Sahibinden satılık anahtar seti! Kendinizin koçu olun!

Kişisel gelişim eğitmenleri, koçlar ve NLP uzmanları olmadan da kendi kendimizin koçu olabilir miyiz?

Peki, ama nasıl?

3A anahtar seti sahibinden satılık!

Evet 3 A yı tanıyalım. Hayatımıza geçirmeye çalışalım. Bakalım hangi kapıları açmaya vesile olacak?

Aktif irade, Aktif ümit ve Aktif sebat’dan oluşan 3 A anahtarları yaşamımızın her kesitinde iç huzuru ve iç uyumu sağlayan bir anahtar seti. Peki nedir bunlar?

Devamını oku: Sahibinden satılık anahtar seti! Kendinizin koçu olun!

Tüm Dertlerini Dışarıda Bırak

Akşamlar hızlı yaşanmış bir günün noktalama işaretidir.Akşamlar kimi zaman bir bitişin, kimi zaman da bir başlangıcın işaretidir.Kapı ziline dokunduğunuz an güne bir noktalı virgül koyup hayata kaldığı yerden yeni bir tatla devam edebilirsiniz; ya da nokta ile günü bitirip çekilmez saatlerin ilk sıkıntılarını yaşarsınız.

Yani; kimileri için akşamları kapının zilini çaldığında hayat yeniden başlar; kimileri içinse bitmek tükenmek bilmeyen saatlerin yeni bir başlangıcıdır akşamlar.

Devamını oku: Tüm Dertlerini Dışarıda Bırak

Zihninizi Filtreleyin

Bin bir güçlükle bilgiye ulaşmaya çalışırken büyüyüp yaşlananların çocukları olan bizler, bugün üzerimize doğru gelen bilgi selinde boğulmamak için mücadele etmeye çalışıyoruz. Doğruluğundan bile emin olmakta zorlandığımız bu kadar çok bilgi ile cebelleşirken filtrelerimizi nasıl ayarlayalım ki, aşırı bilgi sendromundan korunmuş olalım?

Kalp hastalıklarının başlıca sebeplerden biri olan aşırı yüklenmenin de çeşitleri var. Hiç spor yapmayan bir kişi iseniz kaçırdığınız belediye otobüsüne yetişmek için yapacağınız kısa bir koşu veya elinizde pazar filesi ile merdiven çıkmanız bile sizin için aşırı yüklenme olabilir.

Devamını oku: Zihninizi Filtreleyin

Merak, Dikkat Hafıza

Bir zat ile karşılaştım, "Şevki bey yazılarınızı yirmi beş seneden beri okurum..." dedi.Yirmi beş sene içinde benim adımın Şevki değil, Şevket olduğunu öğrenmemiş!..

12 Mart 1971'den sonra İsmetİnönü'nün damadı Metin Toker "Sağda ve Solda Vuruşanlar" adlı bir kitap yazmıştı. Bana hayli verip veriştirdiği bu kitapta ismimi hep Şevki Eygi şeklinde yazmıştı!..

1970'lerin başlarında Almanya'da sürgün olarak yaşıyordum.

Devamını oku: Merak, Dikkat Hafıza

Kırıcı söz, insandan huzur ve mutluluğu alıp götürüyor

Gün içinde, insanlar bilerek ya da bilmeyerek birbirine kırıcı sözler sarf edebiliyor. Oluşan bu duygusal şiddet ortamı, bireylerin aile, iş ve okul hayatını altüst ediyor.

Maruz kalınan aşağılayıcı sözler insanı psikolojik olarak etkiliyor, iş ve okul hayatında verimi düşürürken evlilikleri de sarsıyor. Psikolog Özen İlhan Oldaç, aşağılayıcı söz söyleyen kişilerin öfke kontrolünü sağlayamadığını belirterek bu kişilerde özgüven eksikliği olduğunu ifade ediyor.

Devamını oku: Kırıcı söz, insandan huzur ve mutluluğu alıp götürüyor

Bağımlılık

Sevdiklerimize Olan Bağımlılığımız Duygusal Sorunlara Neden Oluyor!
 
İnsan doğduğu anda başlar, bir şeylere bağlanmaya�Tutunmak, sarılmak, güvenmek ister. Sırtını dayayacak güvenli, kocaman dağlar ister. Yalnızlıktan, tek başına kalmaktan korkar.
 
