furkan suresi 18. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77


قَالُوا سُبْحَانَكَ مَا كَانَ يَنبَغِي لَنَا أَن نَّتَّخِذَ مِن دُونِكَ مِنْ أَوْلِيَاء وَلَكِن مَّتَّعْتَهُمْ وَآبَاءهُمْ حَتَّى نَسُوا الذِّكْرَ وَكَانُوا قَوْمًا بُورًا

Kâlû subhâneke mâ kâne yenbegî lenâ en nettehıze min dûnike min evliyâe ve lâkin metta’tehum ve âbâehum hattâ nesûz zikre, ve kânû kavmen bûra(bûren).


kâlû: dediler
subhâne-ke: sen sübhansın, münezzehsin
mâ kâne: olmadı, olmaz
yenbegî: yakışmaz, uygun olmaz
lenâ: bize
en nettehıze: edinmemiz
min dûni-ke: senden başka
min evliyâe: dostlar
ve lâkin: ve lâkin, fakat
metta'te-hum: onları metalandırdın, yararlandırdın
ve âbâe-hum: ve onların babaları
hattâ: oluncaya kadar, öyle ki
nesû: unuttular
ez zikra: zikir
ve kânû: ve oldular
kavmen: bir kavim
bûren: helâk olan


Hasan Basri Çantay
(görürsün ki) onlar (şöyle) demişlerdir: «Seni tenzîh ederiz. Seni bırakıb da başka velîler edinmemiz bize yakışmaz. Fakat (gerek) onları (n) ve (gerek) ataları (nın azâb müddetlerini) kendin uzatdın da nihayet zikri unutdular ve helak (e mahkûm) bir kavm oldular».

Ömer Nasuhi Bilmen
(O mabûd ittihaz edilenler de) derler ki: «Sen zât-ı ehâdiyetine layık olmayan şeylerden münezzehsin. Bizim için yaraşmaz ki, Sen'den başka velîler ittihaz edinelim. Fakat, onları ve babalarını nîmetlere nâil kıldın, tâ ki, zikri unuttular ve helâk olmuş bir kavim oldular.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Sübhansın, demişlerdir: Senden başka veliler ittihaz etmemiz (olunmamız ) bize yaraşır değildi ve lâkin sen onları ve atalarını zevka daldırdın, o kadar ki nihayet zikri unuttular ve helâke giden bir kavm oldular

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
onlar: «Seni tenzih ederiz, Senden başka dostlar edinmemiz bize yakışmazdı; fakat Sen, onları ve atalarını zevke daldırdın ki, zikri(ni) unuttular ve helaka giden bir topluluk oldular!» diyeceklerdir.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Onlar: «Sübhansın seni tenzih ederiz. Seni bırakıp da senden başka dostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat sen onlara ve atalarına o kadar nimet verdin ki, sonunda seni anmayı unuttular ve helaki hak eden bir kavim oldular.» derler.

Diyanet İşleri (eski)
Onlar: 'Haşa; Seni bırakıp başka dostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat Sen onlara ve babalarına nimetler verdin de sonunda Seni anmayı unuttular ve helaki hak eden bir millet oldular' derler.

Diyanet İşleri
Onlar, “Seni eksikliklerden uzak tutarız. Seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmaz. Fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda seni anmayı unuttular ve helâke giden bir toplum oldular” derler.

Diyanet Vakfi
Onlar: Seni tenzih ederiz. Seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda (seni) anmayı unuttular ve helâki hak eden bir kavim oldular, derler.

Celal Yıldırım
Onlar (tapılan şeyler), «seni tenzîh ederiz, bize senden başka dostlar ve sahip edinmeler yakışmaz ; ne var ki ,sen onları ve babalarını nimetlerle zevke daldırdın, o kadar ki seni anmayı unuttular ve yok olmaya uğratılan bir millet oldular» derler.

Suat Yıldırım
Onlar şöyle cevap verirler: "Sübhansın! Yüceler Yücesisin! Senden başka dost edinmeyi düşünmek bize yaraşan şey değildir. Ne var ki Sen onları ve babalarını, nimetlerine mazhar edip ömür vererek yaşatınca onlar Sen’i anmayı unuttular ve helâke müstahak bir güruh haline geldiler."

Ali Fikri Yavuz
Putlar şöyle derler: “- Seni tenzih ederiz. Senden başka veliler edinmemiz bize lâyık olmaz (böyle iken, biz başkasına nasıl mabud olabiliriz?) Fakat sen onları ve atalarını zevk içine daldırdın, nihayet zikri (tevhidi ve sana ibadeti) unuttular ve helâke düşen bir kavim oldular.”

