وَلَقَدْ وَصَّلْنَا لَهُمُ الْقَوْلَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ
Ve lekad vassalnâ lehumul kavle leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).
| ve lekad | : ve andolsun |
| vassalnâ | : ardarda ulaştırdık |
| lehum | : onlara |
| el kavle | : sözü |
| lealle-hum | : umulur ki onlar |
| yetezekkerûne | : tezekkür ederler |
Andolsun ki biz onlar için, nasıyhat kabul etsinler diye, sözü birbiri ardınca inzal edib durmuşuzdur.
Kasem olsun ki, onlar için belki düşünürler diye sözü birbiri ardınca irâd ettik.
Celâlim hakkı için onlar hakkında sözü uladık da uladık ki iyi düşünsünler
Andolsun ki, iyi düşünsünler diye, onlar hakkında sözü uladık da uladık.
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca ulamışızdır.
And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetiştirdik; belki düşünürler.
Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur’an âyetlerini) onlara peş peşe ulaştırdık.
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir).
Biz, düşünürler de öğüt alırlar diye sözü birbiri ardınca getirdik,
Düşünüp ibret almaları için Biz, sözümüzü birbiri ardından getirdik.
Gerçekten o kâfirlere, Kur’an ayetlerini, birbiri ardınca inzal ve beyan ettik ki, ibret alıp iman etsinler.
Andolsun ki; Biz, onlar için sözü birbirine bitiştirdik. Belki düşünürler diye.
Ve andolsun öğüt alsınlar diye sözü, birbiri ardınca âyet âyet ulayıp indirmedeyiz.
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir).
Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetistirdik; belki dusunurler.
Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye vahyi birbirine bitiştirdik.
Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
Gerçek şu ki, Biz vahyi onlara adım adım ulaştırdık ki böylece belki (üzerinde düşünür), akıllarında tutarlar.
Andolsun ki, belki düşünürler diye, onlar için sözü ard arda bildirdik.
Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
Güzelce düşünüp öğüt alsınlar diye, Biz sözümüzü onlara peş peşe ulaştırdık.
Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye onlar için sözü(müzü) birbirine bitiştirdik (ardı ardına gerçeği kanıtlayan âyetler gönderdik).
Yemin olsun, biz onlar için sözü ardarda getirdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler.
Öğüt alırlar diye kendilerine mesajı iletip durduk.