Toleransınız Raydan Çıkmasın

Tolerans, kimi zaman bireylerin karakterlerindeki erdem olarak düşünülse bile, kimi zaman da sizi tüketen ve üzen durumlar oluşturabilir. Ayrıca bir o kadar da ufak ve önemsiz gözüken durumlardır. Sızıntı yapan bir musluk, inik bir araba lastiği ya da ulaşmak istediğinizde hep kapalı olan cep telefonları.

Bazen problem oluşturan yönetici ve iş arkadaşları, limitini aşmış kredi kartları veya sizi dinliyor gibi görünen ama asla dinlemeyen dostlarınız gibi daha da büyük sorunlar olabilir. Bu durumda tahammül etmek ve toleranslı olmak daha zor bir hal alır.

Devamını oku: Toleransınız Raydan Çıkmasın

Dünyayı Değiştirebilirsiniz

Bazen insanlar bana sorar "Neden karşımda ki kişinin yanlış bir şey yaptığını, beni üzdüğünü, beni rahatsız ettiğini söylemem gerek, bunu söylemek neyi değiştirir ki?" Bu soruda kişinin geçmiş tecrübelerine dayanan bir çıkartma vardır.

Aslında kişinin anlatmak istediği: "Sonuçta ben ne söylersem söyleyeyim hiç bir şey değişmez çünkü insanlar değişmez ve aynı davranışları yapmaya devam eder.

Halbuki ben insanları kıracak, rahatsız edecek, sinirlendirecek bir söz söylersem onlar da beni kırar ve üzer. Bu durumda boşu boşuna neden kendimi zor bir duruma sokayım?""

Devamını oku: Dünyayı Değiştirebilirsiniz

Karamsarlık, Kötümserlik, Olumsuzluk

Hayata olumsuz yönünden bakmanın etkileri, nedenleri ve çözümleri... Karamsarlık, Kötümserlik yada Olumsuzluk davranışlarımı nasıl etkiler?

•Olayların en kötü tarafına bakarım.
•``Yapabilirim'' demek yerine ``Yapamam''  derim
•Değişebileceğime dair inancım yoktur.
•Geleceğe dair ümidimi yitiririm.

Devamını oku: Karamsarlık, Kötümserlik, Olumsuzluk

İmkansıza Talip Olmayın

Herkesi memnun etmek isteyip de kimseyi memnun edemediğini düşünenlere, yorulanlara birkaç öneri...

İnsanlar dış referanslı ve iç referanslı insanlar olarak iki gruba ayrılırlar. Dış referanslı insanlar başkalarının sözlerini aşırı önemserler. Hareketlerini çevrelerinin beklentisine göre bina ederler. Harekete geçmek için dışarıdan motive edilmeyi beklerler. Övgülerle aşırı memnun olurken eleştirilerle çabuk yıkılırlar. Hayattan lezzet almaları çevrelerinin onları beğenmesine, övmesine ve takdir etmesine bağlıdır.

Devamını oku: İmkansıza Talip Olmayın

Başarı uğruna 'katil olanlar'

Son birkaç haftada Batı'dan gelen üç haber, ürpertici bir insanlık tablosu çiziyor!

Başarı etiği delirtiyor!

Dikkat ediyor musunuz, “başarı, başarmak” gibi kelimeler akla otomatik olarak iş hayatını ya da onunla bağlantılı başka rekabet alanlarını getiriyor. Birinin “başarılı” olduğundan söz ettiğimizde, aklımıza mesela o kişinin çocuklarıyla ilişkisindeki başarı gelmiyor.

Devamını oku: Başarı uğruna 'katil olanlar'

Başkaları ne der

Küçüklüğümüzde hep nasihat dinledik. "Sakın şöyle yapma, başkaları ayıplar, komşu bizi kınar, el alem ne der diyerek bize insanların hayatımızdaki etkilerini gösterdiler. O günlerde, çevremizdeki insanları bir ayna gibi izledik ve davranışlarımızı kontrol ederek onların tepkilerini çekmemeye gayret ettik. Yani daha hayatın başında anladık başkalarının bizimle ilgili düşüncelerinin önemli olduğunu.

Çevremizdeki insanlar bazen canımızı sıksalar da çoğu zaman uyarılarıyla kendimizi görmemizi sağlıyorlardı. İç dünyamızda bizi yönlendiren güç unsurlarıyla işbirliği yapıp bir asker gibi bekliyordu başımızda insanlar.

Devamını oku: Başkaları ne der

Dinlemeyi biliyor muyuz?

