meryem suresi 4. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98


قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُن بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا

Kâle rabbî innî ve henel azmu minnî veştealer re’su şeyben ve lem ekun bi duâike rabbî şakıyyâ(şakıyyen).


kâle: dedi
rabbî: Rabbim
in-nî: muhakkak ben
vehene: zayıfladı, güçsüzleşti
el azmu: kemik
min-nî: benden (benim)
ve işteale: ve tutuştu, yayıldı
er re'su: baş
şeyben: ağararak (saçın ağarması)
ve lem ekun: ve ben olmadım
bi duâi-ke: sana dua etmek ile
rabbî: Rabbim
şakıyyen: şâkî


Hasan Basri Çantay
Demişdi ki: «Ey Rabbim, hakıykat ben... Benim kemiğim yıpradı. Başımın saçı tutuşdu. Ey Rabbim, ben Sana düâ etme (m neticesinde) etmişsem bedbaht (ve mahrum) olmadım».

Ömer Nasuhi Bilmen
Demişti ki: «Yarabbi! Muhakkak benim kemiklerim zayıflaştı, başımın tüyü de tutuştu ve Rabbim! Sana ne dua ettim ise mahrum kalmadım.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Demişti: yarab işte ben artık kemik gevşedi benden, ve baş bembeyaz alev aldı, sana duâ ile ise rabbım hiç bir zaman bedbaht olmadım

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Demişti ki: «Ey Rabbim, gerçek şu ki, benim kemik(im) gevşedi, baş(ım) bembeyaz alev aldı (Saçlarım ağardı) ve sana (ettiğim) dua ile ise hiçbir zaman mutsuz olmadım ey Rabbim!

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Şöyle demişti: «Ey Rabbim! Şüphesiz (artık öyle bir durumdayım ki) benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım(ın saçı) bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadım.»

Diyanet İşleri (eski)
Şöyle demişti: 'Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Sana yalvarmakla şimdiye kadar bedbaht olup bir şeyden mahrum kalmadım.'

Diyanet İşleri
O, şöyle demişti: “Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda (cevapsız bırakılarak) hiç mahrum olmadım.”

Diyanet Vakfi
Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.

Celal Yıldırım
«Ey Rabbim ! Kemiklerim gerçekten iyice zayıfladı ve başımdaki saçlarım da aklaşıp alev alev tutuşurcasına ağardı. Rabbim ! Sana yalvarıp yakarmakta hiç de bedbaht olmadım.

Suat Yıldırım
"Ya Rabbî, iyice yaşlandım, kemiklerim zayıfladı, eridi, başımdaki saçlarım ağardı, beyaz alevler gibi tutuştu. Ya Rabbî, Sana her ne için yalvardıysam, asla mahrum kalmadım."

Ali Fikri Yavuz
Şöyle demişti: “-Ey Rabbim, doğrusu ben (o kimseyim ki), benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başımın saçı bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiç bir zaman mahrum olmadım.

İbni Kesir
Ve demişti ki: Rabbım; gerçekten kemiklerim yıprandı, baş yaşlılık alevi ile tutuştu. Rabbım; şimdiye kadar sana yalvarmakla bir şeyden mahrum olmadım.

Abdulbaki Gölpınarlı
Demişti ki: Rabbim, kemiklerim bile incelip zayıfladı, saçım sakalım ağardı, parıl parıl parlamada başım sanki ve sana ne duâ etmişsem mahrûm olmadım ben.

Adem Uğur
Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.

Ali Bulaç
Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım."

Bekir Sadak
soyle demisti: «Rabbim! Gercekten kemiklerim zayifladi, saclarim agardi. Rabbim! Sana yalvarmakla simdiye kadar bedbaht olup bir seyden mahrum kalmadim.»

Fizilal-il Kuran
Ve demişti ki; «Ey Rabbim, kemiklerim yıprandı, yaşlılık alevi başımı sardı. Şimdiye kadar sana dua edip de bedbaht olduğum hiç olmadı.»

Gültekin Onan
Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım"

Muhammed Esed
şöyle demişti: "Ey Rabbim! Doğrusu, artık kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı. Ama şimdiye kadar, ey Rabbim, Sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı.

Şaban Piriş
Rabbim, dedi şüphesiz kemiklerim zayıfladı, baş yaşlılık ateşiyle tutuştu. Rabbim, sana ettiğim dualarda hiç bir şeyden mahrum olmadım.

Tefhim-ul Kuran
Demişti ki: «Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım.»

Ümit Şimşek
'Rabbim,' demişti. 'Artık benim kemiklerim yıprandı; başım ihtiyarlık aleviyle tutuştu. Sana dualarımda da, ey Rabbim, mahrum kaldığım hiç olmadı.

Süleyman Ateş
"Rabbim, demişti, ben, bende kemik gevşedi; baş, ihtiyarlk aleviyle tutuştu. Rabbim, sana du'â ile hiçbir zaman bahtsız olmadım (her du'â ettikçe kabul buyurdun, beni istediğimden mahrum etmedin)."

Yaşar Nuri Öztürk
Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht olmadım."

Edip Yüksel
'Rabbim,' dedi, 'Vücudumdaki kemik gevşedi, başım ağarıp tutuştu. Sana yalvarışta, Rabbim, hiç bir vakit umut kesmedim.'