وَنَعْمَةٍ كَانُوا فِيهَا فَاكِهِينَ
Ve na’metin kânû fîhâ fâkihîn(fâkihîne).
| ve na'metin | : ve ni'metler |
| kânû | : oldular |
| fîhâ | : orada |
| fâkihîne | : zevk içinde yaşayanlar |
(25-26-27) Onlar bağlardan, pınarlardan, ekinlerden (süslü mahfellerden, güzel konaklardan, içinde nâz ve naıym ile yaşadıkları ihtişam (lar) dan neler, (nice şeyler) bırakdılar.
Ve içinde zevk ile müstefit oldukları nîmetten.
Ve içinde zevk sürdükleri ne ni'met ve refah
ve içinde sefa sürdükleri ne nimet ve refah...
Ve içinde eğlenip durdukları nice nimetler ve refah!
(25-27) Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı.
Zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler!
(25-27) Onlar geride nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler bırakmışlardı.
(25-26-27) Geride nice bahçeleri, pınarları, ekinleri, şerefli konakları ve içinde zevk u safa sürdükleri nimetleri bıraktılar.
(25-27) Geride neler bırakmadılar neler!... Ne bağlar, bahçeler, ne pınarlar, ne çiftlikler... Ne güzel güzel konaklar, ne makamlar, içinde zevk-u safa sürdükleri ne nimetler!...
İçinde zevk sürdükleri ne nimet ve refah...
Zevk ve safa sürdükleri nimetleri de.
Ve bol bol yeyip geçindikleri nice nîmetler.
Ve zevkü sefa sürdükleri nice nimetler!
Ve içlerinde 'sevinç ve mutluluk içinde' yaşadıkları nimetler,
(25-27) Orada nice bahceler, pinarlar, ekinler, guzel konaklar, eglenip durduklari nimetler birakmislardi.
Ve zevkü sefa sürecekleri nice nimetler!
Ve içlerinde 'sevinç ve mutluluk içinde' yaşadıkları nimetler.
ve hoşlandıkları nice rahatlıklar, kolaylıklar!
İçinde eğlenip durdukları nimetleri...
Ve kendilerinde 'sevinç ve mutluluk içinde' yaşadıkları nimetler.
Safâsını sürdükleri nimetler...
Ve zevkü sefa sürdükleri nice ni'metler!
İçinde zevk sürdükleri nice nimetler.
Ve içinde sefa sürdükleri nice nimetler...