araf suresi 34. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206


وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ فَإِذَا جَاء أَجَلُهُمْ لاَ يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلاَ يَسْتَقْدِمُونَ

Ve li kulli ummetin ecel(ecelun), fe izâ câe eceluhum lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn(yestakdimûne).


ve li kulli ummetin: bütün ümmet için vardır
ecelun: ecel, süre, müddet, zaman dilimi
fe: böylece
izâ câe: geldiği zaman
ecelu-hum: onların ecelleri (takdir edilen zaman dolunca)
lâ yeste'hırûne: geriye bırakılmaz, tehir edilmez
sâaten: bir saat
ve lâ yestakdimûne: ve öne alınmaz


Hasan Basri Çantay
Her ümmetin (mukadder) bir eceli vardır. Binâen'aleyh o müddetleri gelince bir saat ne geri bırakabilirler, ne öne alabilirler.

Ömer Nasuhi Bilmen
Her ümmet için bir ecel vardır. Artık onların ecelleri geldiği zaman ne bir saat geri bırakabilirler, ve ne de öne alabilirler.

Elmalılı Hamdi Yazır
Her ümmet için bir müddet mukadder, müddetleri gelince bir lâhza geri de kalmazlar, öne de geçemezler

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Her milletin bir sonu vardır ve o son gelince bir an geri de kalmazlar öne de geçemezler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Her ümmetin bir eceli vardır. O ecel geldiğinde, ne bir ân erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.

Diyanet İşleri (eski)
Her ümmet için belirli bir süre vardır; vakitleri dolunca ne bir saat gecikebilir ne de öne geçebilirler.

Diyanet İşleri
Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.

Diyanet Vakfi
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler.

Celal Yıldırım
Her ümmetin (her milletin) son bulması için belirlenmiş bir vakti vardır, o gelince ne bir an geri kalırlar, ne de ileri geçerler.

Suat Yıldırım
Her ümmet için belirlenmiş bir müddet vardır. Vâdeleri gelince ne bir an geri bırakabilir, ne de bir an öne alabilirler.

Ali Fikri Yavuz
Her ümmet için takdir edilen bir zaman (ecel) var. Müddetleri gelince bir an geri kalamazlar ve öne de geçmezler.

İbni Kesir
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince; ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gidebilirler.

Abdulbaki Gölpınarlı
Her ümmetin başına gelecek musîbete bir zaman takdîr edilmiştir. Mukadder olan o zaman gelip çattı mı o musîbeti ne bir an geriye atabilirler, ne bir an ileriye alabilirler.

Adem Uğur
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler.

Ali Bulaç
Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler.)

Bekir Sadak
Her ummet icin belirli bir sure vardir; vakitleri dolunca ne bir saat gecikebilir ne de one gecebilirler.

Fizilal-il Kuran
Her toplumun belirlenmiş bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde onu ne bir an erteleyebilirler ve ne de bir an öne alabilirler.

Gültekin Onan
Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler [tam zamanında çökerler].

Muhammed Esed
Ve her toplum için bir vade belirlenmiştir: Öyle ki, vadeleri dolduğunda onu bir tek an olsun, ne geciktirebilirler ne de öne alabilirler.

Şaban Piriş
Her toplumun bir sonu vardır. Sonları geldiğinde; ne bir süre ertelenebilir ne de öne alınabilir.

Tefhim-ul Kuran
Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler) .

Ümit Şimşek
Her milletin bir eceli vardır. Vadeleri eriştiğinde onu ne bir an erteleyebilir, ne de öne alabilirler.

Süleyman Ateş
Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince (onlar), ne bir an geri kalırlar, ne de öne geçerler, (tam vaktinde batıp giderler).

Yaşar Nuri Öztürk
Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır. Süreleri dolunca ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçerler.

Edip Yüksel
Her bir toplumun bir süresi vardır. Süreleri gelince ne bir an erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.