enam suresi 113. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165


وَلِتَصْغَى إِلَيْهِ أَفْئِدَةُ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِالآخِرَةِ وَلِيَرْضَوْهُ وَلِيَقْتَرِفُواْ مَا هُم مُّقْتَرِفُونَ

Ve li tesgâ ileyhi ef’idetullezîne lâ yu’minûne bil âhıreti ve li yerdavhu ve li yakterifû mâ hum mukterifûn(mukterifûne).


ve li tesgâ: ve meyletsin
ileyhi: ona
ef'idetu: gönülleri
ellezîne: ki onlar
lâ yu'minûne: îmân etmezler, inanmazlar
bi el âhıreti: ahirete
ve li yerdav-hu: ve ondan razı olsunlar
ve li yakterifû: ve kazansınlar
mâ hum mukterifûne: onların kazandıkları şey(ler)


Hasan Basri Çantay
Bir de (bu telkıyni) âhirete inanmazların gönülleri ona ağsın, ondan hoşlansınlar, kazanmakda oldukları (günâhı) onlar ko-kazana dursunlar diye (yapar).

Ömer Nasuhi Bilmen
Ve o (yaldızlı) sözlerle ahirete inanmayanların gönülleri ona meyletsin ve ondan hoşlansınlar ve onlar irtikab eder olduklarını irtikab etsinler diye telkin eyler.

Elmalılı Hamdi Yazır
Bir de o yaldızlı lâfa Âhırete inanmıyanların gönülleri aksın ve onu hoşlansınlar ve bu ele geçirmekte oldukları varidatı elde etsinler diye öyle yaparlar

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Bir de ahirete inanmayanların gönülleri o yaldızlı söze meyletsin, ondan hoşlansınlar ve onların işlediği günahları işlesinler diye yaldızlı söz fısıldarlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Bir de ahirete iman etmeyenlerin kalbleri, o yaldızlı söze kansın, ondan hoşlansın ve işledikleri suçları işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar.

Diyanet İşleri (eski)
(112-113) Aldatmak için birbirlerine cazip sözler fısıldayan cin ve insan şeytanlarını her peygambere düşman yaptık. Bu şeytanlar ahirete inanmayanların kalblerinin o sözlere yönelmesi, ondan hoşnut olması ve kendilerinin işledikleri suçları işlemeleri için böyle yaparlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı, sen onları iftiraları ile başbaşa bırak;

Diyanet İşleri
Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye (bu fısıldamayı yaparlar).

Diyanet Vakfi
Âhirete inanmayanların kalpleri ona (yaldızlı söze) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye (böyle yaparlar).

Celal Yıldırım
Bir de Âhiret'e inanmayanların gönüllerinin meyletmesini, hoşlanmalarını ve elde ettikleri günahları işleyedurmalarını (devam ettirmek) için (bu yola başvururlar),

Suat Yıldırım
Bir de bu telkini, âhirete inanmayanların gönülleri ona meyletsin, derken ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçlarını işlemeye devam etsinler diye yaparlar.

Ali Fikri Yavuz
Bir de o yaldızlı lâfa, âhirete inanmıyanların kalbleri meyletsin, ondan hoşlansınlar ve kazanmakta oldukları günahı onlar da kazansınlar diye, öyle yaparlar.

İbni Kesir
Bir de ahirete inanmayanların kalbleri ona meyletsin, ondan hoşlansınlar ve işlesinler diye.

Abdulbaki Gölpınarlı
Onlar, âhirete inanmayanların gönülleri meyletsin ve hoşnut olsunlar da yapageldiklerine devâm etsinler diye söylerler o sözleri.

Adem Uğur
Ahirete inanmayanların kalpleri ona (yaldızlı söze) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye (böyle yaparlar).

Ali Bulaç
Bir de ahirete inanmayanların kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve içi çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar.

Bekir Sadak
(112-11) 3 Aldatmak icin birbirlerine cazip sozler fisildayan cin ve insan seytanlarini her peygambere dusman yaptik. Bu seytanlar ahirete inanmayanlarin kalblerinin o sozlere yonelmesi, ondan hosnut olmasi ve kendilerinin isledikleri suclari islemeleri icin byle yaparlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardÙ, sen onlarÙ iftiralarÙ ile ba_ba_a bÙrak.

Fizilal-il Kuran
Ahirete inanmayanların kalpleri bu yaldızlı uydurmalara kansın, onlardan hoşlansın ve işledikleri kötülükleri işlemeye devam etsinler diye.

Gültekin Onan
Bir de ahirete inanmayanların yürekleri (efidet) ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar.

Muhammed Esed
Yine de, ahirete inanmayanların kalpleri Ona yönelebilsin ve Onda tatmin bulabilsinler diye, ayrıca ulaşabilecekleri (fazilet derecesi)ne ulaşabilsinler diye,

Şaban Piriş
Ahirete inanmayanların kalpleri o sözlere kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri günahları işlemeye devam etsinler.

Tefhim-ul Kuran
Bir de ahirete inanmayanların kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve içi çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar.

Ümit Şimşek
Onlar bunu, âhirete inanmayanların gönülleri o yaldızlı sözlere meyletsin, sonra ondan hoşlansınlar ve işlemekte oldukları kötülükleri işlemeye devam etsinler diye yaparlar.

Süleyman Ateş
Ki âhirete inanmayanların kalbleri o(nların yaldızlı sözleri)ne kansın, ondan hoşlansınlar ve onlar, işledikleri suçları işlemeğe devam etsinler.

Yaşar Nuri Öztürk
Ki âhirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan hoşlansınlar, elde ettikleri şeylere sahip olmaya devam etsinler.

Edip Yüksel
Ahirete inanmıyanların kalbi ona kansın, ondan hoşlansın ve gerçekten yapmak istediklerini yapabilsinler diye. . .