enam suresi 1. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165


الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِم يَعْدِلُونَ

Elhamdu lillâhillezî halakas semâvâti vel arda ve cealez zulumâti ven nûr(nûra), summellezîne keferû bi rabbihim ya’dilûn(ya’dilûne).


el hamdu: hamd
li allâhi: Allah için, Allah'a mahsus
ellezî: ki o
halaka: yarattı
es semâvâti: semâlar, gökler
ve el arda: ve arz, yeryüzü
ve ceale: ve kıldı, yaptı, var etti
ez zulumâti: zulmetler, karanlıklar
ve en nûra: ve nur
summe: sonra
ellezîne keferû: inkâr eden kimseler, kâfirler
bi rabbi-him: Rab'lerine
ya'dilûne: adil, eş, denk tutuyorlar


Hasan Basri Çantay
Hamd olsun — O gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden — Allaha. Kâfir olanlar (bunca âyet ve delillerin zuhurundan) sonra (bunları veya bunlardan bir kısmını) haalâ Rableriyle denk tutuyorlar.

Ömer Nasuhi Bilmen
Hamd o Allah Teâlâ'ya mahsustur ki, gökleri ve yeri yaratmış ve zulmetler ile nûru var etmiştir. Sonra kâfir olanlar, (bunları) Rablerine denk tutuyorlar.

Elmalılı Hamdi Yazır
Hamd o Allahın hakkıdır ki Gökleri ve yeri yarattı zulmetleri ve nuru yaptı, sonra da Hakkı tanımayanlar bunları kendilerini yaratana denk tutuyorlar

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. Yine de hakkı tanımayanlar bunları kendilerini yaratana denk tutuyorlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. Böyleyken kâfirler hâlâ Rablerine başkalarını eşit sayıyorlar.

Diyanet İşleri (eski)
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı vareden Allah'a mahsustur. Öyle iken, inkar edenler Rablerine başkalarını eşit tutuyorlar.

Diyanet İşleri
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Böyle iken inkâr edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar.

Diyanet Vakfi
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar (hâla putları) Rab'leri ile denk tutuyorlar.

Celal Yıldırım
Hamd o Allah'a ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıkları ve aydınlığı düzenleyip var kılmıştır. Sonra da (Hakk'ı) inkâr edenler Rablarına, (yaptıkları putları, putlaştırdıkları kişileri) denk tutuyorlar.

Suat Yıldırım
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’ın hakkıdır. Bir de kâfirler kalkmışlar, birtakım putları Rab’lerine eşit sayıyorlar!

Ali Fikri Yavuz
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı yapan Allah’a mahsustur. Sonra da Rablerini tanımıyanlar, ona, putları denk tutuyorlar.

İbni Kesir
Hamd; gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı vareden Allah'a mahsustur. Sonra da kafirler bunları rabblarına denk tutuyorlar.

Abdulbaki Gölpınarlı
Hamt Allah'a ki gökleri ve yeryüzünü halketti, karanlıkları ve ışığı yarattı, sonra da kâfir olanlar, taptıklarını Rableriyle denk tutarlar.

Adem Uğur
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar (hâla putları) Rab'leri ile denk tutuyorlar.

Ali Bulaç
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı (nuru) kılan Allah'adır. (Bundan) Sonra bile, inkâr edenler, Rablerine (bir takım varlıkları ve güçleri) denk tutuyorlar.

Bekir Sadak
Hamd, gokleri ve yeri yaratan, karanliklari ve aydinligi vareden Allah'a mahsustur. Oyle iken, inkar edenler Rablerine baskalarini esit tutuyorlar.

Fizilal-il Kuran
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı yoktan var eden Allah'a mahsustur. Durum böyleyken kafirler, bu yaratıkları Rabblerine denk tutuyorlar.

Gültekin Onan
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve nuru kılan Tanrı'yadır. (Bundan) Sonra bile, küfredenler, rablerine (bir takım varlıkları ve güçleri) denk tutuyorlar.

Muhammed Esed
Her türlü övgü, gökleri ve yeri yaratan, derin karanlığı ve (parlak) aydınlığı var eden Allaha özgüdür: Ama hakikati inkara şartlanmış olanlar, başka güçleri Rableri ile eş tutarlar!

Şaban Piriş
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Yine de kafirler Rab’lerine (başkalarını) denk tutuyorlar.

Tefhim-ul Kuran
Hamd gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı (nuru) kılan Allah'adır. (Bundan) Sonra bile küfre sapanları, Rablerine (birtakım varlıkları ve güçleri) denk tutuyorlar.

Ümit Şimşek
Hamd, bütünüyle o Allah'a aittir ki, gökleri ve yeri yaratmış, karanlıkları ve aydınlığı var etmiştir. Yine de inkâr edenler, başkalarını Rablerine denk tutuyorlar.

Süleyman Ateş
Hamdolsun o Allah'a ki, gökleri ve yeri yarattı, karanlıkları ve aydınlığı var etti. Yine de inkârcılar, Rablerine eşler tutuyorlar.

Yaşar Nuri Öztürk
Hamt Allah'adır! O ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıklara ve nura vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine denk tutuyorlar.

Edip Yüksel
Övgü, gökleri ve yeri yaratan, karanlığı ve ışığı vareden ALLAH'a yaraşır. Buna rağmen, inkarcılar Rab'lerini başkalarıyla denk tutuyor.