وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ
Vucûhun yevmeizin hâşiah(hâşiatun).
| vucûhun | : yüzler vardır |
| yevme izin | : o gün, izin günü |
| hâşiatun | : öne eğik, zillet içinde, dehşet içinde |
Yüzler (vardır) o gün zelîl ve (hakıyr) dir.
(1-2) Sana salgın Kıyametin haberi geldi mi? O gün nice yüzler zillete düşmüştür.
Bir takım yüzler o gün eğilmiş zillete düşmüştür
O gün kimi yüzler eğilmiş, zillete düşmüştür.
Yüzler var ki, o gün eğilmiş, zillete düşmüştür.
O gün bir takım yüzler zillete bürünmüştür.
O gün birtakım yüzler vardır ki zillete bürünmüşlerdir.
(2-7) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir.
Yüzler var ki, o gün kararıp aşağılanmıştır.
Yüzler vardır o gün yere eğilmiştir, zelildir!
Bir takım yüzler vardır ki, o gün zelildir;
Yüzler vardır ki, o gün zillete bürünmüştür.
O gün yüzler eğilirler.
O gün bir takım yüzler zelildir,
O gün, öyle yüzler vardır ki, 'zillet içinde aşağılanmıştır.'
O gun bir takim yuzler zillete burunmustur.
O gün birtakım yüzler zillete bürünmüştür.
O gün, öyle yüzler vardır ki 'zillet içinde aşağılanmıştır'.
Bazı yüzler o Gün yere bakacak,
O gün, yüzler vardır yere yıkılmış.
O gün, öyle yüzler vardır ki, 'zillet içinde aşağılanmıştır.'
Yüzler vardır, o gün yere bakar,
Yüzler var ki o gün öne düşüktür,
Yüzler vardır o gün zilletle öne eğilmiştir.
O gün yüzler saygı gösterir.