muddessir suresi 47. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56


حَتَّى أَتَانَا الْيَقِينُ

Hattâ etânel yakîn(yakinu).


hattâ: oluncaya kadar, kadar
etâ-nâ: bize geldi
el yakînu: yakîn hasıl olması, bizzat şahit olma


Hasan Basri Çantay
«Nihayet bize ölüm gelib çatdı».

Ömer Nasuhi Bilmen
(46-47) «Ve biz ceza gününü tekzîp eder olmuştuk.. Bize ölüm gelinceye değin.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Tâ gelinciye kadar bize o yakîn

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
bize o ölüm gelinceye kadar!»

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
«Nihayet bize ölüm gelip çattı.»

Diyanet İşleri (eski)
'Ölüm bize o haldeyken geldi.'

Diyanet İşleri
“Nihayet ölüm bize gelip çattı.”

Diyanet Vakfi
Sonunda bize ölüm geldi çattı.

Celal Yıldırım
Tâ ki, ölüm bize gelip çattı.

Suat Yıldırım
Ölüm bizi yakalayıncaya kadar hep böyle idik."

Ali Fikri Yavuz
Nihayet bize ölüm gelib çattı.”

İbni Kesir
Nihayet ölüm bize gelip çattı.

Abdulbaki Gölpınarlı
Bize ölüm gelip çatıncaya dek.

Adem Uğur
Sonunda bize ölüm geldi çattı.

Ali Bulaç
"Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı."

Bekir Sadak
«lum bize o haldeyken geldi.»

Fizilal-il Kuran
Sonunda bir de ölüm gelip çattı.»

Gültekin Onan
"Sonunda yakin (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı."

Muhammed Esed
(ölüm ile) her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar."

Şaban Piriş
Ölüm bize gelene dek..

Tefhim-ul Kuran
«Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı.»

Ümit Şimşek
'Sonunda kesin bilgi bize ulaştı.'

Süleyman Ateş
"İşte böyle iken ölüm bize gelip çattı."

Yaşar Nuri Öztürk
"Nihayet, tartışılmaz ve karşı çıkılmaz bilgi önümüze dikildi."

Edip Yüksel
'Nihayet (şimdi) kesin gerçeğe ulaştık.'