Kalplerin Keşfi
Peygamberimizin ((s.a.v.).) Mi'râc'ı
- Ayrıntılar
- Kategori: Kalplerin Keşfi
- Gösterim: 4276
Buhâri'nin, Katede'den, O'nun da Enes Ibni Mâlik'den (R. Anhum) O'nun da Mâlik Bin Sasa'dan rivayet ettigine göre. Peygamber'imiz ((s.a.v.).) Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya götürüldügü geceyi söyle anlatti:
«— Bir ara ben Hatim'da (Ibni Mâlik «belki de Hicir'da yaninda» diyor) uzanmisken yanima biri (Cebrail (A.S)) geldi. (Ibni Mâlik «aynen böyle dedi ve ben de söyledigini kulagimla duydum» der) suradan suraya gögsümü yardi (Ibni Mâlik «yanimda oturan Carud'a, ne demek istiyor, diye sordum. Girtlagindan gögsünün altina kadar, diye cevap verdi» der) kalbimi çikardi.
Sonra bana îmân dolu altin bir tas getirilerek onunla kalbimi yikadi. Arkasindan kalbimi yerine koyarak gögsümü eski haline getirdi.
Arkasindan önüme beyaz renkli, katirdan küçük ve esekten iri bir binek hayvani getirildi. (Carut, Enes Ibni Mâlik'e «O Burak'tir» dedi. Enes de «evet» dedi.) Her adimini, görüs mesafesinin ilerisine atiyordu.
Bu hayvana bindirildim. Cebrail (A.S) beni yanina alarak yola çikti. Birinci kat göge varinca kapinin açilmasini istedi. «Kim o» dediler. «Cebrail (A.S)» diye cevap verdi. «Yaninda kim var» dediler. «Muhammed ((s.a.v.).) dedi. «Kendisi Allah Rasûlü müdür» diye sordular. Cebrail (A.S) «evet» dedi. Bunun üzerine «o halde hos geldi, geldigine ne iyi etti» dediler ve kapi acildi.
içeri girince Hz. Adem (A.S.) ile karsilastim. Cebrail (A.S) «Bu, atan Adem (A.S)' dir» dedi ve ona selâm verdi. Ben de selâm verdim. O da selâmimi aldi ve bana «Ey sâlih ogul ve salih peygamber, hos geldin» dedi.
Arkasindan Cebrail (A.S) beni yukariya çikarmaya devam ederek ikinci kat göge vardi. Kapinin acimasini istedi. «Kim o» dediler. «Cebrail (A.S)» dedi. «Yaninda kim var dediler. «Muhammed» ((s.a.v.).) dedi. «Kendisi peygamber midir» diye sordular. Cebrail (A.S) «evet» dedi. Bunun üzerine «ne iyi etti de geldi, hos geldi» diyerek bize kapiyi açtilar. Içeri girince teyze çocuklari olan Yahya (A.S) ve Isâ (A.S.) ile karsilastim. Cebrail (A.S) «Bunlar Yahya (A.S) ve îsâ» (A.S.) dir, onlara selâm verdi. Arkasindan ben de kendilerine selâm verdim. Selâmimi alarak bana «Ey sâlih kardes ve sâlih peygamber, hos geldin» dediler.
Sonra Cebrail (A.S) beni yukari çikarmaya devam ederek üçüncü kat göge vardi. Kapinin açilmasini istedi. «Kim o» dediler. «Cebrail (A.S)» dedi. Yaninda' kim var? dediler. Cebrail (A.S) «Muhammed» ((s.a.v.).) dedi. «Kendisi peygamber olarak gönderildi mi» diye sordular. Cebrail (A.S) «evet» diye cevap verdi. Bunun üzerine «ne iyi etti de geldi, hos geldi» diyerek bize kapiyi açtilar. Içeri girince «Yûsuf (A.S) ile karsilastim. Cebrail (A.S) «Bu Yûsuf (A.S.) dir dedi ve ona selâm verdi. Arkasindan ben de selâm verdim. Selâmimi alarak «Ey sâlih kardes ve sâlih peygamber, hos geldin» dedi.
Sonra Cebrail (A.S) beni yukariya çikarmaya devam ederek dördüncü kat göge vardi. Kapinin açilmasini istedi. «Kim o» dediler. «Cebrail (A.S) dedi. «Yaninda kim var» dediler. Cebrail «Muhammed» ((s.a.v.).) dedi. «Kendisi peygamber oldu mu» diye sordular. «Evet» dedi. Bunun üzerine «ne iyi etti de geldi, hos geldi» diyerek bize kapiyi açtilar. Içeri girince Idris (AS.) ile karsilastim. Cebrail (A.S) «Bu Idris» (A.S.) diyerek ona selâm verdi Ben de kendisine selâm verdim. Selâmimi alarak «Ey sâlih kardes ve sâlih peygamber, hos geldin» dedi.
