Başarıyla ilgili yedi yanlış düşünce

 Başarı nedir? Kimler başarılı sayılır? Başarı için prestijli bir üniversite mezunu olmak mı gerekir? Başarılı insanlar haftada kaç saat çalışıyor? Yardım almak başarılı olma duygusunu nasıl etkiler? Başarı bütün dertlerden kurtulmak anlamına mı geliyor? Başarı çoğu kez bir şans işi midir? Zengin olmak başarının çok önemli bir göstergesi midir? Meşhur olmak başarılı olmak mı demektir? Bu soruların cevaplarıyla ilgili çok yanlış düşünceler vardır. Esasen bu soruların cevaplarının bileşkesi size başarının tam olarak tarifini de yapmanızı sağlayacaktır.

Devamını oku: Başarıyla ilgili yedi yanlış düşünce

Dost kazanma ve insanların gönlünü fethetme sanatı

 Çoğu defa hayatta kendimizi yalnız, yapayalnız hissederiz. Birçoğumuz, çok sıkıldığımız anlarda bile, bir dostumuza telefon açıp da "ocağa çayı koy, birazdan ailecek size geliyoruz" deme rahatlığına sahip değiliz. Veya arkadaşımıza "bu akşam yemeğe bize davetlisiniz" diyemeyiz. Hele hele "yarın akşam yemeğe size geliyoruz" demeği aklımızın ucundan bile geçirmeyiz. Hayatta karşılaştığımız ferdi, sosyal, mesleki hattâ ailevi problemlerimizi, canımızı sıkan bir yığın olayı, çok içten bir şekilde anlatacak ve bizi çok samimi bir şekilde dinleyecek, dertlerimizi paylaşacak dostlar arar durur da, fakat bir türlü bulamayız.

Devamını oku: Dost kazanma ve insanların gönlünü fethetme sanatı

Siz kendinizi nerede görüyorsunuz?

 İnsan ilk doğduğunda ne kadar zayıf bir varlık değil mi ? Savunmasız, muhtaç, aç, ayakta duramayan, altını kirleten, ihtiyaçlarını gideremeyen, kendi başına beslenemeyen vs. vs. Saysam da bitiremem bu zayıflığı aslında. Küçük, minik bir şey işte. Gözün gördüğünü ne yalanlayabilir ki ? Adeta bir anne sıcaklığını yaşaması gereken minik birer yetişkindirler bebekler. Hiçbiri konuşamasa da size karakter atarlar. Bağırırlar, gülerler, ağlarlar, sesler çıkarırlar ama amaç hep iletişime geçmektir. Kimisi sessiz ve derinden giderken, kimisi ise itfaiye arabası gibi sesler çıkarır. Oysa belki de söyleyecekleri çok önemli şeyler vardır yavrucakların.

Devamını oku: Siz kendinizi nerede görüyorsunuz?

4800$ lık Seminer Notları!

 Öyle insanlar vardır ki,konuştukları zaman soluduğunuz havanın bile onların sayesinde olduğunu zannedersiniz. Yani konuşmaları öyle etkilidir ki ,bulundukları her ortamda ,kısa bir sürede insanları etraflarında halka yapmayı başarırlar ve çevreleri üzerinde kıskanılacak etkileri vardır. İş görüşmelerinde iş veren personelini işe almadan evvel mülakattan geçirir. Burada amaç,sınırlı sürede karşıdakini azami ölçüde tanımaya çalışmaktır.Bu görüşmelerin sonunda bazen bakarsınız ki ,sizden çok daha az özelliklere sahip birisine ,o çok istediğiniz işi kaptırıvermişsiniz.

“Bu işin sırrı nedir?”diyecek olursanız,cevap son derece açık:

Devamını oku: 4800$ lık Seminer Notları!

İşte endişeden kurtulma yöntemleri

 Hepimiz hayatımızda bir çok şeyden endişe duyarız. Kimimiz yaşlanmaktan, kimimiz ölmekten, kimimiz ise başarısız olmaktan ya da yalnız kalmaktan endişe duyar. Endişelerimiz ile çoğu zaman başedebilirken, bazen bu hisse yenik düşebiliriz. Aslında endişe ile başetmek düşündüğünüzden daha kolay.

EN YAYGIN DÖRT ENDİÞE

Yaygın endişelerimize göz atıp, onlar için bunca zaman harcamaya değip değmediğini anlamak bazen yararlı olur.

Devamını oku: İşte endişeden kurtulma yöntemleri

Türkçe üzerine vicdan muhasebesi


 Abıâlî hayatım, Türk Dili ve Edebiyatı sahasındaki akademik faaliyetlerim neticesinde görüyorum ki: Þiirlerimde, yazılarımda, konuşmalarımda gönül rahatlığıyla ve severek kullandığım kelime ve kavramların çoğu, içinde doğup büyüdüğüm dinî, ilmî ve edebî çevreden 12 yaşıma kadar duyup öğrendiklerim...
İşte şu anda aklıma gelenler: Müstecap, muhit, maatteessüf, maalmemnûniye, bizzarûre, mevzûn, rikkat, tahassüs, mütehassis, mutahassıs, sâir, zevat, istirham, itinâ, alâka, emsâl, insicam, tevellüd, münevver, mütefekkir, müşahhas, mütedeyyin, müteyakkız, zât-ı âlî, ale’r-re’si ve’l-ayn... 

