Türkçeyi sala bindirip sele vermek

Bir ağa İstanbul’a gidecek olmuş. Hemşeriler: “Aman ağa, İstanbullular çok ince konuşurlar, sakın orda bir kabalık edip bizi mahcup eyleme!” demişler. O da İstanbul’a gelip kendisine “Ağa nerelisiniz?” diye sorulunca, hemen şu ince cevabı yapıştırmış: “Bölülüyüm.”

Dil hayat sahibidir, yani canlıdır. Canlının hücrelerini yenilediği gibi, dil de kelimeleriyle kendini yeniler. Bazen de dili ayrık otlar gibi yabancı unsurlar sarar. Hayat hücrelerine bulaşan kanserli hücreler gibi kelimeleri saran uydurma ve kullanımı yanlış kelimeler dilin tekâmülüne mani olur. Türkçenin hayat hücrelerini saran uydurma, kullanımı yanlış kelime ve eklerin adedi de bir hayli vardır.

Devamını oku: Türkçeyi sala bindirip sele vermek

Karalama Kampanyası Yapıyorlar

Mustafa Armağan konuşmasında şunları söyledi;
“Bir zamanlar Osmanlı’ya ve manevi değerlere karşı bir karalama çalışmaları vardı. Osmanlı’dan gelen isimlere bile tahammül edemiyorlardı. Ankara’nın bugün hepinizin bildiği Etimesgut ilçesinin adı nereden gelir bilir misiniz? Etimesgut tahrif edilerek bozulmuş bir isimdir. Asıl oranın adı Ahi Mesut adlı bir zattan gelir. Ahiliği silmek için önce Ahi yerine Eti, sonra Mesut’u da Mesgut yaparak tahrif edip manasız bir şekle dönüştürdüler. Oranın esas adı Ahi Mesut’tur. Yine aynı dönemlerde hala çok konuşulan Kemal Sunal’ın başrolünü oynadığı İnek Şaban diye bugün bile herkesin bildiği filmler çekildi. Bu filmlerde neden Şaban adı kullanılmıştır, neden hep dalga geçilen isim olmuştur hiç düşündünüz mü? Bu hikâyelerin yazarı Rıfat Ilgaz’dır.

Devamını oku: Karalama Kampanyası Yapıyorlar

Haydutların otoritesi

Sultan 2. Murad, İstanbul’u fethetmek oğluna nasip olacak inancıyla ve o fethi görebilmek arzusuyla tahtını bırakmıştı...
Oğlu çocuktu daha... Geleceğin Fatih’i çocuktu...
Bi tarafta Peygamber müjdesine şahit olmak için saltanatı bırakan bir baba...
Diğer tarafta “Padişahsan gel tahtına otur. Yok ben Padişahsam emrediyorum, gel tahta geç” diyebilecek zekâ ve basirete sahip bir çocuk.

Devamını oku: Haydutların otoritesi

Değişen hayat tarzımız ve “tesettür” anlayışımız

Dedik ya, dindar erkekler olarak otuz sene öncesine kadar, bırakınız elimizi, hayalimizin dahi ulaşmadığı makamlara ulaştık... Servet ve şöhret kazandık...

Fark edilmeyişimiz fark edildi; ne zamandır parmakla gösteriliyoruz...
Allah için cebimiz de doldu...

Ama bize bir şeyler oldu: Cebimiz doldukça yüreğimiz boşaldı sanki: Sevmeyi, vermeyi, hoş görmeyi, şefkat etmeyi unuttuk...
Yaşama amacımızdan uzaklaşıp “sıradan”laştık. Gitgide “dünyacı” varlıklara dönüştük.

Devamını oku: Değişen hayat tarzımız ve “tesettür” anlayışımız

Balık mıyız?

Balık avlamadaki tekniklerden biri de bilindiği gibi, ışıkla avcılıktır. Bu teknik, balıkları cezbedip bir araya toplayarak av sahası içinde tutmak için kullanılan optik yemleme yoludur.

Türkiye’de olup bitenlere bakınca ışıkla balık avlama tekniği aklıma geliyor. Hemen her hafta bir yere ışık tutuluyor ve eğitimle koşullanmış zihinler oraya yönlendiriliyor. İster siyaset, ister giriş sınavları, isterse spor olsun; kamplaşma garanti.

