öğretim üyesi Doç. Dr. Bedii Cicik, bu denizanalarının kitleler halinde bulunduklarından çeşitli zararlı etkilere neden olduklarını söyledi.

Cicik, 'Bazı durumlarda 100 kilometre uzunluğundaki alanda kitleler halinde bulundukları belirlenmiştir. Kıyıya yakın bulundukları zaman da turizm, balıkçılık ve yapılaşmaya olumsuz etki ederler. Balıkçılar ve dalgıçlar için potansiyel tehlike oluşturur. Özellikle trol ve gırgır avcılığında ağlarda birikip yığılmaları av verimini düşürür. Gemilerde soğutma sistemi borularını tıkayarak arızalara neden olurlar. 2001 yılı yaz mevsiminde İsrail'de iki büyük elektrik santralinde deniz suyu borularında tonlarca birikmişler ve bu etkinin maliyeti 50 bin dolar boyutlarına ulaşmıştır.' dedi.

Denizanası yaralanmalarında mutlaka tıbbi yardım alınması gerektiğini ifade eden Cicik, 'Ölümle sonuçlanan vakalarına rastlanılmamıştır. Bu istilacı türün 20 yıl gibi çok kısa bir süre içerisinde Akdeniz de dağılım göstermesi son 40 yılda dünya denizlerindeki küresel ısınmaya bağlı sıcaklık artışı olabilir. Yine bunları yiyen balık ve deniz kaplumbağalarının gerek kirlilik gerekse bilinçsiz avcılık sonucu sayılarının azalması bunda etkili olmuştur.' şeklinde konuştu.

Denizanasına dokunduktan sonra önemsiz bir kaşınma ve ovuşturma ile geçiştirildiği zannedilse de bazı kimselerde nefes darlığı, bulantı ve mide krampları görülebileceğini belirten Cicik, denizanasının dokunduğu bölgeyi amonyaklı su veya o yoksa sirke ile silmenin kazazedeyi rahatlatacağını, ciddi yaralanmalarda da doktora başvurmak gerektiğini sözlerine ekledi.

Star