniz nedir?» dedi. Dediler ki; «Çobanlar sulayıp çekilmeden biz onların içine sokulup hayvanlarımızı sulamayız. Babamız çok yaşlıdır, onun için bu işi biz yapıyoruz.»

Gültekin Onan
Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan ümmeti buldu. Onların gerisinde de [hayvanları su başına götürmekten çekinen] iki kadın buldu. Dedi ki: "Bu durumunuz ne?" "Çobanlar sürülerini sulamadıkça biz sürülerimizi sulayamayız; babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır" dediler.

Muhammed Esed
Derken, Medyen'in su kuyularına vardı ve orada (hayvanlarını) suvaran kalabalık bir grup insanla karşılaştı; ve onlardan biraz ötede kendi hayvanlarını uzakta tutmaya çalışan iki kadın gördü. (Onlara:) "Arzunuz nedir?" diye sordu. "Bu çobanlar işlerini bitirip uzaklaşmadıkça biz (hayvanlarımızı) suvaramıyoruz; çünkü (biz kadınız ve) babamız da pek yaşlı" diye cevap verdiler.

Şaban Piriş
Medyen suyuna vardığı zaman, orada bir topluluğun hayvanlarını suladığını gördü. Onların aşağısında da iki kadının sürüsünü sudan uzak tuttuğunu gördü. Meseleniz nedir dedi? -Çobanlar suyun başından ayrılmadıkça biz sulayamayız. Babamız ise çok yaşlı dediler.

Tefhim-ul Kuran
Medyen suyuna vardığı zaman, ondan su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanlarını suya gitmekten) sakınan iki kadın buldu. Dedi ki: «Bu durumunuz ne?» «Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız da yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır.» dediler.

Ümit Şimşek
Medyen'in suyuna varınca, orada hayvanlarını sulayan bir toplulukla karşılaştı. Onların gerisinde de hayvanlarını sudan uzakta tutan iki kadın gördü. Onlara 'Niçin böyle yapıyorsunuz?' diye sordu. 'Çobanlar çekilmeden biz hayvanlarımızı sulamayız,' dediler. 'Babamız ise çok yaşlı birisi.'

Süleyman Ateş
Medyen suyuna varınca onun başında birçok insanların, (hayvanlarını) suladıklarını gördü. Onların gerisinde de, (diğerlerinin hayvanlarına karışmasın diye hayvanlarını) sudan meneden iki kız buldu. (Mûsâ, onlara): "İşiniz nedir, (niçin hayvanları suya bırakmıyorsunuz)?" dedi. Dediler ki: "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız. Babamız da büyük bir ihtiyardır (O gelemez)."

Yaşar Nuri Öztürk
Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark etti. "Derdiniz nedir?" dedi. "Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır." dediler.

Edip Yüksel
Medyen suyuna vardığında, orada hayvanlarını sulayan halktan bir grup buldu. Onların gerisinde itilip kakılan iki kadın gördü. Onlara, 'Ne yapmak istiyorsunuz?' dedi. 'Çobanlar sulayıp çekilmeden sulayamayız. Babamız da çok yaşlı bir adamdır,' dediler.