Bir damda, iki iklim

‘Bır yaz gecesi aile üyeleri damda uyumaktadır. Anne, oğlu ve hiç sevmediği gelinini yakın bir şekilde uyurken görünce, bu manzaraya daha fazla dayanamaz, onları uyandırıp, bağırır; ‘Bu sıcakta nasıl bu kadar yakın uyuyabiliyorsunuz? Bu çok sağlıksız ve tehlikeli...’ diye söylenir. Az sonra damın öbür ucunda kızı ve damadını, birbirine sırtınıdönmüş olarak uyuduklarını görür.

Onları usulca uyandırıp, ‘Canlarım, hava soğuk, bu serin havada böyle uzak uyumayın, üşürsünüz’ der.

Bu sırada olan bitene şahit olan gelin, ellerini havaya kaldırır ve şöyle seslenir… ‘Allah’ım Sen ne büyüksün, ne yücesin… Bir damda bile, iki iklim yaratabiliyorsun’ der…

Devamını oku: Bir damda, iki iklim

Derin İnsan Olmak

Bazı insanlar için kullanılan çok derin bir kelimedir DERİN... Kim derin insan olmak ister bilemiyorum; ama ben, kesinlikle istemem. Bir kere derin insan; kendisine ulaşılması zor insandır. Ona yaklaşmak için en az onun kadar derin olmak gerekir

Bir de bu tiplerin kendi aralarında geliştirdiği ve sadece kendilerinin anlayabildiği (bir tür ezoterik durum yani) bir dil vardır. Biz sıradan fâniler, bu üstün gurubu anlayabilmek durumuna vâkıf olamayız.

Bunun için lütfedip onların bize yaklaşması ve kendilerini anlayabilmemiz için dillerini öğretmeleri gerekir. Zaten her şeyin bir dili var artık. İnternet dili, ticaret dili, hatta doktorların, avukatların bile kendi aralarında geliştirdikleri bir dilleri vardır. Ama şahsen ben, en çok alışveriş ve moda dilini konuşmayı severim:)

Devamını oku: Derin İnsan Olmak

Sır Çelişkisi

Sırlar... Hangimizin yok ki? İçimizde sakladığımız, başkalarının bilmesini istemediğimiz, "suya" anlatsan bile kesinlikle hafiflemeyen, taşıdıkça ağırlaşan gönüllü yükümüz... Bâzen de hayatımızın çelişkisi haline gelir; "Söylesem mi, söylemesem mi?"

Ehh, bâzı mâsum sırlar vardır; karşı tarafla paylaştığınızda, kuvvetle muhtemel, sizi mutlu eder, bâzıları da sizi bir ömür boyu pişman eder...

Sırlarla ilgili oldukça mânidâr atasözlerimiz de vardır; "Sırrını söyleme dostuna; dostun, söyler dostuna..."

Devamını oku: Sır Çelişkisi

Yoksul luğumuz yoksun luğumuzdur 1

Anlaşılmama duygusu günümüz insanının en sık yakındığı sorunlar arasında yer almaktadır... Karşılaştığınız iki insandan biri anlaşılmadığını ve buna bağlı olarak yalnızlık çektiğini söylemektedir. Peki ama, çok yönlü kullanılabilen iletişim araçlarına ve maddi imkanlara sahip olan insanımız hangi yoksunluğuna bağlı olarak böyle bir serencama kapılıyor?

Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki, elimizdeki iletişim araçları hayatımızın bir çok alanında bizlere katkı sağlasa da, sohbet geleneğimizi ve sağlıklı iletişim kurma yeteneğimizi zayıflatıyor. İnsanların birbirlerine yabancılaşmalarında bunun etkisi var ancak bu durum daha ziyade modern kültürün insanlığa empoze ettiği bireyselleşme sorunuyla alakalıdır.

Devamını oku: Yoksul luğumuz yoksun luğumuzdur 1

Kendine Kalıyor İnsan Eninde Sonunda…

Uzun zamandır Nişantaşı’na çıkmamıştım. İstanbul’da yaşayıp bazı yerleri arada bir de olsa görmemek olmuyor. Hep aynı yerleri tavaf etmekten bunalıyor insan. Birkaç ayda bir de olsa Boğazı görmeli, Taksim’de yürümeli, Adalara gitmeli ama hafta arası.

Yaş ilerledikçe insanların kalabalığı, şehrin yoğunluğu yormaya başladı. Yeni korna almış sevindirik minibüs ve taksi şoförlerinin her fırsatta ellerini çekmeden kornaya basması, insanların birbirlerini ite kalka dolaşmaları, durup dururken öfkelenen esnafın birbirlerine dalaşması ve daha birçok sebep.

Devamını oku: Kendine Kalıyor İnsan Eninde Sonunda…

Solungaç

Eski asistanlarımdan biri, 'solungac' diye bir internet adı aldığında ona bunu değiştirmesini söylemiştim. Solungaç sözünün negatif bir çağrışımı olduğunu düşünüyordum çünkü.

