araf suresi 91. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206


فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُواْ فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ

Fe ehazethumur recfetu fe asbehû fî dârihim câsimîn(câsimîne).


fe ehazet-hum: böylece onları yakaladı, tuttu
er recfetu: şiddetli bir sarsıntı
fe asbehû: böylece oldular
fî dâri-him: kendi yurtlarında
câsimîne: diz üstü çökmüş kimseler


Hasan Basri Çantay
Bunun üzerine onları o müdhiş zelzele yakalayıverdi de yurdlarında diz üstü çöken (helake uğrayan) kimseler oldular.

Ömer Nasuhi Bilmen
Derken onları şiddetli bir zelzele yakaladı da yurtlarında diz üstü çöken kimseler oldular.

Elmalılı Hamdi Yazır
Derken onları o recfe tutuverdi, derhal vatanlarında çöke kaldılar

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Derken onları o dehşetli sarsıntı yakalayıverdi ve hemen yurtlarında çökekaldılar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Derken o (müthiş) sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

Diyanet İşleri (eski)
Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

Diyanet İşleri
Derken, onları o korkunç sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar.

Diyanet Vakfi
Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.

Celal Yıldırım
(91-92) Bunun üzerine onları müthiş sarsıntı yakalayıverdi ve (böylece) kendi yurtlarında oldukları yerde dizüstü çöküp kaldılar; Şuâyb'ı yalanlayanlar sanki orada hiç şenşatır yaşamamış gibi oldular. Şuâyb'ı yalanlayanlar ziyana uğrayanların tâ kendileri oldular.

Suat Yıldırım
Derken şiddetli bir deprem onları kıskıvrak yakaladı ve derhal oldukları yerde çökekaldılar.

Ali Fikri Yavuz
Nihayet onları, o korkunç zelzele (sarsıntı) yakalayıverdi. Böylece evlerinde çöküp helâk oldular.

İbni Kesir
Bunun üzerine onları sarsıntı yakalayıverdi. Ve yurtlarında dizüstü çökenler oldular.

Abdulbaki Gölpınarlı
Derken, şiddetli bir depremle azâba uğradılar, yurtlarında diz çökmüş bir halde yüzükoyun kapanarak helâk olup gittiler.

Adem Uğur
Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.

Ali Bulaç
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.

Bekir Sadak
Bu yuzden onlari bir sarsinti tuttu ve olduklari yerde diz ustu cokuverdiler.

Fizilal-il Kuran
Bu arada ani bir yersarsıntısına tutuldular da oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.

Gültekin Onan
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.

Muhammed Esed
Derken, bir deprem onların işini bitirdi: kendi evlerinde cansız olarak yere serilip kaldılar.

Şaban Piriş
(91-92.) Onları dehşetli bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde çöküp kaldılar. Şuayb’ı yalanlayanlar sanki orda hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb’ı yalanlayanların asıl kendileri mahvoldu.

Tefhim-ul Kuran
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.

Ümit Şimşek
Sonra onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar.

Süleyman Ateş
Derken o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

Yaşar Nuri Öztürk
Bunun üzerine o korkunç titreşim/o büyük zelzele onları yakalayıverdi de öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.

Edip Yüksel
Bunun üzerine onları bir sarsıntı yakaladı da evlerinde diz üstü çöküverdiler.