İbni Kesir
Onlar da derler ki: Tenzih ederiz, Seni bırakır da başka dostlar edinmek bize yaraşmaz. Ama Sen, onlara ve babalarına nimetler verdin de, Seni anmayı unuttular ve helaki hak eden bir kavim oldular.

Abdulbaki Gölpınarlı
Diyecekler ki: Tenzîh ederiz seni, senden başka dost ve yardımcı kabûl etmek bize yaraşmaz; fakat sen, onları da, atalarını da nîmetler vererek yaşattın, sonunda seni anmayı unuttular ve helâke müstahak bir topluluk oldular.

Adem Uğur
Onlar: Seni tenzih ederiz. Seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda (seni) anmayı unuttular ve helâki hak eden bir kavim oldular, derler.

Ali Bulaç
Derler ki: "Sen yücesin; senin dışında başka veliler edinmemiz bize yakışmaz, ancak onları ve atalarını sen meta verip yararlandırdın, öyle ki (senin) zikri(ni) unuttular ve böylece yıkıma uğrayan bir kavim oldular."

Bekir Sadak
Onlar: «Hasa; Seni birakip baska dostlar edinmek bize yarasmaz; fakat Sen onlara ve babalarina nimetler verdin de sonunda Seni anmayi unuttular ve helaki hak eden bir millet oldular» derler.

Fizilal-il Kuran
Düzmece ilahlar derler ki; «Sen her türlü noksanlıktan münezzehsin! Senin dışında başka korucular ve dayanaklar edinmek bize yakışacak bir tutum değildir. Fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimetler verdin ki; sonunda seni anmayı unutarak yok edilmeyi hakeden bir topluluk oldular.»

Gültekin Onan
Derler ki: "Sen yücesin; senin dışında başka veliler edinmemiz bize yakışmaz, ancak onları ve atalarını sen meta verip yararlandırdın, öyle ki (senin ) zikri(ni) unuttular ve böylece yıkıma uğrayan bir kavim oldular."

Muhammed Esed
Onlar: "Sınırsız kudret ve yüceliğinle Seni tenzih ederiz!" diye cevap verecekler, "Senden başka dostlar, efendiler edinmek bize yakışmazdı! Fakat, (bunlara gelince) Sen bunlara ve babalarına dünya hayatının tadını çıkarmaları için fırsat verdin; öyle ki, onlar da sonunda (Seni) anmayı büsbütün unuttular; çünkü bunlar her türlü iyilikten yoksun kimselerdi".

Şaban Piriş
Onlar da derler ki: -Seni tenzih ederiz, senden başka veliler edinmek bize yaraşmaz. Fakat sen, onlara da babalarına da nimetler verdin. O derece ki zikri/kitabı önemsemediler de yok olmayı hak eden bir toplum oldular.

Tefhim-ul Kuran
Derler ki: «Sen yücesin; senin dışında başka veliler edinmemiz bize yakışmaz, ancak onları ve atalarını sen meta verip yararlandırdın, öyle ki (senin) zikri(ni) unuttular ve böylece yıkıma uğrayan bir kavim oldular.»

Ümit Şimşek
'Seni her türlü noksandan uzak tutarız,' derler. 'Senden başka veli edinmek bize yaraşmaz. Ancak Sen onları nimetlerinle nasiplendirdin; onlar da Seni anmayı unuttular ve helâk olmayı hak etmiş bir topluluk oldular.'

Süleyman Ateş
Derler ki: "Senin şânın yücedir, senden başka veliler edinmek bize yaraşmaz. Fakat sen onları ve atalarını ni'met verip yaşattın, (bolluk içinde dünyaya daldılar da seni) anmayı unuttular ve helâki hak eden bir topluluk oldular.

Yaşar Nuri Öztürk
Derler ki: "Tespih ederiz seni; seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmazdı. Ama sen onları ve atalarını öylesine nimetlendirdin ki, zikiri/Kur'an'ı unuttular ve helâke giden bir topluluk oldular."

Edip Yüksel
'Sen yücesin, senin yanında kimseyi veliler kabul etmek bize yakışmaz. Fakat, sen onlara ve atalarına nimetler bağışladın. Nihayet, onlar mesajı unutup yozlaşan bir toplum oldular,' diye karşılık verdiler.