وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ
Vucûhun yevmeizin nâımeh(nâımetun).
| vucûhun | : yüzler vardır |
| yevme izin | : o gün, izin günü |
| nâımetun | : naîm olan, güzel ve parlak olan |
Yüzler (vardır) o gün güzeldir (ni'metlere mazhardır).
(8-9) Bir kısım yüzler de o günde güzellik sahibidir. Çalışmış olmasından dolayı hoşnuttur.
Bir takım yüzler de o gün mes'uddur
Kimi yüzler de mesuttur o gün.
Yüzler de var ki, o gün nimetle mutludur.
İnanmış olanların yüzleri, o gün, pırıl pırıldır.
O gün birtakım yüzler vardır ki, nimet içinde mutludurlar.
(8-11) O gün bir takım yüzler de vardır ki, mutludurlar; (dünyadaki) çabalarından hoşnut olmuşlardır, yüce bir cennettedirler. Orada boş bir söz işitmezler.
Yüzler de var ki, o gün yumuşacık tazedir.
Ama yüzler vardır, o gün mutludurlar!
Bir takım yüzler de o gün mes’uddur.
Yüzler de vardır ki; o gün, parıl parıldır.
O gün yüzler, sevinçlidir, neşeye dalar.
O gün bir takım yüzler de vardır ki, mutludurlar,
O gün, öyle yüzler de vardır ki, nimette (engin bir mutluluk içinde)dirler.
Inanmis olanlarin yuzleri, o gun, piril pirildir.
İnanmış olanların yüzleri, o gün, pırıl pırıldır.
O gün, öyle yüzler de vardır ki, nimettedirler.
Bazı yüzler (de) o Gün mutlulukla parıldayacak,
O günde yüzler vardır pırıl pırıl..
O gün, öyle yüzler de vardır ki, nimette (engin bir mutluluk içinde)dirler.
Bir de öyle yüzler var ki, o gün mutludur.
Yüzler de var ki o gün ni'met içinde mutlu,
Yüzler de vardır o gün, nimetlerle mutlu.
O gün başka yüzler de var ki mutludur.