mearic suresi 14. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44


وَمَن فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ

Ve men fîl ardı cemî’an summe yuncîh(yuncîhi).


ve men: ve kim
fî el ardı: yeryüzünde var
cemîan: tümünü, hepsini
summe: sonra
yuncî-hi: kendisini kurtarsın


Hasan Basri Çantay
ve yer (yüzün) de kim varsa hepsini. Ki nihayet (bu fedâkârlığı) kendisini (Allahın azabından) kurtarsın.

Ömer Nasuhi Bilmen
(13-14) Ve kendisini barındıran aşiretini (feda etsin). Ve yeryüzünde kim var ise, cümlesini fidye-i necât olarak versin de (sonra) bu fedakarlığı kendisini kurtarsın.

Elmalılı Hamdi Yazır
Ve Arzda bulunanların hepsini de sonra kendini kurtarsa

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
ve yeryüzünde bulunanların hepsini (verip) sonra kendisini kurtarsa.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin.

Diyanet İşleri (eski)
(11-14) Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.

Diyanet İşleri
(11-14) Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın.

Diyanet Vakfi
(11-14) Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.

Celal Yıldırım
(11-12-13-14) Birbirlerine gösterilirler (ama) suçlu günahkârlar o günün azabına karşılık oğullarını, eşini, kardeşini, kendisini barındıran kabile ve obasını ve yeryüzündeki her şeyi fidye verip kendini kurtarmak ister.

Suat Yıldırım
(10-14) Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz. Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini, kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister.

Ali Fikri Yavuz
Yeryüzünde bulunanların hepsini de, sonra kendini kurtarsa...

İbni Kesir
Ve yeryüzünde bulunan herkesi. Ki nihayet kendisini kurtarsın.

Abdulbaki Gölpınarlı
Ve kim varsa yeryüzünde hepsini de fedâ etmek ve sonra da kendini kurtarmak ister.

Adem Uğur
Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.

Ali Bulaç
Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa.

Bekir Sadak
(11-14) Onlar birbirlerine yalniz gosterilirler. Suclu kimse o gunun azabindan kurtulmak icin ogullarini, ailesini, kardesini, kendisini barindirmis olan sulalesini ve yeryuzunde bulunan herkesi feda etmek ve boylece kendisini kurtarmak ister.

Fizilal-il Kuran
Ve yeryüzünde bulunanların hepsini versin de tek kendisini kurtarsın.

Gültekin Onan
Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa.

Muhammed Esed
ve yeryüzünde yaşayan (başka) herkesi, onların tümünü; böylece yalnız kendini kurtarabilsin diye.

Şaban Piriş
Ve yeryüzünde bulunan herkesi... Sonra kendisini kurtarabilsin..

Tefhim-ul Kuran
Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa.

Ümit Şimşek
Yeryüzünde kim varsa hepsini feda edip kurtulmak ister.

Süleyman Ateş
Ve yeryüzünde bulunanların hepsini (versin) de tek kendisini kurtarsın.

Yaşar Nuri Öztürk
Ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmayı ister.

Edip Yüksel
Ve yeryüzünde bulunan herkesi, ki kurtulsun.