hud suresi 81. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123


قَالُواْ يَا لُوطُ إِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَن يَصِلُواْ إِلَيْكَ فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِّنَ اللَّيْلِ وَلاَ يَلْتَفِتْ مِنكُمْ أَحَدٌ إِلاَّ امْرَأَتَكَ إِنَّهُ مُصِيبُهَا مَا أَصَابَهُمْ إِنَّ مَوْعِدَهُمُ الصُّبْحُ أَلَيْسَ الصُّبْحُ بِقَرِيبٍ

Kâlû ya lûtu innâ rusulu rabbike len yasilû ileyke fe esri bi ehlike bi kıt'ın minel leyli ve lâ yeltefit minkum ehadun illemreetek(illemreeteke), innehu musîbuhâ mâ esâbehum, inne mev’ıdehumus subh(subhu), e leyses subhu bi karîb(karîbin).


kâlû: dediler
ya lûtu: ey Lut
in-nâ: muhakkak ki biz
rusulu: resûller, elçiler
rabbi-ke: senin Rabbin
len yasilû: asla ulaşamazlar (vasıl olamazlar)
ileyke: sana
fe esri: hemen gece çık yürü
bi ehli-ke: (senin) ailenle birlikte
bi kıt'ın: bir kısmında (bir parçasında, bir kıtasında)
min el leyli: geceden, gecenin
ve lâ yeltefit: ve (yüzünüzü) geri dönmeyin
min-kum: sizden
ehadun: birisi, bir kimse
illâ emreete-ke: senin hanımın (kadının) hariç
inne-hu: muhakkak, çünkü o, çünkü
musîbu-hâ: ona isabet eden (edecek)
: şey
esâbe-hum: onlara isabet etti
inne: muhakkak ki
mev'ıde-hum: onlara vaadedilen
es subhu: sabah (vakti)
e leyse: değil mi
es subhu: sabah (vakti)
bi karîbin: yakın


Hasan Basri Çantay
(Elçi melekler): «Yâ Lût, emîn ol, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kat'iyyen dokunamazlar. Sen hemen gecenin bir kısmında ailenle yürü (yola çık). İçinizden hiç biri geri kalmasın. Yalınız karın müstesna. Çünkü onlara (kavmine) isaabet edecek (azâb) hiç şübhesiz ona da çarpacakdır. Onlara va'd olunan (helak) zamanı sabah vaktidir. Sabah vaktı da yakın değil mi?» dediler.

Ömer Nasuhi Bilmen
Dediler ki: «Ey Lût! Şüphe yok ki biz senin Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana elbette kavuşamayacaklardır. Artık sen âilen ile gecenin bir kısmında yürü ve sizden hiçbir kimse geri kalmasın, zevcen ise müstesna. Şüphesiz ki onlara isabet edecek şey, ona da isabet edicidir. Muhakkak ki onların vaadedilen zamanları, sabah vaktidir, sabah vakti ise yakın değil midir?»

Elmalılı Hamdi Yazır
Ya Lut! Dediler: emîn ol biz rabbının Resulleriyiz, onlar sana ihtimali yok el uzatamazlar, sen hemen ehlinle geceden bir kısmında yürü, içinizden hiç biri geri kalmasın, ancak karın, çünkü ona da onlara gelen musıbet gelecek, haberin olsun mev'ıdleri sabahdır, sabah, yakın değil mi?

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Elçiler: «Ey Lut, emin ol, biz Rabbinin elçileriyiz; onlar sana ihtimali yok el uzatamazlar, sen hemen ailenle gecenin bir bölümünde yola çık. İçinizden hiçbir kimse geri kalmasın, ancak karın hariç; çünkü onlara gelen felaket ona da gelecektir. Haberin olsun, onlara va'dedilen zaman sabahtır, sabah yakın değil mi?» dediler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Melekler dediler: «Ey Lut! Şundan emin ol ki, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla zarar veremezler. Sen, gecenin bir kısmı olunca ailenle birlikte hemen buradan çık git. İçinizden hiç kimse geri kalmasın, eşin başka. Çünkü ona da onlara gelecek olan musibet gelecektir. Haberin olsun, helâk zamanları sabah vaktidir. Zaten sabah yakın değil mi?»

Diyanet İşleri (eski)
'Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz, onlar sana ilişemiyecekler; geceleyin bir ara, ailenle beraber yola çık; karının dışında kimse geri kalmasın. Doğrusu onların başına gelen onun başına da gelecektir. Vadeleri gün doğana kadardır. Gün doğması yakın değil mi?' dediler.

Diyanet İşleri
Konukları şöyle dedi: “Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla ulaşamayacaklar. Geceleyin bir vakitte aileni al götür. İçinizden kimse ardına bakmasın. Ancak karın müstesna. (Onu bırak.) Çünkü onların (kavminin) başına gelecek olan azap, onun başına da gelecektir. Onların azabla buluşma zamanı sabahtır. Sabah yakın değil midir?!”

Diyanet Vakfi
(Melekler) dediler ki: Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola çıkıp) yürü. Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vâdolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?

Celal Yıldırım
(O elçi melekler): «Ey Lût,» dediler, «şüphesiz ki biz, Rabbinin elçileriyiz ; onlar sana, mümkün değil el uzatamazlar. Gecenin bir bölümünde ailenle birlikte yola çık, hiç biriniz arkasına dönüp bakmasın. Ancak eşin değil; çünkü kavmine dokunacak olan (azâb) ona da dokunacak. Şüphesiz ki onlara va'dolunan vakit sabahtır ; sabah vakti yakın değil midir?

