فِي لَوْحٍ مَّحْفُوظٍ
Fî levhın mahfûz(mahfûzın).
| fî | : de, da |
| levhın | : levha |
| mahfûzın | : muhafaza edilen |
Ki mahfuuz bir levhadadır (o).
Mahfûz olan bir levhadadır.
Bir Levh-ı Mahfuz'da.
Levh-i Mahfuz'dadır.
Levh-i Mahfuz'dadır.
(21-22) Doğrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levhi Mahfuz'da bulunan şanlı bir Kuran'dır.
O, korunmuş bir levhada (Levh-i Mahfuz’da)dır.
(21-22) Hakikatte o (yalanladıkları, aslı) levh-i mahfuzda bulunan şerefli Kur'an'dır.
Levh-i Mahfûz'dadır.
(21-22) Hayır, hayır! Kur’ân onların iddia ettikleri gibi beşer sözü değildir. O, Levh-i Mahfuzda olan pek şerefli bir Kur’ân’dır.
Bir Levh-i Mahfûz’dadır. (tahrif ve tağyirden korunmuştur).
Levh-i Mahfuz'dadır.
Korunmuş levhada.
Levh-i Mahfuz'dadır.
Levh-i Mahfuz'dadır.
(21-22) Dogrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levhi Mahfuz'da bulunan sanli bir Kuran'dir. *
Korunan bir levhada (Levh-i Mahfuz'da)'dır.
Levh-i Mahfuz'dadır.
kaybolmayan bir levha üzerine (işlenmiş (bir hitabe)).
Levh-i Mahfuz’dadır.
Levh-i Mahfuz'dadır.
O Levh-i Mahfuzda korunmuştur.
Korunan bir levhada (yazılı)dır.
Korunmuş bir levhada/Levh-i Mahfûz'dadır.
Korunmuş bir ana levhadadır.