rum suresi 9. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60


أَوَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ كَانُوا أَشَدَّ مِنْهُمْ قُوَّةً وَأَثَارُوا الْأَرْضَ وَعَمَرُوهَا أَكْثَرَ مِمَّا عَمَرُوهَا وَجَاءتْهُمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَمَا كَانَ اللَّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَكِن كَانُوا أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

E ve lem yesîrû fîl ardı fe yenzurû keyfe kâne âkıbetullezîne min kablihim, kânû eşedde minhum kuvveten, ve esârûl arda ve amerûhâ eksera mimmâ amerûhâ ve câethum rusuluhum bil beyyinât(beyyinâti), fe mâ kânallâhu li yazlimehum ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).


e: mı
ve: ve
lem yesîrû: dolaşmıyorlar
fî el ardı: yeryüzünde
fe: artık
yenzurû: baksınlar
keyfe: nasıl
kâne: oldu
âkıbetu: akıbet, sonuç
ellezîne: onlar
min kabli-him: onlardan önce
kânû: oldular
eşedde: daha kuvvetli, daha güçlü
min-hum: onlardan
kuvveten: kuvvet bakımından
ve esârû: ve alt üst ettiler
el arda: arz, yer, toprak
ve amerû-hâ: ve onu imar ettiler
eksera: daha çok
mimmâ (min mâ): onlardan, şeyden
amerû-hâ: onu imar ettiler
ve câet-hum: ve onlara geldi
rusulu-hum: onların resûlleri
bi: ile
el beyyinâti: beyyineler, ispat vasıtaları, deliller
fe: artık, o taktirde
mâ kâne: olmadı
allâhu: Allah
li: için
yazlime-hum: onlara zulmediyor
ve lâkin: ve lâkin, fakat
kânû: oldular
enfuse-hum: kendi nefsleri
yazlimûne: zulmediyorlar


Hasan Basri Çantay
Onlar yer (yüzün) de gezib de kendilerinden evvelkilerin aakıbetinin nice olduğuna bakmadılar mı? Onlar kuvvetçe kendilerinden daha şiddetli idiler. Toprağı ekmişler, alt üst etmişler, onu bunların i'maar etdiklerinden daha çok i'maar eylemişlerdi. Peygamberleri onlara da nice açık hüccetler getirmişlerdi. Demek, onlara Allah zulm etmiyordu, fakat kendilerine bizzat kendileri zulm ediyorlardı.

Ömer Nasuhi Bilmen
Yeryüzünde gezip de bakmadılar mı ki, onlardan evvelkilerin akibetleri nasıl olmuştur? Onlardan kuvvetce daha şiddetli idiler ve onların imar ettiklerinden daha ziyâde yeri altüst etmiş ve imarda bulunmuşlardı ve onlara peygamberleri zahir hüccetler ile gelmişlerdi. Artık Allah onlara zulmeder olmadı, velâkin onlar kendi nefislerine zulmeder oldular.

Elmalılı Hamdi Yazır
Ya Yer yüzünde gezib bir bakmadılar da mı? Nasıl olmuş akıbeti kendilerinden evvelkilerin? Kuvvetçe kendilerinden daha şiddetli idiler, Arzı aktarmışlar ve onu kendilerinin ı'marından ziyade ı'mar etmişlerdi, Peygamberleri de onlara beyyinat ile gelmişlerdi, demek Allah onlara zulmetmiyordu velâkin kendileri nefislerine zulmediyorlardı

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Yeryüzünde gezip bir bakmadılar mı ki kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuştur. Onlar kendilerinden daha güçlü idiler, yeri aktarmışlar ve onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara açık deliller ile gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Onlar, yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş baksınlar? Onlar, kendilerinden daha güçlüydüler. Toprağı sürmüşler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar, kendilerine zulmediyorlardı.

Diyanet İşleri (eski)
Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce geçmiş kimselerin sonlarının nasıl olduğuna bakmazlar mı? Ki onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler, yeryüzünü kazıp alt üst ederek onlardan çok imar etmiş kimseydiler ve onlara belgelerle peygamberler gelmişti. Böylece Allah onlara zulmetmiyor, onlar kendilerine zulmediyorlardı.

Diyanet İşleri
(Yine) onlar, yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler. Yeryüzünü sürüp işlemişler ve orayı kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi. Allah, onlara asla zulmediyor değildi. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.

Diyanet Vakfi
Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin âkıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp alt üst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.

Celal Yıldırım
Onlar yeryüzünde gezip de kendilerinden önceki (millet)lerin sonlarının ne olduğuna bakmıyorlar mı ? Ki onlar kuvvetçe bunlardan üstün idiler, üstelik yeryüzünü kazıp sürmüşler, toprağı alt-üst etmişler ve (bulundukları) yeri bunlardan daha çok bayındır hale getirmişlerdi. Peygamberleri onlara açık belgelerle, mu'cizelerle gelmişlerdi. Allah onlara haksızlık eder olmadı; ama onlar kendilerine zulmettiler.

Suat Yıldırım
Onlar dünyayı hiç dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden önce yaşayanların âkıbetlerinin nasıl olduğunu görsünler? Onlar, kendilerinden daha güçlü idiler. Toprağı altüst etmiş, sular, maden, ekin gibi nimetlerden yararlanmış ve şimdikilerin yeri imar edişlerinden daha fazlasıyla imar etmişler, resulleri de kendilerine aşikâr, parlak deliller getirmişlerdi. Ama hakikati reddettiler ve sonuçta yok olup gittiler. Allah onlara asla zulmetmedi, lâkin onlar kendi öz canlarına zulmettiler.

