zuhruf suresi 29. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89


بَلْ مَتَّعْتُ هَؤُلَاء وَآبَاءهُمْ حَتَّى جَاءهُمُ الْحَقُّ وَرَسُولٌ مُّبِينٌ

Bel metta’tu hâulâi ve âbâehum hattâ câehumul hakku ve resûlun mubîn(mubînun).


bel: hayır
metta'tu: ben metalandırdım
hâulâi: bunlar (onlar)
ve âbâe-hum: ve onların babaları, ataları
hattâ: oluncaya kadar
câe-hum(u): onlara geldi
el hakku: hak
ve resûlun: ve bir resûl
mubînun: apaçık, açıklayan


Hasan Basri Çantay
Daha doğrusu ben onları da, atlarını da, kendilerine hak (ve şerîat hükümlerini) açıklayan bir peygamber gelinceye kadar, fâidelendirdim (yaşatdım).

Ömer Nasuhi Bilmen
Fakat onları ve atalarını kendilerine o hak ve apaçık resûl gelinceye kadar fâidelendirdim.

Elmalılı Hamdi Yazır
Fakat şunları ve atalarını ta kendilerine hakk ve bir Resuli mübîn gelinciye kadar müstefid edip yaşattım

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Fakat bunları ve atalarını kendilerine hak ve apaçık anlatan bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp yaşattım.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Doğrusu ben bunları da babalarını da kendilerine hak olan kitap ve gerçeği açıklayan bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp geçindirdim.

Diyanet İşleri (eski)
Hayır; Ben bunları ve babalarını gerçek ve onu açıklayan bir peygamber gelene kadar geçindirdim.

Diyanet İşleri
Doğrusu onları (Mekke müşriklerini) ve atalarını kendilerine hak olan Kur’an ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar (dünya nimetlerinden) yararlandırırım.

Diyanet Vakfi
Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

Celal Yıldırım
Fakat bunları ve babalarını, kendilerine hakk ve (onu) açıklayan peygamber gelinceye kadar bir süre geçindirip yararlandırdık.

Suat Yıldırım
Doğrusu, Ben bunları da, babalarını da kendilerine hakikat ve onu açıklayan peygamber gelinceye kadar yaşattım.

Ali Fikri Yavuz
Doğrusu şu (Mekke’li) kâfirleri ve atalarını, kendilerine kitab ve elçiliği (mucizelerle) aşikâr bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp yaşattım.

İbni Kesir
Hayır. Ben, onları da, atalarını da hakkı açıklayan bir peygamber gelene kadar geçindirdim.

Abdulbaki Gölpınarlı
Belki de ben, onları da, atalarını da, onlara bir gerçek ve apaçık bir peygamber gelinceye dek geçindirmedeydim.

Adem Uğur
Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

Ali Bulaç
Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım, yaşattım.

Bekir Sadak
Hayir; Ben bunlari ve babalarini gercek ve onu aciklayan bir peygamber gelene kadar gecindirdim.

Fizilal-il Kuran
Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine hak ve hakikatı açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

Gültekin Onan
Hayır; ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım, yaşattım.

Muhammed Esed
Şimdi, (İbrahim'den sonra yaşamış olanlara gelince,) onlara -ve atalarına- her şeyi apaçık ortaya seren bir elçi aracılığıyla hakikati gönderinceye kadar istedikleri gibi yaşamalarına izin verdim:

Şaban Piriş
Evet, onları ve atalarını kendilerine hak ve apaçık bir elçi gelinceye kadar nimetlendirdim.

Tefhim-ul Kuran
Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir peygamber gelinceye kadar metalandırıp yaşattım.

Ümit Şimşek
Bunları ve atalarını da, kendilerine hak ve onu açıklayıcı peygamber gelinceye kadar nimetlerimden nasiplendirdim.

Süleyman Ateş
Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine gerçek söz ve (onu) açıklayan elçi gelinceye dek yaşattım.

Yaşar Nuri Öztürk
Ben, şunlar ve atalarını, kendilerine hak ve açık kanıtlı resul gelinceye kadar nimetlendirdim.

Edip Yüksel
Doğrusu, kendilerine gerçek ve apaçık bir elçi varıncaya kadar şunlara ve atalarına imkan tanıdım.