Ne olmak istiyorsunuz?

Trabzonlu bir okurumun babası soruyor: "Dürüstlük eğitimi verilebilir mi?" Kısa bir an düşünüp kurs yaparak dürüstlüğü öğretmenin çok zor olduğunu söylüyorum.

Çünkü dürüstlükle ilgili sorunların birçoğu çocuklukta kök buluyor.

7 yaşında ilköğretim öğrencisi bir çocuk otobüse binerken bilet atmalı mıdır, atmamalı mıdır? Fiili uygulamada birçok anne-baba çocuğuna bilet parası ödemeden otobüse/metroya/vapura biniyor. Çok fazla kabul etmek istemesek de aslında, kamusal bir malı belirli ölçüde çalmış oluyoruz. Marketten alışveriş yaparken izin almadan fazladan poşet alıyor muyuz?

Devamını oku: Ne olmak istiyorsunuz?

Kaybedeceğimiz en büyük şey?

İnsanın bu dünyada kaybedeceği en büyük şey nedir? Bu sorunun yanıtı şaşırtıcı bir şekilde sahip olduklarımız değil, sahip olmadıklarımız ve henüz ulaşamadıklarımızdır.

İnsanın yaşamı, geçmişten geleceğe doğru uzanan fikir bağları üzerine kuruludur. Bu fikir bağlarını geçmiş yaşamımızdaki sahip olduklarımız tutarken, gelecek ayağını hayallerimiz tutar. İşte hayalimizi kaybettiğimizde fikir ipleri, bağları köprünün kırılan ayağıyla birlikte suya düşerler. Dolayısıyla kaybedeceğimiz en büyük şey, geleceğe ilişkin hayallerimizdir. Geçmişte sahip olduklarımız zaten geçmişte olduklarımızdan kolay kolay kaybedilemezler. Ama gelecek hayallerimiz sayısız değişkene bağlı olduğundan kolayca elimizden kayıp gidebilirler.

Devamını oku: Kaybedeceğimiz en büyük şey?

Benimle TURKCHE Konuşma!

Son yüzyılda İngilizcenin istilası altında Türkçe. Yabancı hayranlığının hat safhaya ulaştığı günümüzde kendi dilinden utananların akıllara zarar tabelaları ile dolu sağımız solumuz. Cep telefonu mesajlarında Türkçenin sesli harflerinden tasarruf ediliyor, yabancı adlarla iş yerleri açılıyor, televizyon ve radyolar yayına giriyor, pek çok süreli dergi piyasaya çıkıyor. V’nin yerine W, ks’nin yerine X kullanılıyor. Birileri bizi yabancılaştırıyorken, birileri de fena halde TURKCHE konuşuyor. Peki, Yahya Kemal BEYATLI’nın “ağzımızda anamızın sütü gibi helâl ve güzel olmalıdır.” dediği güzel Türkçemiz nereye sürükleniyor?

Devamını oku: Benimle TURKCHE Konuşma!

Zavallı İnsanın Özellikleri

Yani, insanlarla iletişim ve davranışlarında komplekse girenler,

Kör cahil yada aciz insanda denebilir

Hani, siz bu tür insanlarla karşılaşınca, bazı duygular hissedersiniz ( siz bilirsiniz)

işte bu insanlar;

Sn. Uzm.Doç.Dr. K.ÖGEL bu türlerin davranışlarını şöyle maddeliyor,

Devamını oku: Zavallı İnsanın Özellikleri

Hızlı Düşünme ve Cevap Verme Yöntemleri

KENDİNİZİ TANIYIN

Durgun akan suların yatağının derin olduğu söylenir. Boş aletlerin daha çok ses çıkardığını söyleyerek, bu kanıyı farklı bir bakış açısından dile getirmiş oluruz.

Birkaç milyar kazansaydın sorusuna huzursuzca, yutkunur, omuzlarınızı silker ve "Eee bilemiyorum" denilip sohbet kesilirse

1-Bay KARARSIZ özgüven sahibi değildir.
2-Uydurabilecek geniş bir düş gücüne sahip değildir.

Devamını oku: Hızlı Düşünme ve Cevap Verme Yöntemleri

Ben olmaktan biz olmaya geçebilmek

İnsan hayatında, birbirine açılan iki pencere vardır. Bunlardan birisi benlik dünyasına açılırken, öteki varlık dünyasına açılır. İki dünya arasında sürekli bir akışkanlık ve diyalog vardır ki, bu diyalog iki tarafı da dengede tutar ve insan dengeyi hangi tarafa çekiyorsa yönünü o tarafa çevirir. Buna karşın, insan kendini varlık boyutundan soyutlayarak, ilgi ve alakasını benlik alanına yönelttiğinde, bencilleşmekte ve geçici hazların peşinde koşmaya başlayıp ve sadece kendisini düşünen, kendisini hesaba katan biri olarak yaşamaktadır.

