Damgalama

Toplumun bir önceki nesillerden devraldığı  ve yaşamsal olarak sürdürdüğü  bazı ilkeleri vardır ki, bunlar kültür ve geleneğin içinde yer alırlar. Toplum bu ilkeler konusunda hassastır ve sözkonusu ilkeleri delen,  insanlığın genel kabüllerine aykırı hareket eden kimseler,  hemen damgalanırlar ve   hayatın dışına itilirler.  Damgalanma, birey için ağır bir cezadır. Çünkü, kişi değersizlik ifade eden bir sözle itham edilmiş ve gözden düşmüş, itibarını kaybetmiştir.

Devamını oku: Damgalama

Bir söz nelere bedel

Hocam Cemil Güzey'in anlattığı öykü söz ve sözün geçerliliği üzerindeki inancımı pekiştirdi ve beni bu konu üzerinde bir yazı yazmaya teşvik etti. Öykü kısaca şöyle:

 " Bürosunda evraklarını karıştıran avukatın kapısı çalar. Avukat yerinden doğrulur ve kapıyı açar. İçeri giren genç bir adamdır, elindeki çiçekleri avukata verir ve " ben avukat..., hani cezaevinde bizi ziyaret etmiştiniz de, bana " sen eğitimine devam edersen, büyük bir adam olabilirsin, bunu başarabilirsin..." demiştiniz. O güne kadar kimse bana güzel bir şey söylememişti, bu söz beni çok onura etti, sevindim, mutlu oldum ve üzerinde uzun uzun düşündüm.

Devamını oku: Bir söz nelere bedel

Kırılmama sanatı

Bugün, kırılmak için bahane arıyorsa gönlüm, gözlerim bahenesini bulmak ve aklımda bunu ispat için malzeme arıyorsa, ben henüz ne kendimin ne karşımdakilerin kıymetini anlamamışım demektir. Bahane arayan zihin seçici algısına komut verirken, duyguların hükümranlığı ve basiretin esirliğinden söz etmek gerekir. Aklı cüce bırakılanların, duygularının rüzgârıyla savrulmasının resmidir bu aynı zamanda.

Herkes onun aleyhine çalışıyor gibidir. Hep kendisi haklıdır, çünkü anlaşılmıyordur, buna yanaşılmıyordur. Kırılmak için yaratılmış gibi adeta kırılma malzemesi bulmak için ava çıkmış gibi, kendi kendine oluşturduğu alınganlık sözlüğündeki her bir tanımın içini kendine göre doldurur,

Devamını oku: Kırılmama sanatı

Öfke patlamalarını engellemek mümkün!

Nedenleri ne olursa olsun, öfke patlamalarının iş yaşamında doğurduğu sonuçların hiç de iyi olmadığını hepimiz biliyoruz. Ancak bazen kaçınılmaz gibi görünen bu durumun oluşmasını engellemek için ne yapabiliriz?

Bu, yaşamın bir gerçeği: İş yaşamında başarılı olmak istiyorsanız, yöneticinizle, iş arkadaşlarınızla, iş ortaklarınızla ve müşterilerinizle etkili bir iletişim içinde olmanız gerekiyor. Bu iletişim bazen bir dilden diğer bir dile geçmeyi de kapsayabiliyor.

Örneğin isteklerinizi yöneticilerinize anlatırken kullandığınız dil ile iş ortaklarınıza veya potansiyel müşterilerinize anlatırken kullandığınız dil aynı olamıyor.

Hepimizin bildiği gibi, bazı durumlarda dil yetersiz kalıyor ve iletişim bir tıkanma noktasına geliyor.

Devamını oku: Öfke patlamalarını engellemek mümkün!

Mutluluk hayata verdiğimiz anlamdır

Kim ne derse desin kardeşim mutluluğun kaynağı içimizde mevcut...Yani, mutluluk aktivasyonumuz varlığımıza, eşyaya ve hayata verdiğimiz anlamla doğrudan ilişkili bir durum. Bu anlamda kişi, mutluluğu, ya kendi içinde, iç dünyasında ya da dış dünyada başkalarının varlığında arıyor. Ancak, huzuru başkalarında arayan kişiler her daim hüsrana, umutsuzluğa uğramaya mahkum olarak yaşıyorlar.

İnsanoğlu, kendi hayatında ya da dış koşullarda çeşitli olumsuzluklarla karşılaşsa da, varoluşsal örüntüsünü anlamlı bir bütün olarak görmek ve algılamak istiyor. Ancak, zaaf noktalarına takılarak, bu bütünlüğü her zaman elde edemeyebiliyor... Kişi nerede olursa olsun mutluluk arıyor, huzurlu bir hayat için çaba sarf ediyor...

Devamını oku: Mutluluk hayata verdiğimiz anlamdır

Kaybedeceğimiz en büyük şey?

İnsanın bu dünyada kaybedeceği en büyük şey nedir? Bu sorunun yanıtı şaşırtıcı bir şekilde sahip olduklarımız değil, sahip olmadıklarımız ve henüz ulaşamadıklarımızdır.

