SurName

Okmeydanı SÜRNAME-İ VEHBİ Topkapı Sarayı Kitaplığı A.3593 s. 10 a 1720 c. 1720-30

Levni minyatür resmin yalnız Osmanlı çevresinde tüm islam dünyasının en büyük temsilcisi Levninin resimlerindeki Türk karakteri de aynı ölçüde İslami resmin klişesi bağlarından koparak doruğa ulaşmıştır. Surname-i Vehbi minyatürleri bütün geleneksel unsurlara karşın yeniliklerle doludur. Rengarenk kayalıklar, yerini yumuşak kenar çizgilerine bırakmıştır. Gökyüzünün mavisi doğaldır.



Padişahın Okmeydanına Gelişi, SURNAME-İ VEHBİ, Topkapı Sarayı Kitaplığı,A.3593.s.1 3b.1720-1730

18. yy ın şema dengesini yitirerek gözleme mahalli renk ve doğaya yönelen espirisi bu III. Ahmet Surnamesi'de denilen eserin resimlerine yansımıştır. Gölgelerini yere vurmuş, açıklı koyulu yeşillere boyanmış ağaçlar önceki yüzyıllardaki minyatürlerde en ufak damarına kadar işlenmiş ağaçlarda çok farklıdır. -Levni-



Haliçte Gösteri SURNAME-İ VEHBİ Topkapı Sarayı Kitaplığı A. 3594 s. 92b (ayrıntı) 1720-30

III. Ahmet'in gösterişli çevresi içinde canlandırılan çeşitli minyatürleri Levni'in tek erkek ve kadın figürleriyle, sazendeler gibi grup tasvirleri Osm. Resim sanatında beliren büyük gözlem ve realite değerleri taşıyan yeni bir anlayışı ortaya koyar.

Haliç'te Gösteri adlı bu Levni minyatüründe köşkler ve bahçeler, bir duvarın arkasına yerleştirilerek kompozisyona derinlik kazandırmıştır.



Haliçte Gösteri SURNAME-İ VEHBİ Topkapı Sarayı Kitaplığı A. 3594 s. 77a (ayrıntı) 1720-30

Haliç'te Gösteri Surname-i Vehbi'den alınan bu minyatürde de yine köşkler ve bahçeler, bir duvarın arkasına yerleştirilerek üç boyutluluk etkisi sağlanmıştır



Meyvacıların geçiti SURNAME-İ VEHBİ Topkapı Sarayı Kitaplığı A.3594.s 159 b. 1720-1730

Meyvecilerin geçitini canlandıran bu minyatürde, sergilenen içi meyve dolu sepetler dikkat çekicidir. Sepetlere dizilmiş elmalar, narlar, incirler, erikler, oylumlu duruşlarıyla yeni bir resim dilinin ilk belirtileri olmuştu. Natürmort kompozisyonlarının başlangıcı buradadır diyebiliriz.

18. yüzyıl boyunca kitap ve albüm resimlerinde gerçekleştirilen üslup denemelerini iki açıdan değerlendirmek gerekir: Figür işleyişinde ve mekan düzenlemesindeki denemeler. Bu dönemin örnekleri, aslında Levni ve Buhari gibi Türk nakkaşlarının, figür denemelerinde minyatür estetiğinden ayrılmadıklarını göstermiştir.

Figür işleyişindeki aşamaların daha çok sayıda hazırlanan albüm resimlerinde ve portrelerde yabancı ve azınlık ressamlar tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıkmıştır. Oysa minyatürlerin hemen hepsinde belirgin olan perspektif denemeleri Türk resim sanatının gelişim çizgisinde daha önemli bir noktayı belirler:

Sanatçılarımız üçüncü boyutu bilinçle araştırmışlardır. Önceleri minyatürlere ekledikleri doğa kesitlerinde araştırdıkları ışık-gölge ve perspektif gibi yenilikleri, sonraları manzara kompozisyonlarında uygulamaya koymuşlardır. Bu nedenle erken tarihlerde minyatürlerde ve el sanatı örneklerinde dikkati çeken manzara resimleri, Türk resim sanatında bir deneme dönemi yansıtır.

Lale devrine ait bir minyatür. Topkapı sarayı kitaplığındaki 1728 tarihli Hamse-i Atai'den bir savaş sahnesi Lale devrinin diğer minyatürlerinde de görülen sağlam mekan anlayışı bu minyatürde de kendini gösterir.

Önde geleneksel minyatür tekniği görülür. Sünger kayalar ve tek bir düzleme sıkıştırılmış atlılar vardır. Arka planda ise öndeki figürlerdeki canlı, parlak renkler yerini pastel tonlara bırakmıştır. Arka planda görülen arka arkaya dizilmiş yapılar ve farklı düzlemlere yerleştirilmiş ağaçlar bazen mekan düzenlemesidir.

turkresimleri.com

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.