zuhruf suresi 28. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89


وَجَعَلَهَا كَلِمَةً بَاقِيَةً فِي عَقِبِهِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

Ve cealehâ kelimeten bâkıyeten fî akıbihî leallehum yerciûn(yerciûne).


ve ceale-hâ: ve onu kıldı
kelimeten: bir kelime
bâkiyeten: bâki, kalıcı olarak, kalıcı
: içinde
akibi-hi: onun akıbeti, ondan sonrakiler, zürriyeti
lealle-hum: umulur ki böylece onlar
yerciûne: dönerler


Hasan Basri Çantay
(İbrâhîm) bunu (bu tevhîd kelimesini, ileride Mekkeliler de dînine) dönsünler diye, zürriyeti arasında baakıy bir kelime yapdı.

Ömer Nasuhi Bilmen
Ve onu (o ifadesini) zürriyeti arasında bâki bir kelime kıldı. Belki onlar, dönüverirler (diye).

Elmalılı Hamdi Yazır
Ve onu ardında (zürriyyetinde) kalan bir kelime yaptı gerek ki rücu' edeler

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
O, bu sözü, soyu arkasında kalan bir kelime yaptı ki, tevhide dönsünler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
İbrahim, bu sözü, ardından gelecek olanlara devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, onlar doğru yola dönsünler.

Diyanet İşleri (eski)
İbrahim ardından geleceklere bu sözü, devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı. Artık belki doğru yola dönerler.

Diyanet İşleri
İbrahim bunu, belki dönerler diye, ardından gelecekler arasında kalıcı bir söz yaptı.

Diyanet Vakfi
Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.

Celal Yıldırım
İbrahim bunu, (hakka) dönerler diye soyu arasında baki kalacak bir söz olarak bıraktı.

Suat Yıldırım
O, bu sözü hakka dönsünler diye, gelecek nesillere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı.

Ali Fikri Yavuz
İbrahîm, bu tevhid kelimesini, soyu içerisinde bakî kalan bir kelime yaptı. Gerek ki (küfürden) dönerler.

İbni Kesir
Ve onu; belki dönerler diye ardından gelenler için kalıcı bir kelime kıldı.

Abdulbaki Gölpınarlı
Ve bu birlik sözünü, gerçeğe dönsünler diye soyu arasında da dâimâ kalacak ve zevâl bulmayacak bir vasiyet olarak bıraktı.

Adem Uğur
Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.

Ali Bulaç
Ve bunu (bu tevhid inancını) belki (insanlar Allah'a) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldı / bıraktı.

Bekir Sadak
Ibrahim ardindan geleceklere bu sozu, devamli kalacak bir miras olarak birakti. Artik belki dogru yola donerler.

Fizilal-il Kuran
ve bu tevhid sözünün ardından kalıcı bir söz yaptı ki, insanlar Allah'a dönsünler.

Gültekin Onan
Ve bunu (bu tevhid inancını) belki (insanlar Tanrı'ya) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldı / bıraktı.

Muhammed Esed
Ve bunu, daha sonra gelenler arasında yaşamaya devam eden bir söz olarak söyledi ki onlar (daima) o (sözü hatırlayıp ona) dönsünler.

Şaban Piriş
Onu, belki dönerler diye arkasında kalıcı bir söz haline getirdi.

Tefhim-ul Kuran
Ve bunu (bu tevhid inancını) onun ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kılıp bıraktı ki belki (Allah'a) dönerler diye.

Ümit Şimşek
İnsanlar hakka dönsünler diye, İbrahim bu sözü ardında miras bıraktı.

Süleyman Ateş
Ve bu sözü ardında kalıcı bir söz yaptı ki (insanlar Allah'a kulluğa) dönsünler.

Yaşar Nuri Öztürk
O, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler.

Edip Yüksel
Belki doğru yola dönerler diye onun ardından gelecekler için bunu ebedi bir ders kıldı.