araf suresi 5. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206


فَمَا كَانَ دَعْوَاهُمْ إِذْ جَاءهُمْ بَأْسُنَا إِلاَّ أَن قَالُواْ إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ

Fe mâ kâne da’vâhum iz câehum be’sunâ illâ en kâlû innâ kunnâ zâlimîn(zâlimîne).


fe: o zaman
mâ kâne: olmadı
dâ'vâ-hum: onların duaları, yalvarmaları
iz: o zaman, olduğunda
câe-hum: onlara geldi
be'su-nâ: azabımız
illâ: ...den başka
en kâlû: söylemeleri, demeleri
innâ: gerçekten, muhakkak ki
kun-nâ: biz olduk
zâlimîne: zalimler


Hasan Basri Çantay
Kendilerine azabımız geldiği zaman çağrışları «Biz hakîkaten zaalimlerdendik» demelerinden başka (bir şey) olmadı.

Ömer Nasuhi Bilmen
Onlara azabımız geldiği zaman ise onların sözleri, «Biz hakikaten zalim kimseler olmuş idik» demekten başka olmamıştır.

Elmalılı Hamdi Yazır
Azâbımız kendilerine geldiği vakıt da «bizler hakıkaten zalimler idik» demekten başka da'vaları olmadı

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Azabımız kendilerine geldiğinde: «Bizler, gerçekten zalimlerdik!» demekten başka bir iddiaları olmadı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Azabımız onlara geldiğinde «Biz gerçekten zalimlermişiz!» demelerinden başka yalvarışları kalmadı.

Diyanet İşleri (eski)
Baskınımıza uğradıklarında, sözleri, 'Gerçekten biz haksızdık' demekten ibaret kalmıştır.

Diyanet İşleri
Azabımız kendilerine geldiğinde, “(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten biz zalimler olmuştuk” demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı.

Diyanet Vakfi
Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, «Biz gerçekten zalim kişilermişiz» demelerinden başka bir şey olmadı.

Celal Yıldırım
Kahredici azabımız gelip çattığında, bağırıp çağırmaları sadece, «doğrusu biz zâlimler idik!» olmuş tur.

Suat Yıldırım
Azabımız gelip çattığında da itiraf ve yalvarmaları: "Biz gerçekten zalim adamlarmışız!" demekten başka bir şey olmadı.

Ali Fikri Yavuz
Azabımız kendilerine geldiği zaman, yalvarış ve itirafları ancak şu olmuştu: “- Gerçekten bizler zalimlerdeniz.”

İbni Kesir
Baskınımız geldiği zaman, çağırışları: Biz gerçekten zalimlerdendik, demekten başka birşey olmadı.

Abdulbaki Gölpınarlı
Azâbımız geldiği zaman ancak, biz zulmetmiştik diye niyâz edebildiler.

Adem Uğur
Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, "Biz gerçekten zalim kişilermişiz" demelerinden başka bir şey olmadı.

Ali Bulaç
Zorlu azabımız onlara gelince yakarabildikleri: "Biz gerçekten zulme sapanlardandık" demelerinden başka olmadı.

Bekir Sadak
Baskinimiza ugradiklarinda, sozleri, «Gercekten biz haksizdik» demekten ibaret kalmistir.

Fizilal-il Kuran
Azabımıza uğradıkları andaki tek feryadları «Biz gerçekten zalimdik» demekten ibaret oldu.

Gültekin Onan
Zorlu azabımız onlara gelince yakarabildikleri: "Biz gerçekten zulme sapanlardandık" demelerinden başka olmadı.

Muhammed Esed
Ve cezamız başlarında koptuğu zaman, kendi kendilerine, "vah bize! Biz gerçekten zalim kimselerdik!" demekten başka söyleyecek sözleri olmamıştır.

Şaban Piriş
Azabımız onlara geldiği vakit, feryatları “Biz, gerçekten zalimler idik!” demekten başka bir şey olmadı.

Tefhim-ul Kuran
Zorlu azabımız onlara geliverince yakarabildikleri: «Biz gerçekten zulme sapanlardandık» demelerinden başka olmadı.

Ümit Şimşek
Kendilerine azabımız geldiği zaman onların 'Biz gerçekten zalimmişiz' sözünden başka bir diyecekleri yoktu.

Süleyman Ateş
Azâbımız onlara geldiğinde "Biz gerçekten zâlimlermişiz!" demelerinden başka yalvarıları kalmadı.

Yaşar Nuri Öztürk
Azabımız onlara gelip çattığında, yaptıkları, şu çığlığı yükseltmekten başka birşey olmamıştır: Biz gerçekten zalimlerdik!

Edip Yüksel
Kendilerine azabımız geldiği vakit, 'Gerçekten bizler zalimler imişiz,' demekten başka sözleri olmadı.