Bir hafta sonu akrabalarla evde Fenerbahçe-Galatasaray maçını izlerken ortam çok gerildi. Bağrışmalar üzerine babam geldi ve yüksek sesle bir soru yöneltti: “Hangi imtihanı kazandınız da Fenerli veya Galatasaraylı oldunuz?

Devamını oku: Balık mıyız?

Japon Toplum Değerlerinin İmtihanı ve Batı Hayranlığı

Çağımız toplumunun değer yoksunluğu yaşaması, değere dayalı bazı davranışlar gördüğü zaman onu şaşırtmaktadır. Zamanın insanının muhtaç olduğu “değer” ne anlama geliyor.

Değerler, kültür ve topluma anlam ve önem veren ölçütlerdir.

Değerler, paylaşılırlar; kişilerin çoğunluğu bu değerler üzerinde uzlaşmışlardır.

Değerler, ciddiye alınırlar; zira değerler sosyal ihtiyaçların karşılanmasında fert ve topluma motivasyon işlevi kazandırır.

Devamını oku: Japon Toplum Değerlerinin İmtihanı ve Batı Hayranlığı

İnsan ve sistem

Zamanın içine yeni başarılar inşa edememiş milletler, geçmiş başarılarla avunur!
Bu yüzden Osmanlı’nın sürekli başarılarını konuşuyoruz...
Zaferlerini ballandıra ballandıra anlatıyoruz...

Avunup duruyoruz anlayacağınız, övünmekten fırsat bulup ders bile alamıyoruz!

Pek tabii Osmanlı’yı öğrenmemiz, hatta çözmemiz, derinlemesine keşfetmemiz lâzım. Bu geleceğimiz açısından önemlidir...
Ne var ki, zaferlere kilitlendiğimiz için, Osmanlı’nın asıl başarısını ıskalıyoruz.

Devamını oku: İnsan ve sistem

Ne Mutlu Bana Diyebilmek

İnsanız ve her gün defalarca hata yapıyoruz. Bu hatalar bazen büyük, bazen daha büyük, bazen de küçük olabiliyor. Bazen kendimizi affedemiyoruz, bazen de karşımızdakinden affedilmeyi bekliyoruz. Yaptığımız hataların çetelesi yalnızca bizde. Her biri için duyduğumuz pişmanlıklar hala affedilmek için yönelmenin birer işareti belki de. Eğer hatırlamıyorsak belki de artık affedildiğimizin bir işareti...

Bir insan olarak kendimizi sigaya çeksek, neler görürdük.Temiz ve ahlaklı kalmayı seçtiğimiz her şey için, yatağımıza uzandığımızda huzurla uyuyabildiğimizi görsek, bir sonraki güne daha az hata yapmaya meyilli uyanır mıydık acaba?

Devamını oku: Ne Mutlu Bana Diyebilmek

Site dindarlığı

Otuz sene öncesine kadar, bırakınız elimizi, hayalimizin dahi ulaşmadığı makamlara ulaştık...
Servet ve şöhret kazandık...

Fark edilmeyişimiz fark edildi; ne zamandır parmakla gösteriliyoruz...
Allah için cebimiz de doldu...

Ama bize bir şeyler oldu: Cebimiz doldukça yüreğimiz boşaldı sanki: Sevmeyi, vermeyi, hoş görmeyi, şefkat etmeyi unuttuk...
Yaşama amacımızdan uzaklaşıp “sıradan”laştık. Gitgide “dünyacı” varlıklara dönüştük.

Devamını oku: Site dindarlığı

Modern düşünce ve Zihnî istila

Modernite dini ve dinden olanları anlama ve anlamlandırma da temel dayanak noktası olarak akla olması gerekenden daha fazla değer ve önem vermektedir. Özellikle yaşadığımız yüzyıl baz alındığında hayatı anlamlandırmada ve bu anlamlandırma esnasında dini dikkate almada bireysel idrak ve düşünceyi daha ön planda tutucu tavırdadır.

Mesela şöyle demektedir; Vahyin gönderiliş gayesi insanın erdemli ve mutlu olması değil midir? Öyleyse muhatap olarak insanın vahiyden ne anladığıdır esas olan. Bu son derece arızalı bir durumdur.

Devamını oku: Modern düşünce ve Zihnî istila

Bak Dostum

Bak dostum!

Cahil ile dost olma: İlim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez; üzülürsün.

Saygısızla dost olma: Usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün.

Devamını oku: Bak Dostum

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.