Devamını oku: Türkçe üzerine vicdan muhasebesi

Canınız sıkılıyorsa bir seçeneğiniz daha var

 Canının sıkıldığını söyleyen kişilere şunları söylüyorum: "Bir seçeneğin daha var biliyor musun:" Karşımdaki kişi merakla bu seçeneğin ne olduğunu soruyor. Verdiğim cevap daima onları tebessüm ettiriyor. "Canınız sıkılıyorsa bir seçeneğiniz daha var. Canınız sıkılmayabilir." Tüm insanlar genellikle olumlu yönde gelişmek isterler ama bir çok kişi bunu başaramaz. Çünkü insanların çoğu değişmek islerken bunun için gerekli olan içindeki büyük gücün farkına varmaz. Bunun farkına varanların birçoğu da bu güce ulaşmanın yollanın bulamaz.

Devamını oku: Canınız sıkılıyorsa bir seçeneğiniz daha var

Bir Şeyler Değişene Kadar Hiçbir şey Değişmez !

iradezerinevb1

Tembel insan görmediğimi çoğu zaman söylemişimdir. Sık sık eli kolu bağlanmış, ne yapacağını bilemez durumda ya da bana hiç de anlamlı gelmeyen bir yönde  ilerleyen çok sayıda insana rastlıyorum, ama bunların hepsi de bir şeyin daha fazlasını isterken, bir başka şeyden hiç olmasın istiyorlar. Dalai Lama´nın işaret ettiği gibi, insanlar acıdan kaçınıp hazza doğru yönelirler. Hepimiz böyle yaratılmışızdır.
 
Öte yandan, git gide artan bir sıklıkla fark ediyorum ki gerçekten çok çalışıp, çok az şey elde ediyoruz. İnatçı mıyız neyiz? Deniyor, olmadı mı bir daha deniyoruz; baş tacı ettiğimiz stratejimiz işe yaramasa, yarayacağına dair pek umut olmasa da denemekten vazgeçmiyoruz.

Bu yazıyı okuyan insanların çoğu oldukça rahat yaşamlar sürüyor olsa gerek.

Devamını oku: Bir Şeyler Değişene Kadar Hiçbir şey Değişmez !

Psikologlarımız

 Hristiyanlık’ta “günahların papazlara itirâfı” (konfesyon) çok önemlidir. Önceleri bu itirâflar kiliside herkesin önünde yapılıyorken bunun sosyal pek çok huzursuzluğa, nifâka hattâ katle varan şedid olaylara sebeb olduğunu gören Papalık, IX. Yüzyıldan itibaren “günahların itirâfı”nın papazın itirâfçıyı göremeyeceği şekilde biribirlerinden bir kafesle ayrılmış iki kapılı, iki bölümlü dar bir hücre içinde, yalnızca konfesör papaza yapılmasına karar vermiştir. El’ân da böyledir. Bu itirâfları dinleyen, günahları Kilise’nin kendisine verdiği yetkiye dayanarak affeden(!) ya da affını (belirli duaların belirli sayıda okunması, belirli sayıda gün kadar oruç tutulması, vb… gibi) bazı kefaret şartlarına bağlayan papaz; papaz yetkileriyle donatılmadan önce gerekli uzun bir eğitimden geçmiş ve bu iş için Kilise makamları tarafından yetkili kılınmış bir kimsedir.

Devamını oku: Psikologlarımız

Dikkat ve Hafıza

 • Hafızanın tecrübe île adeta ihtisas peyda ettiği görülmektedir. Hafıza, zekanın en büyük sermayesi­dir.

 

• Tatbik edilmeyen tecrübeler, malumat yığınından başka bir şey değildir.

 

• İntiba ne kadar şiddetli dursa, hafıza o kadar kuvvetli olur. Mesela heyecanla öğrendiklerimizi unutamayız.

Devamını oku: Dikkat ve Hafıza

İletişim dedikleri..

 İletişim dedikleri tek dişi kalmış canavar..

Çoğu zaman bir yanlış anlama çok şey götürür, yanlış anlama, yorumlama ve tepki hayatımızdan. Oysa bir de doğru anlamayı başarabilsek belki de bir adım daha öteye geçeceğiz, belki de yaşamın bu akıp giden sarmalından daha kolay sıyrılabileceğiz. İletişim iletişim olalı hiçbir zaman günümüzdeki kadar çeşitli olmamıştır herhalde.

Devamını oku: İletişim dedikleri..

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.