Suat Yıldırım
Melekler: "Lût! dediler, Biz Allah’ın elçileri seninleyiz, hiç merak etme, onlar size hiçbir kötülük yapamayacaklardır. Haydi öyleyse, gecenin bir vaktinde ailenle yola çık, yürü! Beraberindekilerin hiç biri geri dönüp bakmasın, yalnız eşin bunun dışındadır. Zira ötekilere ulaşan hangi rüsvaylık varsa, ona da gelecektir. Onların helâk olma zamanı sabah vaktidir. Sahi! Sabah da pek yakın değil mi?"

Ali Fikri Yavuz
(Elçi melekler) şöyle dediler: “- Ey Lût!” Gerçekten biz, Rabbinin elçileriyiz, onlar asla sana dokunamazlar. Hemen gecenin bir kısmında ev halkınla çık git ve içinizden hiç biri geri kalmasın; ancak karın müstesna. Çünkü kavmine isabet edecek azap, ona da gelecektir. Onların helâk zamanı, sabah vaktidir. Sabah, yakın değil mi?”

İbni Kesir
Dediler ki: Ey Lut; biz Rabbının elçileriyiz. Onlar sana ilişemeyecekler. Bir ara geceleyin ailenle birlikte yola çık. Karının dışında kimse geri kalmasın. Doğrusu onların başına gelecek olan, onun da başına gelecektir. Onların başına gelecek sabahleyindir. Daha sabah yakın değil mi?

Abdulbaki Gölpınarlı
Melekler, ey Lût dediler, şüphe yok ki biz, Rabbinin elçileriyiz, onlar, sana kesin olarak ilişemezler; sen gece karanlığı basınca âilene mensup olanlarla yola düş, hiçbiriniz, ardına bakmasın, ancak karını berâber götürme, çünkü o da onların uğrayacağı azâba uğrayacak. Şüphe yok ki uğrayacakları azâbın mukadder zamanı, sabah çağıdır; sabah da yakın değil mi?

Adem Uğur
(Melekler) dediler ki: Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola çıkıp) yürü. Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vâdolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?

Ali Bulaç
(Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiç biriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va'dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"

Bekir Sadak
«Ey Lut! Biz Rabbinin ecileriyiz, onlar sana ilisemiyecekler; geceleyin birara, ailenle beraber yola cik; karinin disinda kimse geri kalmasin. Dogrusu onlarin basina gelen onun basina da gelecektir. Vadeleri gun dogana kadardir. Gun dogmasi yakin degil mi?» dediler.

Fizilal-il Kuran
Konukları dediler ki; «Ey Lût, biz Rabbinin elçileriyiz; onlar sana ilişemeyecekler. Geceleyin bir ara aileni yanına alarak yola çık, hiçbiriniz geride kalmasın. Yalnız eşini yanına alma. Çünkü soydaşlarının başına ne gelecekse onun da başına gelecektir. Vadeleri tanyeri ağarınca dolacaktır. Tanyerinin ağarması yakın değil mi?»

Gültekin Onan
(Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut biz rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ehlinle (ailenle) birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiç biriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va'dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"

Muhammed Esed
(Bunun üzerine melekler:) "Ey Lut, bak, biz senin Rabbinin elçileriyiz! (Korkma,) (düşmanların) sana asla ilişemeyecekler! Artık, ailenle beraber gecenin bir vaktinde yola çık; aranızdan kimse arkasına bakmasın, karının dışında (ailenden kimse arkada kalmasın): çünkü, bil ki, onların başına gelecek olan onun da başına gelecek. Onlar için belirlenmiş vakit tam da (bu) sabah; eh, sabah da zaten yaklaşmadı mı?

Şaban Piriş
-Ey Lût, Biz, Rabbinin elçileriyiz. Onlar, sana dokunamayacaklar, karanlık basınca ailenle beraber yola çık, karın dışında kimse geri kalmasın. Onların başına gelen, onun da başına gelecektir. Onlara vaat edilen sabahtır. Sabah da yakın değil mi?! dediler.

Tefhim-ul Kuran
(Elçiler) Dediler ki: «Ey Lût, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık) . Sakın, hiç biriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan ona da isabet edecektir. Onlara va'dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?

Ümit Şimşek
Konuklar dediler ki: 'Ey Lût, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana el uzatamazlar. Gecenin bir vaktinde ailenle birlikte yola çık. Hiçbiriniz geri dönüp bakmasın. Ancak karın müstesna; kavminin başına gelen onun da başına gelecektir. Onların vadesi sabah vaktidir. Sabah ise yakın değil mi?

Süleyman Ateş
(Melekler) dediler ki: "Ey Lût, biz senin Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Gecenin bir kısmında âileni yürüt; içinizden karından başka hiç kimse geri dönüp bakmasın. Çünkü ötekilerine erişen (azâb) ona da erişecektir. Başlarına gelecek azâb zamanı, sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"

Yaşar Nuri Öztürk
Melekler dediler: "Biz senin Rabbinin elçileriyiz. Sana asla el süremezler. Gecenin bir yerinde aileni götür. İçinizden hiç kimse geri kalmasın; karın müstesna. O, ötekilere çatan belaya çarptırılacaktır. Onların azap vakti, sabah vaktidir. Sabah da ne kadar yakın, değil mi?"

Edip Yüksel
(Melekler) 'Ey Lut,' dediler, 'Biz, Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana dokunamazlar. Aileni gecenin bir anında yürüyüşe çıkart, sizden hiç kimse geriye bakmasın; fakat senin karın istisna. Ötekilerin başına gelecek olanlar onun da başına gelecektir. Onların belirlenmiş zamanı sabahtır. Sabah yakın değil mi?'