İnsanlar tutunacağı bir dal ister, yanı başında. Bütün hayatı bu arayışlarla geçer. Tam bulduğunu düşündüğünde, gözünde büyütür,

Devamını oku: Bağımlılık

Sorumluluk almak

Üstün Dökmen'in ailelere verdiği şöyle bir örneği vardır: "Çocuk küçükken, masaya takılıp düşse masa dövülür. Ah masa, sen niye benim oğlumu-kızımı düşürüyorsun niye ordasın?" Diyerek masa suçlanır. Çocuk o andan itibaren, masa orada olmasa bile, suçlu olarak masayı görür ve olayın kendisinin dikkatsizliğiyle hiç ilgisi olmadığına ve yaşanan bu sıkıntının tamamen masadan kaynaklandığına inanmaya başlar.

Devamını oku: Sorumluluk almak

Öfke

"Beni çıldırtıyor. Hiç laftan anlamıyor.", "Niçin bu evde kimse bana yardım etmiyor?", "Kaç kere ayakkabılarını çıkarmadan içeri girme dedim sana?", "Bu kadınlara hiç yaranamazsın zaten, ne yapsam ona yetmiyor.", "Kesin şu gürültüyü de maçı seyredeyim.", "Bıktım senin dırdırından.", "İstediğim gibi giyinip gidemiyorum, bu okuldan hoşlanmıyorum.", "Çok çalışıp, bütün sorulara cevap verdiğim halde yine zayıf aldım, hep bu öğretmenin yüzünden."

"Neden hep onun istediği yere gidiyoruz, gitmeyeceğim artık.", "İstediğim kadroyu bana vermediler, onlara göstereceğim.

Devamını oku: Öfke

Duygularımızı ifade edebilmek

Duygularımızı güzel bir dil ile ifade etmeyi ya öğrenemedik ya da çok geç öğrendik. Ne zaman ki içimizde taşıdığımız bizi sıkmaya, bunaltmaya başladığında karşımızdakine onu kötü bir dille ifade eder olduk. Çünkü artık taşıyamaz hale geldik. Zamanında söylenmeyen her duygu sonradan misliyle çıktı. Zamanında yaşanamayan her acı ise defalarca yaşandı yüreğimizde...


Belki de çocuklarımıza öğreteceğimiz en değerli şey, duygularını zamanında ve güzel bir dil ile ifade etmeleri olacaktır. Bunun içerisinde hoşlanmadığımız bir şeyi yapmak istemediğimizde söylememiz gereken ‘hayır’ diyebilmekte var elbette... Yaşadıkları ânı fark etmek, tahlil etmek ve ifade etmek... Bu da ancak insanın kendi hakkındaki farkındalığı ile olabilecek bir şey sanırım...

Devamını oku: Duygularımızı ifade edebilmek

'Mizacım bu' ne yapayım?

En çok kızılacak şeylerden bir tanesi, yetişkinlerin başka insanların beğenmediği huyları için "Mizacım bu, ne yapayım!" demeleridir.

Her yere geç kalmayı âdet haline getirenler, evlerini dağınık tutanlar, sır tutamayanlar, dinlemeden çok konuşanlar, çabuk öfkelenenler, hijyene dikkat etmeyenler, aşırı ölçüde başkalarını uyaranlar, başkalarının hayatına müdahale etmeyi alışkanlık haline getirenler, kararsızlar, her şeyden endişe edenler vardır. Belki bunlardan biri de siz olabilirsiniz. İnsanın hem kendisine hem de başkalarına sıkıntı veren bir özelliği olabilir. Bunda bir sorun görmüyorum. Sorun olan insanın bu özelliği fazla sahiplenip sıkıntı oluşturduğu özelliğiyle ilgili 'ne yapayım, mizacım bu' demesidir. Bu korkunç mazeret ile kişi, olumsuzluğa sebep olan özelliğini değişmez bir nitelik olarak tanımlamaktadır.

Devamını oku: 'Mizacım bu' ne yapayım?

Dikkat! Egonuzu Konuşturmayın…

Kimi insanların herhangi bir eleştiriye maruz kaldıkları zaman eleştirinin sonunu dinlemeden otomatik olarak savunma mekanizmasını faaliyete sokmaları, kimi insanların da yapılan eylemlerin ya da söylemlerin ardından pişmanlık duymaları, öfkeleri, korkuları, kıskançlıkları, anlık dışavurumları…

Tüm bu davranış nedenlerinin altında yatan temel neden sürekli konuşan tabir-i caizse geveze egodur.

Devamını oku: Dikkat! Egonuzu Konuşturmayın…

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.