Bireyin kendisini düşünmesi, ötekileri hesaba katmaması, bencilce davranması esasen insani bir davranış olarak kabul edilmez dolayısıyla, ilkeldir, gelişmemiştir. Çünkü, bencil bir kişi sadece kendi ihtiyaçları üzerinde odaklanmakta, müşterek yaşamın getirdiği faydalardan haberdar olmadan yaşamakta, bunu gerekli de görmemektir.

Devamını oku: Ben olmaktan biz olmaya geçebilmek

Garajdaki Ferrari

Her insanın garajında bir Ferrari olduğunu söylesem, muhalif kuvvetler hemen başlıyor. Hocam garaj yok ki Ferrari olsun.

Garaj dediğim kafatasımız, Ferrari ise beynimiz. Kabul herkesinki Ferrari değil, dört çekeri var, traktörü var, antikası var, her çeşitten araba var. Markası ve cinsi ne olursa olsun; hemen hepsi ancak dışarı çıkarıldıklarında işe yarıyorlar. Garajda duran arabanın kimseye pek bir faydası yok.

Devamını oku: Garajdaki Ferrari

Aşk-ı Behlül'den Koca Olur Mu ???

 Eğer bir kesimin(!) kendisini inandırmaya çalıştığı gibi, ölülerin ruhlarının aramızda dolanıp durduğunu düşünüyorsanız hemen söyleyeyim… Halit Ziya Uşaklıgil uzay boşluğunda süzülüyorsa eğer, çığlıklar atarak, inleyerek, acı dolu feryatlar savurarak kendisini oradan oraya sürüklüyordur mutlaka!

            İnançlarım gereği şahsi kanaatim, yıllar öncesinde toprağa karışmış kemiklerinin muntazaman sızladığı! “Benim en güzel eserlerimden birini, nasıl olur da bu denli seviyesiz hale getirirsiniz! Sizin hiç insafınız yok mu?” diye!

Devamını oku: Aşk-ı Behlül'den Koca Olur Mu ???

Kendimiz olmak

Dünyaya geldiğinizde yalnızsınızdır... Sonra etrafınızdaki insanları fark edersiniz... Dünya adeta bir insan selidir ve siz burada annenize sarılır onun şefkatiyle hayata tutunursunuz.

Zaman geçer, günler aylar, haftalar ve siz büyümektesinizdir. Ancak sizinle birlikte içinizde bir toplum ve bir de aile büyümektedir. Yaşadığınız ailenin ve toplumun bütün renklerini bir sünger gibi emmekte ve kendinizi oluşturmaya çalışmaktasınızdır. Anne babanızın söz ve hareketleri, yaşadığınız toplumun genel karakteri içinizde bir kimliğe dönüşmekte ve siz artık kendiniz olmaktasınızdır.

Devamını oku: Kendimiz olmak

Videolu zeka oyunları işe yaramıyor

Hafızayı kuvvetlendirmek, hızlı düşünebilme kabiliyetini ve konsantrasyonu artırmak vaatleriyle piyasaya sunulan zeka geliştirici video oyunlarının aslında pek de işe yaramadığı bildirildi.

İtalyan haber ajansı Adnkronos'un haberine göre, BBC'nin desteğiyle yapılan kapsamlı bir araştırmada, iki gruba ayrılan 11 bin 430 gönüllü 6 hafta boyunca gözlendi.

Devamını oku: Videolu zeka oyunları işe yaramıyor

'Toplum kötü örneklerden etkileniyor'


Toplum değerleriyle bağdaşmayan ve aldatma anlayışı üzerine kurulan televizyon programları aile yapısının temellerini sarsıyor.

Doğru modeller yerine kötü karakterlerin örnek gösterilmesi, psikolojik problemlerin artmasına sebep oluyor.

Bunların başında da dizi filmler ve aile içi tartışma programlarının reyting savaşı geliyor. Dizilerde yengesi ya da baldızıyla yasak ilişkiye girenlerle 'seviyeli birliktelik' adı altında nikahsız yaşayanlar kahraman gibi gösteriliyor. Problemli çiftlerin aile mahremiyeti ise milyonların karşısında ayaklar altına alınıyor.

Devamını oku: 'Toplum kötü örneklerden etkileniyor'

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.