neml suresi 84. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93


حَتَّى إِذَا جَاؤُوا قَالَ أَكَذَّبْتُم بِآيَاتِي وَلَمْ تُحِيطُوا بِهَا عِلْمًا أَمَّاذَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Hattâ izâ câû kâle e kezzebtum bi âyâtî ve lem tuhîtû bihâ ılmen em mâzâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).


hattâ izâ: o zaman
câû: geldiler
kâle: dedi
e: mı
kezzebtum: siz yalanladınız
bi âyâtî: âyetlerimi
ve lem tuhîtû: ve siz ihata edemediniz
bi-hâ: onu
ilmen: ilim olarak, ilmen
em: yoksa, veya
mâzâ: ne
kuntum: siz oldunuz
ta'melûne: yapıyorsunuz


Hasan Basri Çantay
Nihayet (hesâb yerine) geldikleri zaman (Allah) buyurur ki: «Siz benim âyetlerimi, onları hiçbir bilgi ile kavramadığınız halde (körü körüne), tekzîb mi etdiniz? Ne idi o ısraar ile yapdığınız»?

Ömer Nasuhi Bilmen
Nihâyet geldikleri vakit (Hak Teâlâ) buyurur ki: «Benim âyetlerimi ilmen ihata edemez olduğunuz halde onları tekzîp mi ettiniz. Yoksa sizin yapar olduğunuz şey ne idi?»

Elmalılı Hamdi Yazır
Nihayet geldikleri vakıt: siz benim âyetlerimi ılmen kavramadığınız halde tekzib mi ettiniz? Yoksa ne yapıyordunuz

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Nihayet geldikleri zaman, Allah: «Siz, Benim ayetlerimi, onları ilmen kavramadığınız halde yalanladınız mı? Değilse ne yapıyordunuz?» buyurur.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Nihayet (oraya) geldikleri vakit Allah buyurur: «Siz benim âyetlerimi, ne olduğunu kavramadan yalan saydınız öyle mi? Yoksa yaptığınız başka neydi?»

Diyanet İşleri (eski)
Geldikleri zaman Allah: 'sadakat.net-ayetlerimi anlamadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa yaptığınız neydi?' der.

Diyanet İşleri
Hesap yerine geldiklerinde Allah şöyle der: “Siz benim âyetlerimi, onları ilmen kavramamışken yalanladınız öyle mi? Yoksa ne yapıyordunuz ki?!”

Diyanet Vakfi
Nihayet, (hesap yerine) geldikleri zaman Allah buyurur: Siz benim âyetlerimi, ne olduğunu kavramadan yalan saydınız öyle mi? Değilse yaptığınız neydi?

Celal Yıldırım
Sonunda (Mahşer alanına) geldiklerinde, (Allah onlara) «siz âyetlerimi anlayıp kavrayamazken onları yalan mı saydınız ? Yoksa neler yapıyordunuz?» der.

Suat Yıldırım
Nihayet hesap yerine vardıklarında Allah Teâlâ: "Demek siz ayetlerimin ne olduğunu iyice anlamadan yalan saydınız öyle mi? Yoksa ne yaptınız?"

Ali Fikri Yavuz
Nihayet hesap yerine geldikleri vakit, Allah buyurur ki: “- Siz benim âyetlerimi ilim bakımından kavramadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa ne yapıyordunuz?”

İbni Kesir
Nihayet geldikleri zaman; buyurur ki: Siz, Benim ayetlerimi anlamadığınız halde mi yalanladınız? Yoksa yaptığınız ne idi.

Abdulbaki Gölpınarlı
Sonunda, onlar geldi mi, delillerimi bir bilgi edinip kavramadığınız halde yalanladınız mı, neydi o yaptığınız der.

Adem Uğur
Nihayet, (hesap yerine) geldikleri zaman Allah buyurur: Siz benim âyetlerimi, ne olduğunu kavramadan yalan saydınız öyle mi? Değilse yaptığınız neydi?

Ali Bulaç
Nihayet geldikleri zaman, (Allah) der ki: "Siz benim ayetlerimi, bilgi bakımından kavramadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa ne yapıyordunuz?"

Bekir Sadak
Geldikleri zaman Allah: «Ayetlerimi anlamadiginiz halde yalanladiniz mi? Yoksa yaptiginiz neydi?» der.

Fizilal-il Kuran
Hesaplaşma yerine geldiklerinde Allah, onlara der ki; «Ayetlerimi anlamadığınız halde yalanladınız, değil mi? Yoksa yaptığınız, başka neydi ki?»

Gültekin Onan
Nihayet geldikleri zaman, (Tanrı) der ki: "Siz benim ayetlerimi bilgi bakımından kavramadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa ne yapıyordunuz?"

Muhammed Esed
öyle ki, (yargı önüne) çıktıkları zaman, Allah, onlara: "(Doğru düşünce ve) bilgi yoluyla üstesinden gelemeyince tutup mesajlarımızı yalanlamaya kalktınız, öyle mi? Peki, bu yaptığınız neydi öyleyse?" diyecek.

Şaban Piriş
Hepsi geldiği zaman: -Ayetlerimi iyice kavramadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa ne yapıyordunuz? der.

Tefhim-ul Kuran
Nihayet geldikleri zaman, (Allah) der ki: «Siz benim ayetlerimi, bilgi bakımından kavramadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa ne yapıyordunuz?»

Ümit Şimşek
Huzuruna geldiklerinde, Allah buyurur: 'Hiçbir şeyini kavramadan Benim âyetlerimi inkâr ettiniz, öyle mi? Değilse bu yaptığınız neydi?'

Süleyman Ateş
(Divânına) Geldiklerinde (Allâh onlara) der: "Âyetlerimi anlamadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa ne yaptınız?"

Yaşar Nuri Öztürk
Geldiklerinde Allah onlara: "Ayetlerimizi, ilminiz onları kuşatmadığı halde inkâr mı ettiniz yoksa ne yapıyordunuz?" der.

Edip Yüksel
Geldikleri zaman, 'Ayet ve mucizelerimi bilginizle kavramadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa yaptığınız neydi?' der.