nisa suresi 90. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176


إِلاَّ الَّذِينَ يَصِلُونَ إِلَىَ قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَاقٌ أَوْ جَآؤُوكُمْ حَصِرَتْ صُدُورُهُمْ أَن يُقَاتِلُوكُمْ أَوْ يُقَاتِلُواْ قَوْمَهُمْ وَلَوْ شَاء اللّهُ لَسَلَّطَهُمْ عَلَيْكُمْ فَلَقَاتَلُوكُمْ فَإِنِ اعْتَزَلُوكُمْ فَلَمْ يُقَاتِلُوكُمْ وَأَلْقَوْاْ إِلَيْكُمُ السَّلَمَ فَمَا جَعَلَ اللّهُ لَكُمْ عَلَيْهِمْ سَبِيلاً

İllellezîne yasılûne ilâ kavmin beynekum ve beynehum mîsâkun ev câûkum hasıret sudûruhum en yukâtilûkum ev yukâtilû kavmehum ve lev şâellâhu le selletahum aleykum fe le kâtelûkum, fe inı’tezelûkum fe lem yukâtilûkum ve elkav ileykumus seleme, fe mâ cealallâhu lekum aleyhim sebîlâ(sebîlen).


illâ: hariç
ellezîne: onlar, olanlar
yasılûne: vasıl olurlar, gelirler, sığınırlar, iltica ederler
ilâ: ...'e
kavmin: kavim
beyne-kum: sizin aranızda
ve beyne-hum: ve onlar arasında
mîsâkun: misak, kesin söz, andlaşma
ev: veya
câû-kum: size geldiler
hasıret: daralmış olarak
sudûru-hum: göğüsleri
en: olmak, yapmak
yukâtilû-kum: sizinle savaşırlar
ev: veya
yukâtilû: savaşırlar
kavme-hum: kendi kavimleri
ve lev: ve eğer, şayet
şâe: diledi
allâhu: Allah
le selleta-hum: elbette onları musallat etti
aleykum: sizin üzerinize
fe le: o zaman mutlaka
kâtelû-kum: sizi öldürdüler
fe in: o halde eğer
ı'tezelû-kum: sizden uzak durdular
fe: artık
lem yukâtilû-kum: sizinle savaşmadılar
ve elkav: ve ilka ettiler, önerdiler, teklif ettiler
ileykum: size
es seleme: teslim, sulh, barış
fe: o taktirde
mâ ceale: ılmadı
allâhu: Allah
lekum: sizin için, size
aleyhim: onların üzerine
sebîlen: yol


Hasan Basri Çantay
Sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavme iltica edenler, yahud ne sizinle, ne de kendi kavmleriyle muhaarebe etmekden göğüsleri daralıb (doğruca) size gelenler müstesnadır. Allah dileseydi elbette onları sizin başınıza musallat eder de sizinle her halde savaşırlardı: Artık onlar sizi bırakıb bir tarafa çekilirler de sizinle vuruşmazlar ve barışı size bırakırlarsa o halde Allah onların aleyhinde sizin için (tecâvüze) bir yol bırakmamışdır.

Ömer Nasuhi Bilmen
O kimseler müstesna ki, onlar sizin aranızla kendi aralarında bir muâhede bulunan bir kavme iltica etmiş veyahut sizinle mukatelede bulunmaktan veya kendi kavimleriyle muharebe etmekten göğüsleri darlaşmış oldukları halde size gelmiş olurlar. Ve eğer Allah Teâlâ dilemiş olsa idi elbette onları size musallat ederdi de sizi katlediverirlerdi. İmdi onlar sizden bir tarafa çekilirler de sizinle savaşta bulunmazlarsa ve müsalemeti size bırakırlarsa artık Allah Teâlâ sizin için onların aleyhine bir yol vermemiştir.