Hayatımızda olumsuz çağrışımları olan isimleri, kavramları kullandığımız sürece, bunlar bize de olumsuz bir program yapıyor diye düşünüyorum. BBC'nin hazırladığı 'hipnotizma' ile ilgili bir belgeselde şaşırtıcı bir araştırma paylaşılıyor. Belirli bir tedaviden sonra bir hasta grubuna 'Placebo-sahte' ilaç, diğer gruba ise gerçek ilaç veriliyor. Bu tür araştırmaların sonucunda sahte ilaç alanlar da iyileşme gösterir genelde. Fakat bu araştırma daha da ilginç bir netice veriyor. Sahte ilaç alanlar, gerçek ilaç alanlardan daha hızlı iyileşmiş. Dolayısıyla insanın inancı bu örnekte gerçek etken maddelerden daha etkili olmuş.

Devamını oku: Solungaç

Ben ne yaptığımın farkında mıyım!

Günümüz şartlarının bize dayattığı birçok alışkanlık var. Neye, ne için ve nasıl alıştığımızı pek düşünmüyoruz. Her gün tartıya çıkıyor, aynanın karşısında durmadan edemiyor, tv düğmesine farkına varmadan basıyor, mailleri kontrol etmeden yatamıyoruz...

Kimi 'ayağımızdaki prangalardır' diye tanımlıyor, kimi rahatlığına sığınıp 'gerçek hayatı kucaklamanıza engel olan ana rahmi' benzetmesi yapıyor, kimi ise Pavlov'un şartlı refleksini nazara veriyor ele aldığımız kavramı tanımlarken.

Devamını oku: Ben ne yaptığımın farkında mıyım!

Yüksekte misiniz alçakta mı?

İnsanlar yaşlanıyorlar; ama olgunlaşmıyorlar. Kucaklamayı, hoş görmeyi ve sabretmeyi öğrenemiyorlar. Kızıyorlar; suçluyorlar, parmakları kabahatli olarak hep başkalarını gösteriyor; yetmiyor bazen yumruklarını sallıyorlar. Bazen haklılar da. Karşılarındaki kişi kendilerini delirtiyor.

Ne var ki, başka bir yol var. Sinirden delirmek, sürekli başkasına kızıp onu suçlamanın, tartışmanın dışında bir yol var.

Devamını oku: Yüksekte misiniz alçakta mı?

Okulu bırakanlar mı lider oluyor?

Okul birincisi olmak, Harvard'da okumak mı insanı birinci yapar; yoksa okulu bırakmak mı? Bill Gates Harvard Üniversitesi'ni, Steve Jobs Reed Üniversitesi'ni bıraktı.

İnternette de bu şekilde dolaşan görüntüler ve makaleler vardır. "Okulu bırakmasam bu muhteşem şirketi kuramazdım. Bu muhteşem başarıları elde edemezdim." Buna karşılık binlerce anne-baba çocuklarını Türkiye'de ve dünyada en iyi okullara sokmak için yarışıyor. Üniversite sınavları, ortalama tutturma gayretleri, özel dersler ve dershaneler hepsi akademik başarı için... Komşum Mehmet Tetik, "Ben bir okusaydım, dünyanın altını üstünü getirirdim." diyor. Hangisi doğru? Okuyanlar mı, okumayanlar mı dünyanın altını üstüne getiriyor?

Devamını oku: Okulu bırakanlar mı lider oluyor?

İnsan en doğru kararı kaç yaşında verir?

Newsweek'te yayınlanan araştırma kişinin hayatıyla  ilgili kararlar vermek için en doğru yaşın 28 olduğunu ortaya koydu.

Araştırmada  farklı yaşlardan kişilerin mantıklı karar alma yetenekleri ölçüldü. En başarılı yüzde 25’lik dilim, yaş  gruplarına  göre ayrıldığında en çok 28 yaşındakilerin başarılı olduğu görüldü.

Devamını oku: İnsan en doğru kararı kaç yaşında verir?

İnsanı tüketen nedir?

İnsan ne zaman yorulur? Ne zaman yaşamak yük olur? Elini bile kaldıracak dermanı olmadığı zamanlarda, neyi kaybeder yüreğinde, ne eksilir, nedir onu terk edip giden?

Bazen kendimizi öyle güçsüz, öyle takatsiz hissederiz ki, içimizde eskiden olup da, şimdi olmayan, çekip giden şeyin ne olduğunu anlamaya çalışırız…

Her sabah uyanmanın bile yüke dönüştüğü, bunalımlı ruh halinin üzerimize çöktüğü, hiç bir şeyin, bizi eskisi kadar heyecanlandırmadığı, depresyonun içimizi kapladığı zamanlarda sorup dururuz kendimize, ‘niye böyleyim’ diye… Beni terk edip giden neydi?

Devamını oku: İnsanı tüketen nedir?

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.