Ali Fikri Yavuz
Onlar (Mekke kâfirleri), yeryüzünde gezib de kendilerinden öncekilerin akıbetinin ne olduğuna bakmadılar mı? Onlar (daha evvel gelen Âd ve Semûd gibi kavimler), kuvvetçe kendilerinden daha şiddetli idiler. Toprağı ekib aktarmışlar ve onu kendilerinin imarından daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara mucizelerle ve açık ayetlerle gelmişlerdi. Öyle ise, Allah onlara zulmetmiyordu, fakat kendileri nefislerine (inkâr yapmakla) zulüm yapıyorlardı.

İbni Kesir
Onlar; yeryüzünde dolaşıp gezmezler mi ki, kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nasıl olduğunu görsünler. Onlat, kendilerinden daha kuvvetliydiler. Toprağı altüst etmişler ve onu kendilerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri onlara nice açık deliller getirmişti. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Ama onlar kendilerine zulmediyorlardı.

Abdulbaki Gölpınarlı
Yeryüzünü gezip de görmezler mi kendilerinden öncekilerin sonları ne olmuş; onlar, kuvvet bakımından daha üstündü bunlardan ve yeryüzünün altını üstüne getirerek ekmişler ve orasını, bunların îmâr ettiğinden daha da fazla îmâr etmişlerdi ve onlara da apaçık delillerle gelmişti peygamberleri; derken Allah zulmetmemişti onlara ve fakat onlar, kendilerine zulmetmişlerdi.

Adem Uğur
Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin âkıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp altüst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.

Ali Bulaç
Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar, güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Elçileri de, onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

Bekir Sadak
Yeryuzunde dolasip, kendilerinden once gecmis kimselerin sonlarinin nasil olduguna bakmazlar mi? Ki onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler, yeryuzunu kazip alt ust ederek onlardan cok imar etmis kimseydiler ve onlara belgelerle peygamberler gelmisti. Bylece Allah onlara zulmetmiyor, onlar kendilerine zulmediyorlardi.

Fizilal-il Kuran
Yeryüzünde gezip, kendilerinden önceki insanların sonlarının nasıl olduğuna bakmazlar mı? Onlar kendilerinden daha güçlü idiler. Yeryüzünü kazıp altüst etmişler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdir. Onlara da elçileri, delillerle gelmişti. Böylece Allah onlara zulmetmiyor, onlar kendilerine zulmediyorlardı.

Gültekin Onan
Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar, güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Elçileri de, onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Tanrı onlara zulmetmiyordu, ancak onlar kendi nefslerine zulmediyorlardı.

Muhammed Esed
Onlar, hiç yeryüzünü dolaşıp kendilerinden önce yaşamış olan (hakikati inkar edenler)in sonlarının ne olduğunu görmediler mi? Onlar ki daha kudretliydiler, yeryüzünde daha derin izler bırakmışlardı ve dünyayı daha iyi imar etmişlerdi; onlara (da) peygamberleri hakikatin bütün kanıtlarıyla gelmişti; ama (hakikati reddettikleri ve sonuçta yok olup gittiklerinde) Allah onlara haksızlık yapmış değildi, ama onlar kendi kendilerine haksızlık yapmışlardı.

Şaban Piriş
Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden önceki kimselerin akibetinin nasıl olduğuna bir baksınlar? Onlardan daha güçlü idiler, toprağı sürmüşler, onu, bunların imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara peygamberleri belgelerle gelmişlerdi. Allah, onlara zulmetmiş değildi. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.

Tefhim-ul Kuran
Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar, güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de, onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

Ümit Şimşek
Onlar hiç yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin âkıbetlerine bakmadılar mı? Oysa onlar kendilerinden daha güçlüydüler; toprağın altını üstüne getirmişler ve yeryüzünü bunlardan daha fazla imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri apaçık deliller getirmişti. Allah elbette ki onlara bir haksızlık edecek değildi; fakat onlar kendilerine zulmedip duruyorlardı.

Süleyman Ateş
Yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna baksınlar. Onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; (sular, madenler çıkarmak, ekin ekmek, ağaç dikmek için) toprağı (kazmış), alt üst etmişler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da elçileri, deliller getirmişti. Allâh onlara zulmedecek değildi. Fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlardı.

Yaşar Nuri Öztürk
Yeryüzünde dolaşıp bir bakmıyorlar mı ki, nasıl oldu kendilerinden öncekilerin sonu? Onlar kuvvet yönünden bunlardan daha ağır ve baskındılar. Toprağı eşip deşip didik didik etmişlerdi. Ve yeryüzünü, bunların imar ettiklerinden çok daha fazla imar etmişlerdi. Ve resulleri onlara açık seçik deliller getirmişti. O halde, Allah onlara zulmediyor değildi. Doğrusu, onlardı öz benliklerine zulmedip duranlar.

Edip Yüksel
Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmazlar mı? Onlardan daha güçlü idiler, toprağı işlediler ve onlardan daha fazla üretimde bulundular. Elçileri onlara apaçık delillerle gitmişlerdi. Onlara zulmeden ALLAH değildi; onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.