Elmalılı Hamdi Yazır
Ancak şöylelerine dokunmayın ki sizinle aralarında misak olan bir kavme vasıl olmuş bulunurlar, yahud ne size harb etmeği ne de kendi kavmlerine harb etmeği havsalalarına sığdıramıyarak size gelmişlerdir, eğer Allah dilese idi bunları üzerinize musallat kılardı da sizinle harb ederlerdi, o halde sizi bırakıb bir tarafa çekildikleri ve sizinle harb etmeyib sulha yattıkları takdirde de Allah aleyhlerinde size bir yol vermemiştir

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ancak aranızda antlaşma bulunan bir kavme varıp sığınmış bulunanlara veya ne sizinle savaşmayı, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı havsalalarına sığdıramayarak size gelmiş olanlara dokunmayın! Allah dileseydi onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. O halde onlar sizi bırakıp bir tarafa çekildikleri ve sizinle savaşmayıp barışa yanaştıkları takdirde de Allah onlara dokunmanıza izin vermemiştir.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ancak o kimselere dokunmayın ki, sizinle aralarında anlaşma olan bir kavme sığınmış bulunurlar. Yahut ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı gönüllerine sığdıramayıp tarafsız olarak size gelmişlerdir. Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı, onlar da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak dururlar, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse, Allah, sizin için onlar aleyhine bir yol vermemiştir.

Diyanet İşleri (eski)
Ancak, sizinle kendileri arasında anlaşma olan bir millete sığınanlar yahut sizinle savaştan veya kendi milletleriyle savaşmaktan bıkarak size başvuranlar müstesnadır. Allah dileseydi onları üzerinize çullandırırdı da sizinle savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış teklif ederlerse Allah onlara dokunmanıza izin vermez.

Diyanet İşleri
Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka. Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse; Allah, onlara saldırmak için size bir yol (yetki) vermemiştir.

Diyanet Vakfi
Ancak kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak (istemediklerin) den yürekleri sıkılarak size gelenler müstesna. Allah dileseydi onları başınıza belâ ederdi de sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse bu durumda Allah size, onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir.

Celal Yıldırım
Ancak sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavme varıp sığınanlar veya sizinle savaşmaktan ya da kendi kavimleriyle savaşmaktan göğüsleri daralmış olarak size gelenleri öldürmeyin. Allah dileseydi onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. O halde sizi bırakıp bir tarafa çekilirler de sizinle savaşmazlar ve size barış önerirlerse, artık Allah onlara karşı (tecâvüzde bulunmanız için) size bir yol bırakmamıştır.

Suat Yıldırım
Ancak sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavme sığınanlar veya ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmak istemediklerinden göğüsleri daralarak size gelenler bundan müstesnadır. Eğer Allah dileseydi, bunları size musallat eder ve bunlar da sizinle savaşırlardı. O halde, onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse, o takdirde Allah onlara saldırmak için size yol vermez.

Ali Fikri Yavuz
Ancak o kimselere dokunmayın ki, sizinle aralarında anlaşma olan bir kavme sığınmış bulunurlar; yahut ne size karşı harp etmeyi, ne de kendi kavimlerine karşı savaşmayı gönüllerine sığdıramayıp bîtaraf olarak size gelmişlerdir. Eğer Allah dileseydi, bunları üzerinize musallat kılaradı da sizinle savaşırlardı. O halde sizi bırakıp bir tarafa çekildikleri ve sizinle savaşmayıp barışa yattıkları takdirde de Allah, onların aleyhinde sizin için tecavüze bir yol (izin) vermemiştir.

İbni Kesir
Ancak sizinle kendileri arasında bir anlaşma bulunan bir millete sığınanlar ve sizinle savaşmaktan veya kendi milletleriyle harbetmekten bunalarak size başvuranlar müstesnadır. Allah dileseydi; onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, savaşmaz ve size barış teklif ederlerse; Allah, onlara dokunmanıza izin vermez.

Abdulbaki Gölpınarlı
Ancak sizinle onların arasında ahitleşme olan bir kavme sığınanlar, yahut sizinle veya kendi kavimleriyle savaşmaya yürekleri dayanmayıp size gelenler, bu hükümden dışarıdır ve Allah dileseydi onları size mûsâllat ederdi de sizinle savaşırlardı. Sizi bırakırlar, sizinle savaşmazlar ve barış teklifinde bulunurlarsa Allah da onların aleyhinde bulunmaya bir yol bırakmamıştır size.

Adem Uğur
Ancak kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak (istemediklerin) den yürekleri sıkılarak size gelenler müstesna. Allah dileseydi onları başınıza belâ ederdi de sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse bu durumda Allah size, onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir.

Ali Bulaç
Ancak sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavime sığınanlar ya da hem sizinle, hem kendi kavimleriyle savaşmak (istemeyip bun)dan göğüslerini sıkıntı basıp size gelenler (dokunulmazdır.) Allah dileseydi, onları üstünüze saldırtır, böylece sizinle çarpışırlardı. Eğer sizden uzak durur (geri çekilir), sizinle savaşmaz ve barış (şartların)ı size bırakırlarsa, artık Allah, sizin için onların aleyhinde bir yol kılmamıştır.

