kalem suresi 27. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52


بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ

Bel nahnu mahrûmûn(mahrûmûne).


bel: bilâkis, aksine, hayır
nahnu: biz
mahrûmûne: mahrum olan kimseler


Hasan Basri Çantay
(Sonra hakıykatı anlayınca da) «Hayır, biz mahrum (kalmış) larız».

Ömer Nasuhi Bilmen
(26-27) Vaktâ ki o bostanlarını (o halde) gördüler, dediler ki: «Şüphe yok bizler elbette sapık kimseleriz. Hayır, biz mahrum kimseleriz.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Yok biz mahrum edilmişiz

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Yok, biz mahrum edilmişiz.» dediler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
«Yok, biz mahrum edilmişiz.» (dediler).

Diyanet İşleri (eski)
(26-27) Bahçeyi gördüklerinde: 'Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız; belki de biz yoksun bırakıldık' dediler.

Diyanet İşleri
(Gerçeği anlayınca da), “Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!” dediler.

Diyanet Vakfi
Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız!

Celal Yıldırım
(26-27) Bahçeyi görünce : «Biz şüphesiz şaşırıp (başka yere) sapmışız, hayır biz mahrum kalmışız» dediler.

Suat Yıldırım
Çok geçmeden işi anlayınca: "Hayır! dediler, Doğrusu felakete uğramışız!"

Ali Fikri Yavuz
(Etrafa bakınıp kendi bahçeleri olduğunu anladıkları zaman da): “-Hayır, (bahçenin bereketinden) biz mahrum edilmişiz.” dediler.

İbni Kesir
Hayır, belki de biz mahrum bırakıldık.

Abdulbaki Gölpınarlı
Hayır dediler, biz mahrûm olup gitmişiz.

Adem Uğur
Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız!

Ali Bulaç
"Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık."

Bekir Sadak
(26-27) Bahceyi gorduklerinde: «Herhalde yolumuzu sasirmis olacagiz; belki de biz yoksun birakildik» dediler.

Fizilal-il Kuran
Hayır doğrusu biz mahrum bırakıldık.

Gültekin Onan
"Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık."

Muhammed Esed
(ve sonra da) "Hayır, galiba elimizden çıkmış!" (dediler).

Şaban Piriş
-Hayır, Biz mahrum bırakıldık.

Tefhim-ul Kuran
«Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık.»

Ümit Şimşek
'Yok, yanlış gelmedik; mahrum kaldık.'

Süleyman Ateş
"Hayır, doğrusu biz mahrum bırakıldık!"

Yaşar Nuri Öztürk
"Hayır, hayır! Biz mahrum edilenleriz."

Edip Yüksel
'Yok, doğrusu biz yoksun bırakıldık.'