Dinlemekte en önemli şey o anki ruh halimizdir. Fırsatımız varsa kendimizi gözden geçirip eğer uygun değilsek karşımızdakine bu konuşma için uygun bir ruh halinde olmadığımızı söyleriz. Şartlar uygun değilse bize aktarılanları tarafsız bir şekilde kayda alır daha sonra tekrar gözden geçirebiliriz. Hayatta bizi meşgul eden çok şey vardır. Yapılan rutin işlerin, alışkanlıklarımızın dinlememizi sekteye uğratan birçok meşguliyetimizin dinlememize engel olmasına müsaade etmemeliyiz.

Adam doktora gider:
“Doktor Bey, galiba karımda işitme kaybı başladı. Ne yapabiliriz?”
Doktor:

Devamını oku: Dinlemeyi biliyor muyuz?

Anlamsızlık Hastalığı

Bu çağın en önemli hastalıklarından birisi de her şeyin anlamını yitirmesi, yani anlamsızlık hastalığıdır. İnsan, genelde bir şeyleri kaybetmeden, bozulmadan veya elinden çıkma tehlikesi olmadan, sahip olduklarının kıymetini bilememektedir. Öyle ki, kendi vücudundaki organları bile ancak hasta olduğu zaman fark edebilen insan, hayatında yaşadığı duygusal problemler, psikolojik hastalıklar ve temelde mânevî hastalıklar dediğimiz haller sayesinde de aslında kendi mahiyetinin farkına varmaktadır. Yani bedenî sağlığını kaybedince maddî vücudunun kıymetini, mânen hastalanınca da insanlık mahiyetinin farkına varabilmektedir.

Devamını oku: Anlamsızlık Hastalığı

Hayata virgül koyabilmek...

Kızılderililer atlarıyla bir yerden başka bir yere giderken ara sıra durup hep birlikte yere iner ve otururlarmış. Sebep olarak da “ruhlarımızın yaratılışı bu kadar hıza alışık değil, biraz soluklanalım da ruhlarımız bize yetişsin” derlermiş.

Yine Üstün Dökmen Hocam bir seminerinde yaşlılıkta yaşanan pişmanlıkları şu sözleri ile çok güzel özetliyor; “insan gençlikte bir merdiven bulup sadece kendi doğrularının peşinde koşarak, geleceği düşünmeden herhangi bir duvara merdivenini dayıyor, soluk almadan çıkıyor da çıkıyor. Ta ki yaşlılığa doğru duvarın tepesine çıkıp da öbür tarafı(!) görünce duvarın da merdivenin de yanlış olduğunu anlıyor. Hata nerede? Ara sıra hem duvarı hem de merdiveni sorgulamak lazım”

Devamını oku: Hayata virgül koyabilmek...

Bir hayalin var mı?

Yedi yaşındaki Sanat Arat'ın şirin davranışlarını gören ev tatlıları yapan girişimci bir hanım, "Büyüyünce sen ne olacaksın?" diye soruyor.

Sanat Arat, biraz düşünceli görünüyor; sonra cevap veriyor. "Biraz zor olacak ama bir uçak fabrikası kuracağım." diyor. Aynı konuşmalar Sanat ve bir okul arkadaşı arasında geçtikten sonra arkadaşı da projeyi sahipleniyor. Bu sefer aynı konuşmayı Sanat, kendisine ablalık yapan Yasemin ablasına yapıyor. "Bir uçak fabrikası kuracağım, sen de satış müdürü olacaksın." Yasemin ablası "Neden ortak olmuyorum da, satış müdürü oluyorum?" diye sorunca Sanat Arat cevap veriyor: "Çünkü senin bir hayalin yok."

Devamını oku: Bir hayalin var mı?

Bunları sormak anormal!

Normal nedir? Bir uygulamanın yaygın olması, bu uygulamanın normal olduğunu mu gösterir? Herkesin trafik kurallarını yaygın bir şekilde ihlal etmesi, trafik kuralı ihlalinin normal olacağını mı gösterir?

Kafamızın içinde bir sürü 'normal' tanımlaması var ve bu normal tanımlamalarının tamamını gözden geçirmek, ideal bir 'normal'e ulaşmamızı sağlayabilir.

Çocukken okula gidince fark etmiştim; birçok Türk ailesinde banyo günü pazar günüydü. Diğer bir deyişle, haftada bir yıkanmak normal kabul ediliyordu.

Devamını oku: Bunları sormak anormal!

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.