Sonra Cebrail (A.S) beni yukari çikarmaya devam ettf. Nihayet besinci kat göge vardi. Kapiyi açmalarini istedi. «Kim o» dediler. «Cebrail (A.S) dedi. «Yaninda kim van dediler. Cebrail (A.S)«Muhammed» ((s.a.v.).) dedi. «Kendisi peygamber oldu mu» diye sordular. Cebrail (A.S) «evet» diye cevap verdi. Bunun üzerine «ne iyi etti de geldi, hos geldi» diyerek bize kapiyi açtilar. Içeri girince Harun (A.S.) ile karsilastim. Cebrail (A.S) «Bu Harun» (A.S.) diyerek ona selâm verdi Ben de kendisine selâm verdim. Selâmimi alarak «Ey sâlih kardes ve sâlih peygamber, hos geldin» dedi.
Sonra Cebrail (A.S) beni yukari çikarmaya devam ederek altinci kat göge vardi. Kapiyi açmalarini istedi. «Kim o» dediler. «Cebrail (A.S)» dedi. «Yaninda kim var» dediler. Cebrail (A.S) «Muhammed» ((s.a.v.).) dedi. «Kendisi peygamber midir» diye sordular. Cebrail (A.S) «evet» diye cevap verdi. Bunun üzerine «ne Iyi etti de geldi, hos geldi» diyerek bize kapiyi açtilar, içeri girince Musa (A.S.) ile karsilastim. Cebrail (A.S) «Bu Musa» (A.S.) diyerek ona selâm verdi. Ben de kendisine selâm verdim. Selâmimi alarak «Ey sâlih kardes ve sâlih peygamber, hos geldin» dedi. Yanindan ayrilinca aglamaya basladi. «Niye agliyorsun» diye sordular. Onlara «Agliyorum. Çünkü benden sonra peygamber olarak gönderilen bir genç'in ümmetinden benim ümmetime göre daha çok sayida insan Cennete girecek» diye cevap verdi.
Sonra Cebrail (A.S) beni yukari çikarmaya devam ederek yedinci kat göge vardi. Kapiyi açmalarini istedi. «Kim o» dediler. «Cebrail (A.S)» dedî. «Yaninda kim var» dediler. Cebrail (A.S) «Muhammed» ((s.a.v.).} dedi. «Kendisi peygamber midir» dediler. Cebrail (A.S) «evet» dedi. Bunun üzerine «ne iyi etti de geldi, hos geldi» diyerek bize kapiyi açtilar. Içeri girince Ibrahim (A. S.) üe karsilastim. Cebrail (A.S) «Bu atan Ibrahim» (A.S) dir diyerek ona selâm verdi. Ben de kendisine selam verdim. Selâmimi alarak «Ey sâlih ogul ve sâlih peygamber, hos geldin» dedi.
Sonra «Sidret-ül Münteha» ya çikarildim. Oranin Sidir agacinin meyvalari, Hecir bölgesinin testileri iriliginde ve yapraklari do fil kucaklari büyüklügünde idi.Cebrail (A.S) «Bu Sidret-ül Münteha» dir dedi.
Orada ikisi gizli ve ikisi görünürde akan dört irmak île karsilastim. Cebrail (A.S)'e «Bunlar nedir» diye sordum. «Gizli akanlari, iki cennet nehri, açikta akanlari da Nil ve Firat nehirleridir» dedi.
Sonra bana «Beyt-ül Mamur» gösterildi. Her gün oraya yetmis bin melek giriyordu. Arkasindan önüme biri sarap, biri süt ve öbürü de bal dolu üc kâse getirildi. Ben süt dolu kaseyi tercih ettim. Cebrail (A.S) «Süt senin ve ümmetinin fitratini temsil eder» dedi.
Sonra ümmetime günde elli vakit namaz farz kilindi. Dönerken Musa'ya (A.S.) ugradim. «Sana ne emir verildi» dedi. «Günde elli vakit namaz» dedim. «Ümmetin günde elli vakit namaz kilamaz. Allâh'a yemin ederim ki, senden önce insanlari denedim. Israilogullari ile cok ugrastim. Rabb'ine dön ve ümmetine verdigi bu görevi hafifletmesini iste» dedi. Geri gittim, Allâh benden on vakit düsürdü. Musa'ya (A.S) vardim, ayni sözleri söyledi. Geri gittim, Allâh on vakit daha düsürdü.
Musa'ya (A.S.) vardim, ayni sözleri söyledi. Geri gittim. Allah benden on vakit daha düsürdü. Musa'ya (A S.) yine vardim, ayni sözleri söyledi. Geri döndüm, Allah benden on vakit daha düsürdü. Yine Musa'ya (A.S) vardim, ayni sözleri söyledi.
Geri gittim, günde bes vakit namaz emrinî aldim. Musa'ya (A.S) gelince «Sana ne emredildi» diye sordu. «Günde bes vakit namaz emri aldim» dedim. «Ümmetin günde bes vakit namaz kilamaz. Ben senden önce insanlari denedim, Israilogullari ile cok ugrastim. Geri dön ve Allâh'dan ümmetinin görevini hafifletmesini iste» dedi. Ben «Rabb'imden üstüste hafifletmesi icin dilekte bulundum, artik utanir oldum. Ben bu kadarina raziyim, bunu kabut ettim» diyerek Musa'nin (A S.) yanindan ayrilinca bana «Kullarima gereken hafifletmeyi yaparak farzimi kesinlikle yürürlüge koydum» diye bir ses geldi.