وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًا
Ve mekerû mekren kubbârâ(kubbâren).
| ve mekerû | : ve hileler kurdular |
| mekren | : hile(ler) |
| kubbâran | : büyük |
«Bunlar da büyük büyük hileler (dolaplar, melanetler) yapdılar».
(21-22) Nûh dedi ki: «Yarabbi! Şüphe yok ki onlar bana isyan ettiler ve malı ve evlâdı kendisine hüsrândan başka bir şey arttırmayan kimseye tâbi oldular. Ve pek büyük bir hile ile hile eder oldular.»
Ve büyük büyük mekre giriştiler
Büyük büyük hilelere giriştiler.
«Büyük büyük tuzaklar kurdular.»
(21-22) Nuh: 'Rabbim! Doğrusu bunlar bana baş kaldırdılar ve malı, çocuğu kendisine sadece zarar getiren kimseye uydular; birbirinden büyük düzenler kurdular' dedi.
“Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular.”
Bunlar da, büyük hileler, büyük desiseler kurdular!
Büyük hileler ve düzenler kurdular.
Büyük hîle ve tuzaklar kurdular.
Ve çok büyük bir hileye giriştiler, (Nûh’a eziyete kalkıştılar).
Büyük büyük düzenler kurdular.
Ve pek büyük düzenler kurmaya giriştiler.
Bunlar da, büyük hileler, büyük desiseler kurdular!
"Ve büyük büyük hileli düzenler kurdular."
(21-22) Nuh: «Rabbim! Dogrusu bunlar bana bas kaldirdilar ve mali, cocugu kedisine sadece zarar getiren kimseye uydular; birbirinden buyuk duzenler kurdular» dedi.
Birbirinden büyük düzenler kurdular.
"Ve büyük büyük hileli düzenler kurdular."
ve (Sana karşı) en korkunç tuzakları kuranlara,
Büyük büyük tuzak kurdular.
«Ve büyük büyük hileli düzenler kurdular.»
Ve pek büyük tuzaklara giriştiler.
"Büyük büyük tuzaklar kurdular."
"Çok büyük hileler sergilediler/çok büyük tuzaklar kurdular."
'Ve hatta büyük tuzaklar kurdular.'