Bekir Sadak
Ancak, sizinle kendileri arasinda anlasma olan bir millete siginanlar yahut sizinle savastan veya kendi milletleriyle savasmaktan bikarak size basvuranlar mustesnadir. Allah dileseydi onlari uzerinize cullandirirdi da sizinle savasirlardi. Eger sizden uzak durur, sizinle savasmaz, size baris teklif ederlerse Allah onlara dokunmaniza izin vermez.

Fizilal-il Kuran
Ancak sizinle kendileri arasında anlaşma bulunan bir millete sığınanlar müstesna. Sizinle savaşmaktan veya kendi milletleriyle harp etmekten bunalarak size baş vuranlar da müstesnadır. Allah dileseydi onları size musallat ederdi de, sizinle savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, savaşmaz ve size barış teklif ederlerse, Allah onlara dokunmanıza izin vermez.

Gültekin Onan
Ancak sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavme sığınanlar ya da hem sizinle, hem kendi kavimleriyle savaşmak (istemeyip bun)dan göğüslerini sıkıntı basıp size gelenler (dokunulmazdır.) Tanrı dileseydi, onları üstünüze saldırtır, böylece sizinle çarpışırlardı. Eğer sizden uzak durur (geri çekilir), sizinle savaşmaz ve barış (şartların)ı size bırakırlarsa, artık Tanrı, sizin için onların aleyhinde bir yol kılmamıştır.

Muhammed Esed
Eğer bir anlaşma ile bağlı bulunduğunuz insanlarla ilişkisi olanlardan veya size yahut kendi toplumlarına savaş açmak (fikrin)den kalplerine ürküntü geldiği için size yaklaşanlardan değillerse. Halbuki Allah onları sizden daha güçlü kılsaydı, mutlaka size savaş açarlardı. Ama onlar sizi bırakır, savaş açmaktan vazgeçer ve barış teklif ederlerse, Allah onlara zarar vermenize müsaade etmez.

Şaban Piriş
Ancak, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluma sığınanlara, sizinle veya kendi toplumları ile savaşmak istemeyip içleri daralıp sıkılıp size gelenlere dokunmayın. Eğer Allah, dileseydi onları sizin üzerinize musallat ederdi. Onlar da sizinle savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, sizinle savaşmaz ve barışı size bırakırlarsa, artık Allah, sizin için onların aleyhine bir yol bırakmamıştır.

Tefhim-ul Kuran
Ancak sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavime sığınanlar ya da hem sizinle, hem kendi kavimleriyle savaşmak (istemeyip bun) dan göğüslerini sıkıntı basıp size gelenler (dokunulmazdır.) Allah dileseydi, onları da üstünüze saldırtır, böylece sizinle çarpışırlardı. Eğer sizden uzak durur (geri çekilir), sizinle savaşmaz ve barış (şartların) ı size bırakırlarsa, artık Allah, sizin için onların aleyhinde bir yol kılmamıştır.

Ümit Şimşek
Ancak, aranızda antlaşma bulunan bir kavme sığınanlar ve ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı göze alamayarak size gelenler müstesnadır. Allah isteseydi onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. Onlar sizden uzak durur, size karşı savaşmaz ve size barış teklif ederlerse, Allah onlara karşı size bir yetki vermemiştir.

Süleyman Ateş
Ancak sizinle kendileri arasında andlaşma bulunan bir topluma sığınanlar, yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyle savaşmak(istemedikleri)nden yürekleri sıkılarak size gelenler hariç. Allâh dileseydi, onları sizin üstünüze salardı, sizinle savaşırlardı. O halde onlar, sizden uzak dururlar, sizinle savaşmazlar ve sizinle barış içinde yaşamak isterlerse, Allâh size, onlara saldırmak için bir yol vermemiştir.

Yaşar Nuri Öztürk
Ancak sizinle aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. Allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa, artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir.

Edip Yüksel
Ancak aranızda anlaşma bulunan bir topluluğa katılan, yahut sizinle veya kendi halkıyla savaşmaktan dolayı göğüslerinde sıkıntı duyarak size gelenler hariç... ALLAH dileseydi onları başınıza musallat eder ve onlar da sizinle savaşırdı. Sizi yalnız bırakır, sizinle savaşmaz ve size barış önerirlerse ALLAH sizin onlara saldırmanıza izin vermez.