İnsanın yaşamı, geçmişten geleceğe doğru uzanan fikir bağları üzerine kuruludur. Bu fikir bağlarını geçmiş yaşamımızdaki sahip olduklarımız tutarken, gelecek ayağını hayallerimiz tutar. İşte hayalimizi kaybettiğimizde fikir ipleri, bağları köprünün kırılan ayağıyla birlikte suya düşerler. Dolayısıyla kaybedeceğimiz en büyük şey, geleceğe ilişkin hayallerimizdir. Geçmişte sahip olduklarımız zaten geçmişte olduklarımızdan kolay kolay kaybedilemezler. Ama gelecek hayallerimiz sayısız değişkene bağlı olduğundan kolayca elimizden kayıp gidebilirler.

Devamını oku: Kaybedeceğimiz en büyük şey?

Düşünce kalkabilmek

"Ben hiç düşmedim, düşmem de" diyen insan var mıdır? Sanmam...

İnsanoğlu, hayatla ölüm arasındaki o daracık kavşaktan ölümsüzlük diyarına transit geçebilmek için inişli çıkışlı imtihanlarla dolu bir yaşam sürüyor ve bu süreçte, gideceği yolun seyrini pek kestiremiyor.

İnsanın, ana rahminden dünyaya düşmesi ve orada yeni bir hayata başlaması yaşadığımız dünyada düşmek kadar kalkmanın da doğal olduğunu ve bu iki eylemin hayat boyu devam ettiğini ifade eden bir gerçektir. Dünyaya doğmak, aslında bir düşüşün başlangıcıdır... İnsan bu andan itibaren, inişli çıkışlı bir hayat sürecek, acılar, hüzünler, neşeler, mutluluklarla karmal ve girift bir toprak parçasında yolculuğunu sürdürecektir.

Devamını oku: Düşünce kalkabilmek

Başarıya Götüren Vesileler

Kum küçüktü, küçücüktü. Tüm çocuklar gibi hiçbir şeyi tam yapamıyordu. Çorbayı içerken üstüne döküyor, su bardağını deviriyor, elbisesini bile kendisi giyemiyordu. Üstelik anne-babası, sürekli olarak ona 'dökeceksin, bunu kıracaksın' diyordu. Çocuk kalbiyle kendinin işe yaramaz ve yetersiz biri olduğuna inanmaya başlamıştı.

Okula başladığında ismi de dikkat çekmişti. Çocuklar ismiyle eğleniyorlardı: "Kum torbasına yumruk atalım." Çocukken yerleşen bu inanç büyüdüğünde de kendini gösterdi. Hangi öğretmeni onu eleştirirse o konuda kalıcı bir yetersizliğin içine düşüyordu. Matematik öğretmeni, bir gün tahtaya kaldırdığında soruyu yapamayınca

Devamını oku: Başarıya Götüren Vesileler

Hayatı Cesurlar Kucaklar

Cesaretin kapısını aralamak güç görünebilir. Ama bir kez hayatının sorumluluğunu alma cesaretini göster o zaman hayat da senden yana olacaktır. Cesur ol, hayat cesurları sever.

Hayata inanırsan o da sana destek oluyor. Hayatın senden yana olduğunu görmezden gelirsen açıkta kalıyorsun.


Bu basit ama evrensel kuralı anlamazdan geldiğimizde, kulak ardı ettiğimizde veya inanmadığımız için mutsuz ve doyumsuz oluyoruz.

Devamını oku: Hayatı Cesurlar Kucaklar

Kaygının azı yarar, çoğu zarar

Siz de SBS, YGS ve LYS sınavlarına mı hazırlanıyorsunuz? Sınav gününü hatırlayınca heyecanlanıp sınavda başarılı olamamaktan mı endişe ediyorsunuz?

Kaygı da öfke, mutluluk, sevinç, korku gibi hayata uyumumuzu sağlayan duygularımızdandır. Ölçülü olduğu takdirde, gizli güç kaynaklarımızı ortaya çıkarır. Bunun için kişinin hedefi ile mevcut imkânları, bilgi beceri ve yeteneklerinin birbiriyle uyumlu olması gerekir. Kaygı ile birlikte, "başaracak potansiyelim var, elimden geleni yapmalıyım" olumlu düşüncesi ile duyulan tatlı bir heyecanla vücutta adrenalin ve serotonin (mutluluk hormonu) gibi hormonlar salgılanarak motivasyon artar.

Devamını oku: Kaygının azı yarar, çoğu zarar

Sütten Çıkma Ak Kaşıklar..

Onlar genellikle koloni halinde dolaşırlar. Kainatta sadece iki tür kaşık olduğundan emindirler... kendi kolonilerine mensup kaşıklar ve dışarıdakiler.....Koloni mensubu kaşıkların, hiçbir konuda hiçbir yanlış yapmayacağına inanırlar..

Yanlış olan hep “dışarıdaki” dir.Onlar hep iyilik yaparlar,hep korur kollarlar ama dışarıdakiler nankör olduğu için değerini bilmezler..

Sütten çıkma ak kaşıklar, ailenizin bir kolu ,mesela kardeşlerinizin karıları ya da bir takım akrabalarınız, hayatınıza tesadüfen bir süreliğine soktuğunuz bir grup kaşık,işyerinizdeki bir topluluk , mahallenizdeki komşularınız ,yani hayatınızdaki çeşitli kaşıklar, olabilirler..

Devamını oku: Sütten Çıkma Ak Kaşıklar..

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.