فَيُعَذِّبُهُ اللَّهُ الْعَذَابَ الْأَكْبَرَ
Fe yuazzibuhullâhul azâbel ekber(ekbere).
| fe | : o taktirde |
| yuazzibu-hu | : onu azaplandırır |
| allâhu | : Allah |
| el azâbe | : azap |
| el ekbere | : en büyük |
Allah da onu en büyük azâb ile azâblandırır.
Artık Allah, onu en büyük azap ile muazzep kılar.
Ki Allah onları en büyük azâb ile ta'zib edecek
Allah, onu en büyük azap ile cezalandıracaktır.
Allah ona en büyük azap ile azap edecek.
(23-24) Ama kim yüz çevirir, inkar ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır.
(23-24) Ancak, kim yüz çevirir, inkâr ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır.
(21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.
Allah ona en büyük azâb ile azâbda bulunacak.
Allah da onu en büyük cezaya çarptırır.
Allah onu, en büyük azabla azablandıracaktır.
Allah, onu en büyük azab ile azablandırır.
Artık onu Allah azaplandırır pek büyük bir azapla.
İşte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır.
Allah, onu en büyük azab ile azablandırır.
(23-24) Ama kim yuz cevirir, inkar ederse, Allah onu en buyuk azaba ugratir.
Allah onu en büyük azaba uğratır.
Tanrı, onu en büyük azab ile azablandırır.
Allah ona (öteki dünyada) en büyük azabı tattıracaktır:
Allah, onu en büyük cezaya çarptırır.
Allah, onu en büyük azab ile azablandırır.
Allah onu azabın en büyüğüyle cezalandırır.
Allâh ona en büyük azâbı eder,
Allah, böylesine en büyük azapla azap edecektir.
ALLAH onu en büyük ceza ile cezalandırır.